müzik
- hâl / Aykut Kuşkaya
-
Aslında Aykut Kuşkaya ismi iyi bir müzik dinleyicisinin mutlaka
hafızasında vardır ama; kimdir ve müzik dünyasına kendisini nasıl
kazandırmıştır ? Sohbetimize öncelikle müzikal geçmişinizden bir
özet yapmanızı isteyerek başlasak ve oradan ilk albümünüze kadar
gelsek nasıl olur?
-
1967 yılında, serbest meslekle uğraşan bir baba ve ev hanımı bir
annenin dördüncü ve son çocuğu olarak İstanbul'da dünyaya gelmişim.
İlk
ve ortaokulu Göztepe'de okuduktan sonra, liseyi Kabataş Erkek
Lisesi'nde bitirdim. M.Ü.İktisat Fakültesi'nde İktisat bölümünden
mezun olarak, yine M.Ü.'ne bağlı Ortadoğu ve İslam Ülkelerinde
Ekonomi bölümünde iki sene lisansüstü eğitimi aldım.
"Geleneği
bozmayarak" müzik yaşamıma, ailemin de desteği ile küçük
yaşta başladım. Babam -merhum- Feridun Kuşkaya, TRT Radyosu'nda
çeşitli korolarda saz ve ses solistliği yapmıştı. Aile meclislerindeki
fasıl ortamlarında büyüyerek; ilkokulda -hemen her Türk genci
gibi- flüt, trampet, mandolin çaldıktan sonra ortaokulda büyük
usta Orhan Dağlı'dan ders alarak bağlama öğrendim; lise yıllarımda
da gitar çalarak ilk bestelerimi yaptım.
Kabataş
Erkek Lisesi'nde okurken, aralarında İskender Paydaş'ın da bulunduğu
grupta gitar çalıp solistlik yaparak liselerarası çeşitli yarışmalarda
çeşitli ödüllere sahip oldum. Yine aynı yıllarda ilk sahnemi Ortaköy
Deniz Park Cafe'de aldım. Sonrasında Bağdat caddesi, Bahçelievler,
Kadıköy ve Taksim'de çeşitli mekanlarda çalıp söyledim.
1988-94
yılları arasında çeşitli albümlere söz, beste verdim ve yorumcu
olarak katıldım. 1995 yılında yapımcılığını Esra Film, yönetmenliğini
Mesut Uçakan'ın yaptığı "Ölümsüz Karanfiller" adlı filmde
oyuncu olarak rol almamın yanı sıra, tem müziklerini de besteleyip,
okudum.
1994
yılında ilk solo albümüm olan Umut Sancısı'nı çıkardım. Bunu;
1996 - Ağlarken Gülebilmek
1996 - Nereye Kadar
1999 - Yalnızım
2001 - Ne Olur Anla
2003 - Uyan Ey Gözlerim
ve yeni çıkan SELAM albümleri takip etti.
Müzik
ve reklam müziği çalışmalarımdan başka, yaklaşık on beş yıldır
grafik-tasarım, reklam3BGHJ5/-tanıtım ve organizasyon işleriyle
ilgileniyorum.
Nihayetinde; yüzlerce söz yazıp beste yaptım; yurdumuzun hemen
her yerinde ve yurt dışında sayısız konserler verdim; binlerce
imza dağıttım; on binlerce şarkı söyledim; milyonlarca kez sevdim,
düşündüm, sustum.
....Ve
şarkılarım, yüreğimden yüreğinizedir.
-
İlk albümünüz "Umut Sancısı''ndan son albümünüz "Selam''a
müzik dünyasına kazandırdığınız albümlere baktığımızda; hepsinde
farklı bir tını, altyapı ve kurgu dikkatimizi çekiyor. Bu belki
müzikal anlamda bir zenginlik ... belki bilinçli, sürekli yeni
arayışlar içinde olmak, bu durumun açılımı nedir Sevgili Aykut?
