Renkler / Başak Günay Uluaydın

 

- ‘'Hikayeden Hayatlar'' sizin ilk kitabınız. Kitaba gelmeden önce kısaca sizi tanıyabilir miyiz?

- Tabiî ki. 1977 Üsküdar doğumluyum. İlk orta ve lise öğrenimimi Karamürsel'de tamamladım. Şu anda da Karamürsel de oturuyorum. Açık Öğretim Fakültesi Sağlık Kurumları İşletmeciliği okuyorum. 10 yıllık evliyim ve 9 yaşında bir oğlum var. 

- Bugüne kadar birçok meslek dalında görev aldınız siz, peki yazmak hep aklınızda olan birşey miydi? Ya bir gün gelip bir kitap yayınlamak? Anlattıklarınızın yaşanmış olması sebebi ve sizin kaleme almanız ne kadar bir zaman süreci içerisinde gerçekleşti?

- Yazmak hep aklımdaydı ama buna imkanım yoktu. Kitap bastırmak maddi anlamda zor bir iş hele ki tanınmış bir yayın evinden bunu başarmak hayal gibi. Abim sayesinde Aşina kitaplarla tanıştım. Yayın evim çok yardımcı oldu. Bu benim ilk kitabım ve hikaye deneme tarzında yazdım. Beklediğimin üstünde satış oldu çok mutluyum. Bu da beni motive etti ve şimdi bir roman başlamak üzereyim. Sizin vasıtanızla abim Turgay Günay'a ve yayın evim Aşina Kitaplar Turmaks Yayıncılık'a da tekrar teşekkür etmek istiyorum. Bu kitaba Aralık 2006 da başladım ve Mayıs ayı sonunda piyasaya çıktı. Beklediğimden hızlı oldu aslında sanırım buda benim şansım.

- ‘'Yaşanmış olayları, duyduğum ve öğrendiğim gibi ham haliyle değil, kadınların ruh dilinde anlatmaya çalıştım'' demişsiniz kitabınızın önsözünde ve eklemişsiniz ‘'Kadınların yaşadığı çelişkilere ışık tutmaya çalışıyorum''. Peki nedir tüm bu yaşananlar? Bu anlattıklarınızdan insanlar ne gibi sonuçlar çıkarmalılar, ‘'Hikayeden Hayatlar'' nasıl bir ders özetinde?

- Kitabımda aldatılan ve aldatan kadınlara yer verdim. Neler hissedebileceklerini yazmaya çalıştım. Işık tutan çok olayla karşılaştım. Özellikle internetteki chat sayfalarında insanların nasıl aldatıldığına ve özellikle kadınların kandırılmaya ne kadar müsait varlıklar olduğuna ve kandırıldıklarında yaşadıkları acılara ve çelişkilere ışık tutmak istedim. Bazen eleştiri de aldım ama bunlar hatta daha ağarları yaşanıyor hayatta ve gözümüzü kapatıp bu acıların yanından geçiyoruz. İnsanların ruhlarını esir alan internet tutkusu başımıza daha fazla bela olmadan kendimizi frenleyelim ve bunları gün ışığına çıkaralım istiyorum. Sanırım romanımda da bir internet aşkını konu alacağım. İlginç olacağını düşünüyorum.

- Yine tüm bunları empati kurarak yazdığınızı söylüyorsunuz peki siz, size göre ne kadar başarılı oldunuz bu anlamda yine beraberinde okurlarınızdan nasıl yorumlar geldi bu kitabınız üzerine, nasıl tepkiler aldınız?

- Evet empati yoluyla yazdım. Hepsini yaşamış olmama imkan yok zaten. Ruhum yetmezdi tüm bunları yaşamaya :) Kitabımı okuyanlar öncelikle bunlar yaşanıyor mu diye sordular. Evet maalesef yaşanıyor. Hatta büyük sorunlar yaşıyor insanlar. Ben sadece ruhlarda bıraktığı izleri kaleme aldım . Bunun birde hayatlarda bıraktığı izler var, onları da romana saklıyorum. Beni en çok mutlu eden seçtiğim cümlelerin ve anlatış tarzımın beğenilmesi. Bu çok onur verici bir şey. Okuyucularım internet siteme yazıyorlar, MSN adresime mailler yolluyorlar. Bu çok hoş.

