müzik - hâl / Batı Yakası

 

- Öncelikle sizleri Rock'n Dark Express 2008 Rock Müzik Yarışması'nın birincisi olarak tanıdık ve geçtiğimiz günlerde de grupla aynı adı taşıyan ilk albümünüz ile buluştuk. Söyleşimizin hemen başında sizleri kısaca tanıyabilir miyiz?

Ergün: Batı Yakası temelleri Bursa, İnegöl'de atılan, son halini ise Çanakkale'de alan bir gruptur. Şu anki elemanlar Korhan ÇELİK (Vokal), Can BEZGEN (Gitar), Altuğ ŞENKAL (Bas Gitar), Ergün YILDIZ (Davul).

- Çanakkale'li bir grupsunuz ve kuşkusuz bugüne kadar birçok yerde sahne aldınız. Peki Batı Yakası'nın bir araya gelişi nasıl oldu; bu yarışmada kazandığınız derece ile birlikte hayatları nasıl değişti; bu yarışma sizin için hayatınıza neler kattı? Ve bu arada neden Batı Yakası?

Korhan: Batı Yakası'nın bir araya gelişi 2003‘ün lise yıllarında benim Ergün'le grubu kurmamızla oldu. Grubun ilk ismi E.T.K.İ idi. Daha sonra üniversite için Çanakkale'ye yerleştik ve 3 sene Çanakkale ve çevre illerde bar programları ve konserler yaptık. Sonra gruptan iki arkadaşımız ayrılarak onların yerine şu an bizimle beraber olan bas gitaristimiz Altuğ ve elektro gitaristimiz Can geldi. Ve daha sonra 2008 yılında Rock'n Dark Express yarışmasına katılmaya karar verdik, son gün bestelerimizi yolladık ve Türkiye birincisi olduk. Birinci olduktan sonra Çanakkale İstanbul arasında mekik dokumaya başladık çünkü albümümüzü hazırlamalıydık. Birinci olmak bize çok daha profesyonel insanlarla tanışıp çalışmamızı sağladı. Onlardan çok şey öğrenmemizi ve çok daha büyük sahnelerde çok daha fazla insana kendimizi, şarkılarımızı tanıtma ve en önemlisi albüm yapma olanağı sağladı. Neden Batı Yakası derseniz grubumuzun Batı ezgileriyle Türkçe müzik yapıyor olması ve Çanakkale'nin Türkiye'nin en batısında olmasından kaynaklanıyor.

Altuğ: Bas gitarist olarak gruba eski bas gitaristin ayrılmasıyla  2006 yılında katıldım ben de. Yarışma sonucunda eskiye göre daha profesyonel ortamlarda müziğimizi yapma imkanı bulduk, daha farklı kitlelere müziğimizi dinlettik, çevremizdeki profesyonel kişi ve ortamların artmasının grubun daha olgun bir müzik grubu olması yolunda çok büyük katkıları oldu.

- PMD Yapım etiketi ile yayınladığınız bu albümde size ait on şarkı yer alıyor. Peki bu albüm için nasıl bir hazırlık süreci yaşadı ekip? Repertuar aşamasından çalıştığınız ekibe nasıl bir uyum içinde gerçekleşti her şey? Kimlerin desteğini aldınız ve neler bekliyorsunuz bu albüm adına gerek dinleyiciden gerek müzik dünyasından?

Korhan: Hazırlık süreci olarak 2008‘in Temmuz ayından itibaren bir çalışma süreci başladı. İlk olarak stüdyoya girip bestelerimizi yaptık ve onları yavaş yavaş kaydetmeye başladık. Bu bizim için çok zorlu ve bir o kadar da eğlenceli oldu. Sonuçta hiçbirimizin İstanbul'da evi yoktu ve tanıdıklarımızda kalıyorduk. Albüm sonuçta grubun yaşanmışlıklarından beslendi, bütün yaştan dinleyenlere hitap edebilecek şarkılarla dolu ve çok kaliteli bir albüm yaptığımızı düşünüyorum. Bu yüzden tüm müzik dünyasına ve dinleyicilere hitap edeceğini düşünüyorum.

Can: Bu albüm için yazın resmen üç aylık bir kampa girdik. Çünkü yarışmadan çıktığımızda elimizde sadece üç beste vardı ve resmen diğer şarkıları üç ayda her şeyiyle yumurtladık :) Ekip ise: prodüktörlüğümüzü Cem Özkan yaptı, ayrıca sürekli olarak yanımızda Murat Tükenmez vardı. Süper bir çalışma oldu çünkü bizim kendi düşüncelerimizi ilk planda tutarak kendi görüşlerini bize birer arkadaş gibi söylediler ve gruba resmen bir beşinci kişi oldular. Gitar süpervizörlüğünü 4x4, Haluk Levent ve Demir Demirkan'dan tanıdığımız Göktuğ Şenkal, vokal süpervizörlüğünü ise Gece Yolcuları'ndan Uğur Arslantürkoğlu yaptı. Şu ana kadar bizimle beraber yolu kesişen Gece Yolcuları, 84, Hayko Cepkin ve Yüksek Sadakat'in görüşlerini ve desteklerini aldık. Hepsi bize abi-kardeş gibi davrandılar, destek oldular hep.