Genel olarak albümlerinizi ele aldığınızda siz dışarıdan baktığınızda
Aykut Kuşkaya ve müziği için neler söyleyebilirsiniz?
-
1994
Umut Sancısı ve 2005 Selam. Daha da geriye girip İlk Cemre'yi
de katarsak (1989) tam 16 yıllık bir serüven…
Müzik,
ses ve sözün uyumu. Aranjeleri ve alt yapı kurguları dönemin teknolojik
imkanlarına göre değişse de serüvenimin ortak paydası kendimi
ifade ve arayış. Her türlü değişim ve dönüşüme rağmen dürüst kalmaya
çalışıyorum, hepsi bu. Başta kendime, sonra dinleyenlerime…
Aykut
Kuşkaya'nın müziği… İçerideyken dışarıya bakmak zor, bilirsin.
Yine de yaptığım müziğin popüler ve öyle hemen tüketilemeyecek
cinsten olduğunu söyleyebilirim.
- Yine belki size çok sık sorulduğu için ya da gerçekten merak
ettiğim için, sadece bu paragrafta ele almak istiyorum. Özellikle
muhafazakar kesimin sizi sıkı bir şekilde kabul etmişliği var,
siz bu düşüncenin neresindesiniz ? Bunun bir zaman tasavvufi ilahiler
söylemiş olmanızdan kaynaklanıyor olması muhtemel olabilir mi
hani? Bildiğim kadarı ile siz zaten müziği bir kitleyi hedef alarak
yapmıyorsunuz. Bir de son dönemlerde bir Yeşil Pop meselesi var;
öğrenmek istiyorum bu anlamda fikirlerinizi?
-
Kendime ve dinleyicilerime karşı dürüstlük dedim ya, yanıt bununla
ilgili aslında. Yaşadığımı ve hissettiğimi yazıyorum. Değerlerim
var nihayetinde, sentezlerim. Ve arıyorum her daim. Düşüncelerim
ve hayatı algılayıp yaşayış tarzım herhangi bir "izm"e
uymuyor. Eski ilkel totemlerin yerini ideolojilerin aldığını düşünen
biriyim özünde.
Müziğimin
hedef kitlesi yok, doğru. Çok net bu! İçerisinde kendinden bir
şey bulan herkesle paylaşıyorum. Klasik tasavvuf repertuarından
oluşan, ney ve gitarla icra edilmiş "Uyan Ey Gözlerim"
albümünü çıkaralı ise sadece bir buçuk yıl oldu.
Ve
yeşil pop… Devekuşu yani! Hızlı koşamaz ve asla uçamaz. Bana gelince;
ne popülerim, ne de yeşil. İlla bir renkle adlandırılacaksa müziğim,
sonsuzluğu ve umudu simgeleyen gök mavisini tercih ederdim. Ben,
iç'imin müziğini yapıyorum!
-
Yine albümlerinize özellikle "Selam'' a dönecek olursak yine
başarılı müzisyenlerle çalışmışsınız ve bir iki çalışma dışında
söz ve müzikler size ait bu albümde. Ne kadarlık bir zaman diliminde
doğdu bu albüm ve albümden sonra konserler, çekimler vb etkinlikler,
klip çalışmaları nasıl bir tanıtım yolculuğu yaşadı? Nasıl karşılandı
"Selam'' dinleyicinizde?
-
Yaşadığım sürece müzik, benimle olacak. Albüme dönüşmese de. Yaşıyor
ve üretiyorum. Selam'da 14 yıllık eser de var, kayıtlar yapılırken
yaptığım ve albüme dahil ettiğimiz bir şarkı da. Ama sorun teknik
anlamdaysa 7-8 ay diyebilirim. Repertuar oluşumu, aranje, icra,
kayıtlar, mix, edit vb yani.
Konserlerim
sürüyor, yaz aylarının gelmesiyle birlikte turneye dönüşmesini
arzu ediyorum. Konserler, kendimle bütünleşebildiğim nadir ortamlar
çünkü.