- Yazmanın size kattıklarını öğrenebilir miyiz? Bu ilk kitabınızın size ve okurlara kattıkları göz önüne alınırsa bundan sonrası adına nasıl bir yolculuk düşünüyorsunuz edebiyat dünyasında? Yine beraberinde siz kimleri okuyorsunuz ve kimlerin kaleminde kendinizi buluyorsunuz?

- Kitabımda Ahmet Altan'dan da bahsettim onu çok okudum. Kadınları anlatmak adına üstüne çok şey söylenemez. Aslında daha çok araştırma kitapları ve insan psikolojisi okurdum ben ama bu aralar roman okumaya da başladım. Dan Brawn'un anlatımını çok beğeniyorum. Onu okurken yazma isteği daha çok oluştu bende ama sanırım 500 sayfa bir roman şu an yapabileceğim bir şey değil İnşallah ilerde. Ama en kısa zamanda güzel bir romanla tekrar okuyuculara merhaba demek istiyorum.

- Bu kitabınızı yazarken şarkılar da yardım etti bana diyorsunuz ki siz aynı zamanda bir radyo kanalında bir de program yapıyorsunuz? Orası nasıl bir dünya ve orada nasıl bir Başak Günay portresi çıkıyor karşımıza? Hangi şarkılar ya da yorumlar sizi yakalıyor bu noktada, şarkıları ve sizi konuşabilir miyiz biraz?

- En sevdiğim konu. Ben Yaşar'ı (Günaçgün) dinlerken çok huzur buluyorum ve yazmak için çok şey geliyoır aklıma. Doğrusunu söylemek gerekirse 92 sayfa bu kitabı yazarken kulaklığımda hep Yaşar şarkıları vardı. Özellikle Atilla İlhan'ın ‘'Beni Koyup Gitme Ne Olursun'' şarkısını dinlerken sayfalar dolusu şey yazabiliyorum. Umarım Yaşar'ı canlı dinlemekte mümkün olur bir gün. Şarkılar çok önemli benim için radyoculuğu çok seviyorum mikrofon başında kendimi bambaşka hissediyorum. Saatlerce canlı yayın da kalabiliyorum sıkılmadan. Şarkılar ruhumu okşuyor, sanırım bende onları dinlemeyi biliyorum. Çünkü aslında şarkı dinlemeyi önemsemek lazım. Bazen tek bir cümlede o melodiyle çok şey yaşayıp yaşatabilirsiniz.

- Kitabınızı oğlunuza ithaf ederken uzunda bir teşekkür listesi ile karşılaşıyoruz ve burada öğreniyoruz ki sizin için hayatınızda çok değerli insanlar var? Yazar kimliğiniz ve radyo yapımcılığınız dışında kendiniz ile kaldığınızda size eşlik edenler ve siz nasıl bir paylaşım içindesiniz?

- Ben aile ve dost konusunda çok şanslı bir insanım. Ruhumu anlayan ve gözbebeklerimden altyazı gibi ne düşündüğümü okuyan dostlarım var. Bu çok önemli Bunu hiç bir şeyle satın alamazsınız. 18 yıllık bir arkadaşım var benim ve bazen konuşmaya bile ihtiyaç duymadan aslında çok şey paylaşabildiğimizi anladığımız çok zamanlarımız oldu. Apayrı iki insanız ama bir gibiyiz ilginç bir karışım yani :)

- Bir de kişisel web adresiniz var ve burada da okurlarınız ile sizi sevenler ile buluşuyorsunuz? Bu ortamı nasıl değerlendiriyorsunuz peki ne sıklıkta kullanıyor ve neler kazanıyorsunuz burada kendi adınıza?

- Her gün düzenli giriyorum siteme. Orada MSN adresi de verdim okuyucularımla mailleşiyorum. Yani öylesine verilmiş bir adres değil. İnsanlarla iletişim halindeyim . Farklı insanlar tanımak çok hoş gerçekten. Web siteme birde köşe yazılarımı ekleyeceğim yakında. İki internet sitesine köşe yazarlığı yapıyorum. Bu yazılarımı kendi sitemde de yayınlayacağım yakında.

- Bu keyifli söyleşi için size çok teşekkür ederiz ve başarılar dileriz her zaman.

- Ben teşekkür ederim. Böyle bir fırsat vermeniz beni çok mutlu etti. İnşallah yeni romanımda tekrar sizinle sohbet etme şansımız olur. Teşekkürler.

 

 

Söyleşi : Kadri Karahan/ Ağustos 2007