Ergün: Öncelikle kendimiz bu duruma hazır olmalıydık. Bunu bizimle çalışan ve en az bizim kadar emek harcayan insanlarla başardık. Başta "Prodüktörümüz" sıfatıyla değil de bir abimiz olarak gördüğümüz Cem Özkan bizi çok iyi anlayıp bize her konuda yardımcı oldu. Grubumuzun 5. elemanı oldu bize... Albümden beklentimiz tabi ki insanlara ulaşabilmesi, bazıları beğenir bazıları beğenmez bu tabi ki dinleyicinin takdiridir, fakat tüm emeği geçen insanlarla birlikte biz "iyi bir iş çıkardık" cümlesini rahatlıkla kurabiliyorsak, bu zaten yolumuzun bir kısmını başarılı geçirdik demektir.

Altuğ: Müzik dünyası adına konuşursak sonuçta bir albüm çıkarttık ki bu bir son değil. Önemli olan müziğin evrenselliğini koruması, dinlenmesi ve benimsenmesi. Yaşananların, yaşanmışlıkların, sorunların, hüzünlerin, mutlulukların müziğe yansıması en büyük arzumuzdur.

- Çok farklı bir kapak çalışması ile karşılaşıyoruz öncelikle albümde ve beraberinde ‘'4 Gün Önce'' isimli şarkınıza çektiğiniz başarılı bir de klip izliyoruz bu albümden. Nasıl memnunsunuz bu durumdan; Nasıl tepkiler geliyor dinleyiciden sizlere? Her şey istediği gibi gidiyor mu Batı Yakası'nın; bundan sonrasında hepimizi ne gibi sürprizler bekliyor?

Can: 230 küsur karakter yer almakta kapakta. Batı Yakası grubu bir kapıdan giriyor ve Batı Yakası grubunun rock müzik camiası tarafından sıcak bir “hoşgeldin”le karşılanmasını resmediyor bu çalışma.

Korhan: Evet kapak çalışmasında Aptülika bu çizim için 3 ay boyunca uğraştı ve muhteşem bir kapak hazırladı. “4 Gün Önce” şarkısına da hikayeye uygun bir şekilde klip çektik. Bu klibimize ve şarkımıza çok olumlu tepkiler alıyoruz. Konserlerimizde klip parçamıza eşlik edenleri gördüğümüz gibi albümdeki diğer parçalara da eşlik edenleri görmek bizleri çok mutlu ediyor. Yani şu an her şey bizim için çok yolunda gözüküyor.

Ergün: Birisinin omzumuza vurup “çok güzel olmuş elinize sağlık” demesi bizi en çok mutlu eden şeylerin başında. Nitekim öyle oldu, gerek kapak gerek klip çalışması insanlar tarafından çok beğenildi. Batı Yakası olarak albüm çıktı diyip bir kenarda oturmayacağız. Üretmek şu anda Türkiye'nin en çok ihtiyacı olan şeylerden birisi. Biz de müzik sektöründe üreten isimler olarak yer almak istiyoruz, bunun için uğraş vereceğiz.

Altuğ: Memnuniyetimiz elbette gizlenemez. Gelen tepkilere gelirsek, verdiğimiz konserlerde  dinleyicilerin şarkılarımızı ilk nakaratından itibaren söylemesi, internetten gelen yorumlar, konserlerden sonra gelen tepkiler hep olumlu yönlerde oluyor. Bu da bizim memnuniyetimizi, müziğimize olan güvenimizi arttırıyor. Sürprizlere gelirsek, adı üzerinde biz de bilmiyoruz henüz, sürpriz işte :)

- Bu yaz mutlaka konserlerde sizinle karşılaşacağız. Dünkü konserleriniz ile bugünkü konserleriniz arasında nasıl bir fark olacak? Biraz o atmosferi değerlendirelim istiyorum, nasıl bir coşkuda, heyecanda geçecek konserler? Belirlenen bir program var mı bu çerçevede?

Altuğ: Genel olarak baktığımızda verdiğimiz konserlerde hep farklı kitleler oluyor, bu da bize ve müziğimize heyecan katıyor diyebiliriz. Bu heyecan da sahnede müziğimize yansıyor ve kitlelerle kurduğumuz o sıcak bağ her konserde bizim ve dinleyicilerin güzel anlar yaşamamızı sağlıyor diyebiliriz.