Tanıtım,
klip, tv programları vb. konusundaysa bir tür "kan uyuşmazlığımız"
olan bir piyasayla karşı karşıyayım sevgili Kadri. Medyanın, çeşit
çeşit maymunluğu mikrop gibi toplumun damarlarına enjekte ettiği
bir dönem ve ülkede yaşıyoruz ne yazık ki… Her şeyin para ve çıkar
ilişkileriyle ölçüldüğü bir sektör bizimki. Kalitesini korumaya
çalışan bülbüller, ekranları kurbağalara bırakmak zorunda günümüzde.
-
Siz en başından bugüne müzik dünyasında kimleri dinlediniz? Özellikle
kendinize örnek aldığınız ya da bir gün geldiğinde birlikte çalışmayı
istediğiniz isimler var mı bu anlamda? Bir de başka isimlere gerek
söz gerek beste gerek vokal - enstrüman katkılarınız neler oldu
bu süreç boyunca? Ya bundan sonra yeni albüm yeni şarkılar en
yakın ne zaman yolda?
-
Çocukluğumdan bu yana severek dinlediğim ve etkilendiğim sanatçılar
var elbette.
İlk
söylediğim şarkılar, rahmetli Barış Manço ve Fikret Kızılok, MFÖ,
Bülent Ortaçgil, Cem Karaca, Moğollar, Erkin Koray, Modern Folk
Üçlüsü, Üç Hürel vb. Anadolu Folk Müzigi'nin öncülerine aitti.
Yine o yıllarda dinlediğim yabancı müzikler; Elvis Presley, Pink
Floyd, Beatles, Dire Straits, Santana, Simon&Garfenkel, Joan
Baez, Bob Dylan, Chris de Burgh'ün şarkılarıydı. Bütün bu melodiler,
sonrasındaki tarzımı belirlemede birer yapı taşı oldular.
Bunların
bazıları ayrıldılar aramızdan. Ama -konserlerimde de zaman zaman
belirttiğim şekliyle- hala yaşıyorlar aslında. Çünkü ölmek, unutulmaktır.
Hatırlandıkça yaşıyoruz…
Senin
deyiminle "günü geldiğinde" birlikte çalışmak istediğim
isimler var. Ama bunları tek tek saymak zor cidden. Müziği bilen
ve iyi yapan herkesle paylaşıma açığım.
Yüreğime
ket vuramadığım sürece yeni eserler yazıyor ve besteliyorum. 2007
olmadan yeni bir albümde paylaşmış olurum bunları. Müzik adına,
arada başka projelerim de var elbette ama tahmin edebileceğin
nedenlerden ötürü bunları paylaşamıyorum şu anda.
- Ve şiir. Ünlü şairlerden şiir besteleriniz ve şiir albümlerine
ses vokaliniz var. Nasıl bir yolculuk sizde şiir? Keyif alarak
okuduğunuz şairler kimler? Bir şiir kitabı projeniz olduğunu biliyorum
ne zaman okumamız mümkün olacak kitabınızı? Mümkünse bir şiirinizi
burada paylaşmanız bizleri çok mutlu edecektir.
Müzisyen,
ahenk insanıdır temelde. Ses ve sözü birleştirir. Söz denince
-benim yazdığım şarkı sözleri hariçtir- şiir önemli elbette. Kendime
benzettiğim ve arayan, sorgulayan şairler ilgimi çekiyor. Fakat
gerçek bir şiire beste yapmanın zor olduğunu belirtmeliyim.
-
Mesela Üstad Necip Fazıl Kısakürek… Çile'siyle tanışır tanışmaz
vurulduğum şiiri ve ondan ilk bestelediğim eser "Yattığım
Kaya" isimli şiiridir. Bestelemek sadece birkaç dakikamı
aldı. Çünkü içindeydim ve notalarla ifade etmem zor olmadı. Ama
ya "Sakarya Türküsü"… Neredeyse tam 15 yıldır onlarca
beste yaptım bu şiirine ve hala hiçbirisi içime sinmiş değil.
