müzik
- hâl / Barlas
- İçinizdeki müziği ilk olarak nasıl keşfettiniz? Bir heavy metal grubuna söz yazdınız, beste ve solistlik yaptınız öncesinde ki birlikte o günlerde Ankara’dan İstanbul’a birçok konserde bulundunuz? Bu birlikteliğin bugünkü müzik yolculuğunuz üzerinde nasıl bir etkisi oldu, özetinde nasıl bir başlangıçtı Axe?
- Heavy Metalin, 2000’lerdeki ‘’rap-hiphopun’’ rol modelliğinde olduğu günlerdi. Toplumun her kesiminden insanlar vardı. O kadar keyifli ve özgürce bir şeydi ki anlatamam. Şehirler arası konserlere bir ordu şeklinde giderdik yani mavi trenin 2 - 3 vagonu biz ve tayfamız şeklinde olurdu. Hani eski TSM güftelerinde, ömür boyu unutulmayan ilk aşklardan bahsedilir ya ‘’AXE’’ benim için öyle bir olay. Edindiğim her şey temelinde ‘AXE’’e dayanır. Özellikle gurubumuzun davulcusu Savaş’tan çok şey öğrenmişimdir. Basçımız Haluk’la kankaydık zaten albümdeki ‘’Kaybettim Beni Bulsunlar’’da bas çaldı. Gitaristimiz Sadık’la da la da yeni konuştuk, albümü çok beğenmiş. Bu insanlar hala çalar veya sahnede yaşarlar, biz sahneden inemiyoruz bir türlü bir kereliğine de olsa yeniden beraber çalmayı çok istiyorum. Belki bir Ankara konserimde öyle bir bölüm yaparım.
- Sözleriniz ve besteleriniz ile ilk olarak 90’lı yılların ortalarında Umay Umay’ın ilk albümünde karşılaştık. Dönem itibari ile de bir hayli farklı bir albümdü bu ve de herkesin ilgisini çekmekle kalmayıp bugün bile baştacı edeceklerimiz arasında daha o günden yerini almıştı. Nasıl kesişti yolunuz Umay ile, biz bu şarkıları neden çok sevdik, bu şarkılar ile o albümün yerini sizden dinleyebilir miyiz?
- Ben o sıralar Türkçe şarkılar yapmaya başlamıştım, bayağı da bir kaptırmıştım ve İstanbul’a transfer safhasındaydım bir bahane bekliyordum. Umay bi gün telefon etti ve ertesi gün Ankara’ya geldi, bana durumu izah etti. Bir albüm yapmak istediğini ve benim şarkılarımı kullanmayı istediğini söyledi. Aynı sıralarda, 3 - 4 gün sonra da o sıralarda dört yıldır beraber çalmakta olduğumuz cover grubu ‘’Skandal’’ ki Alper Erinç (kardeşim) ile olan grubumuza da İstanbul’dan, Kemancı ve Sis bardan teklif geldi; böylece İstanbul maceramız başladı. Umay’ın düzenlemelerini Alper’in yapmasını teklif ettim yani onun da benim de ilk Türkçe ulusal ve profesyonel olayımız Umay’ın bu albümü oldu. Bu nedenle Umay’ın hayatımda özel bir yeri anlamı vardır. Ve çok cesurdu, zaten unutulmayan şeyler cesur şeylerdir ki hala unutulamamış; herkes Umay’ı bilir ve bir anlam yükler.
- Derken ilk albüm ‘’Bara Gidelim’’ yayınlandı. İsminiz, müziğiniz artık kazımıştı hafızamıza ve daha sonrası 90’lı yılların sonu ‘’Küt Küt’’ ardından ‘’Dünya Bir Acaip’ ile buluştuk. Bu üç albüm için artık bilen biliyordu, bu şarkılar ayrı bir seviliyordu ve dinleniyordu. Siz geriye dönüp baktığınızda bu albümleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Nasıl tepkiler ve yorumlar biriktirdiniz bu albümlere?
- Açıkçası ‘’Bara Gidelim’’de çok acemiydim. Türkçe işinde yani hatta kara cahil gibiydim. Benden umulan duruşu tam olarak beceremedim fakat o sıralar şu andaki kadar cüretkar işler yapılamıyordu, bunu da göz ardı etmemek lazım. ‘’Küt Küt’’ albümü başarılı bi albüm oldu fakat onda da tam olarak özgür değildim ama hakkını yememek lazım, biraz pop - rock bir albüm olmasına karşın sonucu baya iyi oldu. Ama ben korktum yani şöhretten korktum açıkçası ve sanırım bunun bilinçaltı zorlamasıyla 2003 yılında vasat denilebilecek ‘’Dünya Bi Acaip’’ albümünü yaptım. Delirmiştim herhalde yani ‘’Küt Küt’’den sonra yapılacak iş değildi zaten bir şey de olmadı ama oldu işte.