"Usta" sözü olduğu ve pek çok duyguyu bir arada ifade
ettiği için değiştiremiyor, bölemiyor ve bir parçasını alamıyorsunuz.
Senfoni yazılmalı buna ancak.
Şiirlerim
ve şarkı sözlerimden oluşan kitabım "Sürgün" yayınlandı.
Bir örnek:
YİN-YANG
Herşeyimsin
Hiçbirşeyim
'Yin-Yang'ım
Zıtların
uyumu...
Siyahla beyazın
Hislerle hecenin
Dengesi eğriyle doğrunun
İyiyle kötünün
Gündüzle gecenin
Ve sırrı...
Kaostaki ahengin
Beni
benden öte düşünen bazen
Bazen bir o kadar vurdumduymaz
Ceylanlar gibi ürkek bazen
Bazen dağ yıkılsa sarsılmaz
Göğümü
yıldızlarla donatan da aynı göz
Benliğimi harabeye çeviren de
Harflerden nasıl saraylar yapılır gördüm
Dudaklarından dökülen bir güzel söz
Bir güzel dokunuş nasıl iz bırakır tende
İki can nasıl bu kadar uzak durur
Nasıl böyle yaban
İki ruh nasıl birleşir aynı bedende
Küfür
kaç kişinin ağzına yakışır bu kadar
Kaç insan bu kadar iffetlidir
Elleri böylesine huzur verirken
Dokunduğu yeri kavuran kaç kişidir
Kahkahasıyla
böyle coşturan kaç kişi vardır
Hıçkıra hıçkıra gülen
Kaç kişi böyle her hücresiyle ağlar
Böylesine şefkat gösterebilir mi bana herkes
Kaç kişidir kızdığında gözlerimi yere eğdiren
Sevdiğinde kevserden bir ırmak
Sevdiğinde cennet
Öfkesiyle cehennem kesilen
Zıtların
uyumu...
Siyahla beyazın
Hislerle hecenin
Ve bu ne biçim birşeydir, nasıl bir hal
Her ikisi de geldi dilimin ucuna
- Haydi durma, git şimdi! Kalmak sana yakışmaz
- Hayır, hayır dur! Gitme, ne olursun kal
Hayatımın en gerçek şeyisin sen
Bir o kadar hayal
Saçlarıma
ak düştü senin yüzünden
Sayende gençleştim
Daha dün ayaklarım yerden kesilmişti
Bugün ruhumun en ücra kıyılarını deştim
'Yin-yang'ım
Herşeyimsin...
Hiçbirşeyim...
- Necip Fazıl'ın "Kaldırımlar'' şiirini ilk önce siz bestelediniz,
daha sonra aynı şiir başka bir sanatçı tarafından ayrıca notalar
buldu yine kendine. Müzik dünyamızda bunun bir örneğini yine Necatigil'in
"Sevgilerde'' şiirinde görmüştük. Nasıl karşılıyorsunuz bu
durumu? Yine bir şiiri bestelerken neler hissediyorsunuz, nasıl
notalara döküyorsunuz? Bu sanırım o şiirdeki dokunun bozulmaması
adına beraberinde biraz daha ince bir çalışma gerektiriyor değil
mi?
-
Kaldırımlar'ı bestelerken önce şiirin ritmini aramıştım. Gecenin
bir köründe sokağa çıkıp, kaldırımlarda yürüdüm. Tam da Üstad'ın
yazdığı gibi "Kimsesiz, bir sokak ortasında" ve "Ardına
bakmadan!". Adımlarım, ritmini belirledi ve gerisi kolaydı
artık. Kaldırımlar şairinin, aynı isimle üç şiirini de besteledim.
Daha sonra Kaldırımlar I'i arkadaşlarım Yücel Arzen ve Özhan Eren
bestesiyle Funda Arar okudu. Farklı hisler ve farklı notalarla
tabi. Onlar da şiiri farklı bir şekilde melodilendirmişler. Kabul
edemediğim tek şeyse, şiirin orijinalinde olan bazı sözleri prozodi
uyumuna kurban etmeleri oldu. Ve bunu kendilerine ilettim. Yine
de bildiğim, notaların çoğu kez kelimelerden daha anlamlı olduğu
yine de…
- Ayrıca siz bir dönem tv için bir müzik programı hazırladınız
ve yine bir dönem bir sinema filminde rol aldınız? Peki bundan
sonra bu ve buna benzer yeni başka projeler bekliyor olabilecek
mi sizi?
-
Evet. Bir dönem sırasıyla Samanyolu Tv, Kanal 7 ve Tgrt'de müzik
programları yaptım. Çeşitli zamanlarda da radyo programları.
İşlerimin
yoğunluğu ve devam eden başka projelerim nedeniyle bir süre daha
Tv ve radyo programı düşünemiyorum. Ama kamerayı ve mikrofonu
özlediğimi itiraf etmeliyim.
Ve
Mesut Uçakan ağabeyin yazıp yönettiği "Ölümsüz Karanfiller"de
rol aldım severek. Sonrasında reddettiğim birkaç da yine sinema
filmi projesi oldu. Lise yıllarımdan beri tiyatroyu bilir ve izlerim.
Ama oyunculuk başka şey. Oynamadan yaşayabileceğim bir rol varsa
seve seve kabul ederim yine.
- Son olarak internet ortamından biraz bahsedelim diyorum.
Bir web siteniz var sizin ve burada dinleyicilerinizle ilişkileriniz
nasıl onu merak ediyorum. Size en çok ne soruyorlar, nasıl mesajlarla
karşılaşıyorsunuz? Sitenizde önümüzdeki günlerde kendilerini farklı
sürprizler bekliyor mu ? Mesela onlarla konserler harici buluşma
ve tanışma gibi olur ya da başka şekillerde dost sohbetleri düşünüyor
musunuz?
-
Yaklaşık 5 yıldan bu yana aktif olan bir sitemiz var ...
www.aykutkuskaya.com
. İki ay kadar önce de içeriği biraz daha zenginleştirip, yeni
bir forumla yayına devam ediyoruz.
Sitede;
yayınlanmış albümlerim, konserler ve basın haberleri, dünden ve
bugünden fotoğraf albümü, şarkı sözleri, ve akorlarımın dışında
bazı videoların, duvar kağıtlarının, ekran koruyucuların yer aldığı
multimedya bölümü, okuyucularımdan gelen deneme ve şiirlerin yer
aldığı Sizden Gelenler, biyografi, iletişim ve portal (forum)
mevcut.
Forumlara
üye olan dinleyicilerimle yıllardır dost ve abi-kardeş olduk.
Bu paylaşım hala ilgili sayfalarda sürüyor. Zaman zaman buluşma,
söyleşiler, hatta piknik düzenleyip, yüz yüze de görüşüyoruz.
Ve
maillerde bana sıkça sorulan sorular:
- ….'da konser vermeyi düşünüyor musunuz?
- Tv programı ve klip ne zaman?
- Maillerinizi gerçekten siz mi yazıyorsunuz?
- Radyo yayınına ne zaman başlayacaksınız?
- Gitar kursunuz ne zaman başlayacak?
- Ekranlarda neden daha sık görünmüyorsunuz? Vb…
Site
üzerinden gelen e-mailler, forum ve grup mesajları
http://groups.yahoo.com/group/aykut_kuskaya
... Elimden geldiğince internetle ilgiliyim ve bazen çok fazla
zamanımı alıyor bu. Yine de bana gelen her maile bizzat karşılık
veririm.
- Sizi tanımaktan mutluluk duydum. Söyleşimiz adına teşekkür
eder ve çalışmalarınızda her zaman en güzel başarıları tatmanızı
dilerim.
-
Ben teşekkür ederim Kadri. İçten soruların ve dostça yaklaşımın
için. "Kuşların şarkısını kaç kişi dinler?.."
Söyleşi
: Kadri Karahan / 07 Nisan 2005