- Ve son albümünüz ‘’Daha Derin’’ bizleri heyecanlandıran bir çalışma oldu. Albümdeki şarkılar gerek sözleri gerek besteleri ile saklanacak hiçbir şey olmadığını, söylenecek çok söz olduğunu ortaya koyuyor en başta. Geçen süre içinde neler yaptı peki Barlas beraberinde bizimle bu şarkıları buluşturmak için nasıl bir hazırlık süreci yaşadı?
- Aslında son 2 aydır diyebilirim. Çünkü albümde yer alan şarkıları yapmaya başlarken albüm yapma gibi spesifik bir hedefim yoktu. İlk ‘’Ne Haber’i yaptım sanırım 2005 Temmuz’unda. Sonra deli gibi şarkı yapmaya devam ettim. Haftada bir şarkı yapıyordum yani yapıyorum derken bitmiş olmasından bahsediyorum. İkinci çıkan / biten ‘’Sabret’’di mesela ona hiç dokunmadım bittiği haliyle albüme girdi 3 yıl sonra. Bu süre zarfında edisyon şirketim ‘’Müzikotek’e 1 - 2 tane music bankası dediğimiz, multimedya kullanımları amaçlı CD’ler yaptım. Yurtdışında özellikle ABD ve Canada’da bayağı bir kullanıldı TV programları vs. gibi ortamlarda; iyi de telif melif damladı. Bir yandan da 3 - 5 şarkı da verdim işte sanatçı arkadaşlara. O yüzden rahat bir üretim dönemi oldu benim için; gerçekten denir ya; kafama göre takıldım. Yani x bir şarkım tutar mı tutmaz mı veya trend nedir ne değildir şeklinde yönlenmelerden uzaktım. Led Zeppelin’i ilk dinlediğimde 13 yaşında falandım şu anki 130 yaşıma kadar takıldığım müzik macerasında sevdiğim olaylar ne ise onlardan gttim.
Geçtiğimiz Mayıs başında tesadüfen ‘’WE PLAY’’i gördüm Facebook’da. Öngörüm bayağı iyidir genelde. Albüm yapma fikri de oluşmuştu zaten kafamda aradım görüşme talep ettim. Benden 10 gün istediler dönmek için ve döndüler. Birbirimizi çok sevdik gerçekten. Daha sonra albümüm Haluk Polat tarafından Balet plak'a Yeşil Giresunlu bey’e de sunuldu oradan da onaylanınca start falan aldık. Fotoğraf olayında da Mehmet Turgut konuşturdu yine yeteneğini ve böylelikle albümümüz çıktı. Bu arada ‘’WE PLAY’’den Haluk Polat, Enise, Barış, Esra, Süha, Vuslat ve ayrılan diğer arkadaşlara da teşekkür etmem lazım sanırım. Çok uyumlu bir ortam oluştu hepsini çok seviyorum ki kendimi rahat ve uyumlu hissetmediğim ortamlarda kıçım pek rahat etmez, oturamam.
- Yeni sözleriniz, besteleriniz ile buluşmak bir yana bu albümün güzel sürprizleri de var. Özlem Tekin’den dinlemiştik ‘’Aşka Dair’’ bu kez sizin sunumunuzla sonra bir Led Zeppelin klasiği "Whole Lotta Love" orijinal olarak yine bir Papa Roach çalışması sizin sözlerinizle albümde yer alıyor. Bu şarkılar ile albüm bir metal-pop olarak tanımlanıyor. ‘’Daha Derin’’ öyle değil mi şarkılar ve de en çok kimleri yakalayacak, neden kendimizi bulacağız bu albümde?
- Ben bayağı yerli bir insanım sonuçta ve her şeyle, gündemle, yerel dert keyif her şeyle iç içeyim. Sokaktayım, ne bileyim yani sözler birilerine, müzikler birilerine, söz ve müzikler bir arada birilerine hitap edecektir muhakkak. Ve en çok ihtiyacımız olan şey olan umut var albümde. Ve her şey o kadar umutsuzluk, durağanlık ve kabullenme çerçevesinden sunuldu ve sunuluyor ki insanlara bu albümde devrimci bir anlayış da var sanırım. En önemlisi bağımsız bir albüm.
- Albümün çıkış şarkısını dinleyicileriniz belirleyecek ama sizin bu konuda bir tahmininiz var mı? Yine beraberinde sanırım şarkıya klip çekilecek. Bu albüm ile yeniden sahnelerde sizi de dinleyecek olmamız kaçınılmaz, ötesinde düşünülen bir şeyler var mı bu albüm için, neler bekliyor sizi ve beraberinde bizi?
- O bölümü geçtik. ‘’Aşka Dair’e çekeceğiz klibi. Bekleyen şey ve benimde beklediğim şey bol konser.
- Albümün içi kadar sunumu da mükemmel ki fotoğraflardan bahsetmeden geçmek olmaz. Mehmet Turgut’un çektiği fotoğraflarla da imaj dünyasına göndermeler ve de bu anlamda verilmeye çalışılan bir mesaj var öyle değil mi? Albümü görsel olarak da farklı kılan bu çalışma kimin fikriydi, nasıl gerçekleşti peki?
- Aslında spontane gibi oldu ama sanırım. İlk çakmak Mehmet’in kafasında çaktı ama önceden programlayarak olmadı. Bu yere oturma eylemi gibi bir şey sanırım, bir cins protesto olan biten her şeye. Bir de hava çok sıcaktı, işin esprisi olarak. Bir ara 45 dereceyi gördüğümüzü hatırlıyorum 15 Ağustos günü.
- Gülhan ve Dilek Budak için prodüksüyonlar yaptınız ki; Candan Erçetin’den Ayşegül Aldinç’e birçok isimden biz şarkılarınızı dinledik bugüne kadar. Rock soundlar bir yana pop şarkılarda da Barlas’ın izleri oldu müzik dünyasında. Önümüzdeki zamanlar içinde yine benzer lezzetlerde buluşmamız olacak mı sizinle?
- Ben bunu, bu ayırımı pek anlamıyorum açıkçası yani iskeleti rock olan bi şarkıyı pop olarak da yapabilirsiniz, reggea olarak da veya alaturka olarak da. Şarkı verme işi benim geçim kaynağım gibi birşey oldu, Talep geliyor ve ben var olan şarkılarımı yolluyorum onlarda kendi tarzlarına uygun olarak yapıyorlar. Tabii ki paylaşmak da güzel yani bir insan hayatında kaç albüm yapar ki, kendi albümlerim dışında kalanları da paylaşıyorum işte fena mı? Muhtemelen yine olacak böyle paylaşımlar.
- Kuşkusuz birçok şarkınız hit oldu ama ben bugüne kadar yaptığı çalışmalar içinde bir ‘’Hareket Vakti’’ni mesela çok ayrı tutarım. Sizin şarkılarınız içinde önceliği verdiğiniz bir şarkınız var mı bu anlamda, en sevdiğiniz besteniz hangisi?
- Valla yok. Ne yalan söyleyeyim hepsi ayrı ayrı.
- Müzik dünyasında gerçekleştirmek istediği bir hayali var mı Barlas’ın örneğin yurt dışında da şarkılarını söylemek istiyor mu ya da özellikle çalışmayı istediği bir müzisyen olabilir mi? Siz kimleri büyük bir keyifle dinliyorsunuz, ülkemizde son yıllarda alıp başını giden bu hareketliliği beraberinde nasıl karşılıyorsunuz?
- En büyük ütopyam ‘’Türk Popüler Kültür Bakanı’’ olmak :) Şaka bir yana tabii kim istemez de biz Türkler çok yalnızız ve çoğu şeyimize izin verilmiyor. Verilenler de kesmez oraları. Biraz daha bağımsız olabilmeliyiz popüler kültür oluşumumuzda. Maalesef çoğu kuşak trendlerini kaçırdık. İşte 70’leri anarşi, 80’leri darbe ortamı, 90’ları maalesef Türkçe pop, 2000’leri dizi hipnotizeleri ile. Yani o yıllarda dünya gençliği nelerden geçti ve bir birikime ulaştı ama biz saydık yerimizde. Bunlardan haberdar olmayan ve deneyimleşmemiş biri Avrupa da, Amerika da sahnede ne söyleyebilir ki insanlara? Yani oralarda iş ağlama ve oynatmayla olmuyor sadece maalesef. Belirttiğim gibi gençliğe, insanlara umut-güç-kazanma-açık fikir sağlayacak proje ve sanatçılara ihtiyacımız var. Konu arabesk değil ben severim arabeski mesela ama arabesk bana bir şey yapamaz, ben ona yaparım.
- Ve son olarak müziğin sustuğu yerde sizi tanımak istiyoruz, bir gününüze başka neler anlam katıyor, nelerden büyük keyif alıyorsunuz, neleri paylaşmayı seviyorsunuz kendinizle?
- Ne bileyim işte normal bir hayatım var sayılır. Eskiden geceleri çok çıkardım ama şimdilerde yani 3-5 yıldır öyle ahım şahım bir gece hayatım yok. Zaten müzik uğraşım vaktimin çoğunu alan bir tarzda cereyan ediyor. Gerilim, komplo, entrika vs. içerikli iyi filmler seyrederim bulursam ya da yeni ve heyecan verici aktiviteler olursa hayır demem. Ama en sevdiğim şey düşünmek sanırım. Bilinmeyen ve gizli tarihe acayip meraklıyım, metafizik ve galaktik konuları düşünme ve bunlarla ilgili kitapları okumayı severim. Kız arkadaşımla dalaşmak da hobilerim arasındadır diyeyim ve size bu röportaj için teşekkürlerimi sunarak en kısa zamanda sahnede karşılaşmak üzere huzurunuzdan ayrılıyım.
Rock’n Roll Can Change The World ...
- Biz sizi dinlemeye her zaman devam etmek ve beraberinde nice güzel söyleşi gerçekleştirmek istiyoruz. Şarkılarınız, içtenliğiniz ve bu keyifli söyleşi için biz çok teşekkür ederiz.
Barlas Web Sitesi
Söyleşi : Kadri Karahan / Aralık 2008