Ergün: Evet her konserde biraz daha profesyonelleşiyoruz. Stüdyoda bir şarkıyı ezberleyip rahatlıkla çalabilirsiniz fakat aynı şeyi binlerce kişinin önünde yapmak çok daha farklı bir şey. Biz önceden bar grubu olduğumuz için biraz antrenmanlıyız. Sahnedeki heyecanımızı hiç kaybetmedik. İnsanlarla buluşmak ve onlarla şarkılarımızı beraber söylemek anlatılamayacak kadar muhteşem bir duygu. Şu yakınlarda Efes Pilsen One Love Festivali var, ondan sonrasında yaz programımız olacak; turnelerimiz olacak…

Korhan: Üniversite şenlik konserlerini Mayıs ayında yaptık. Dünkü konserlerimizle bugünkü konserlerimizin ilk farkı çok daha büyük sahneler, ışıklar ve çok daha fazla dinleyiciye ulaşmak diyebilirim. Tabii ki insanların bizim şarkılarımızı biliyor ve eşlik ediyor olması da çok heyecan verici bir durumdu bizim için :)

Can: Biz her performansımızda kendimiz için video kaydı alıyoruz, böylece konser sonrası kendimizi izleyip kimin ne yanlış yaptığını ve kimin ne gibi hareketler yaptığını oturup tartışma şansımız oluyor. Aa bak bu hareket iyi gitmiş bunu hep yap ya da oğlum hiç gitmemiş deyip birbirimize güldüğümüz bile oluyor. Bu nedenle verdiğimiz konserlerin performans açısından kalitesinin yükseleceğini umuyorum. Konserlere çıkmadan önce hep ufak tatlı bir heyecan oluyor tabi ki de, o da olmazsa olmazı :)

- Genel bir kaygı hep vardır gruplar adına? Çok soluklu kalabilenlerin aksine bir albüm sonrasında yollar ayrılabilir de? Siz nasıl yaklaşıyorsunuz bu duruma, nasıl anlaşıyorsunuz mesela? Artılarını, eksilerini; avantajlarını, dezavantajlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Korhan: Bizim grupta arkadaşlıkların eskiye dayanması ve birbirimizi çok iyi tanımamız nedeniyle çok büyük terslikler yaşanmamıştır ve yaşanacağını da kesinlikle tahmin etmiyorum. Çünkü en nihayetinde biz çok iyi dostlarız.

Altuğ: Müzik harici zamanlarda da hep beraber olduğumuz için albümümüz olmadan önce de gruptuk, müzik yapıyorduk, albüm sonrasında da aynı durumdayız. Eksi diye sayılamayabilir belki ama grup gittikçe adını daha çok duyuruyor ve bu da bize ait olan sorumluluğu artıyor. Artılar ise; kendimize ait bir albümümüz var ve bir şeyleri başarmanın verdiği güvenle müzik ve müziğe duyduğumuz haz artıyor diyebiliriz. Bu da bizi her yönden elbette olumlu etkiliyor.

Can: Doğrusunu söylemek gerekirse benim içimde öyle bir kaygı şu anda hiç yok. Çünkü işimizden önce hepimiz gerçekten iyi anlaşan arkadaşlarız hatta daha da öteyiz. Biz genelde oturup konuşuruz, Çanakkale'de buluşuruz, beraber vakit geçirmeye çalışırız.

Ergün: Ben mesela Can'ı kendi öz kardeşim gibi görüyorum çok seviyorum. Bazen fırça bile atıyorum kızdığımda :) Tartışmalarımız tabi ki oluyor anlaşamadığımız zamanlar, fakat dediğim gibi öncelikli arkadaş olduğumuz için bu durum çok fazla bir engel ya da dezavantaj teşkil etmiyor.

- Bu albümde herhangi bir cover şarkı yorumlamadınız ki son zamanlarda rock gruplarından pop şarkıcılarına kadar böyle bir ihtiyaç hali var. Bilinçli bir tercih hali miydi bu, sahnede peki bu tarz çalışmalara yer veriyor musunuz? Kimlerin şarkılarını severek dinliyor ve çalmaktan, söylemekten sıkılmıyorsunuz?

Korhan: Biz albümümüzde cover parçaya yer vermedik çünkü bu yeni bir grubun profesyonel olarak müzik hayatına girmesiydi ve parçalarımızın hepsinin gruba ait parçalar olmasını istedik. Ama bu sonraki albümlerde de cover parça yapmayacağımız anlamına gelmez. Tabii ki konserlerimizde cover parçalara yer veriyoruz. Mesela cover olarak yapmaktan hoşlandığımız sanatçıların başında Candan Erçetin geliyor. Şahsen başta ben The Doors'un büyük hayranıyım. Guns'n Roses ve Chris Cornell'i de hayranlıkla dinlerim. Fakat şu an yerli yabancı birçok albümü dinlemeye çalışıyorum.

Ergün: Aslında kesinlikle cover koymayalım diye bir takıntımız olmadı. Ama tabi ki kendi şarkılarımızı albüme koymak bize her zaman daha mantıklı gelmiştir. Çünkü olanı tekrar düzenlemek yerine yeni bir şeyler üretmek hem bizi daha çok tatmin ediyor hem de daha doğru geliyor. Kulağımıza hoş gelen şeyleri her zaman dinliyoruz belirli bir şey yok, zaman içinde ruh halimiz değişkenlik gösterebiliyor. Konserlerde çaldığımız cover'lar genelde beğendiğimiz ve saygı duyduğumuz sanatçılardır zaten. Grubun her üyesi dinlediği müzik tarzıyla birbirinden çok farklıdır aslında.

Altuğ: Başta bu albümün bizim olması önemliydi, bizim ve her grubun da istediği gibi kendi şarkılarımızdan oluşan bir albüm önemliydi elbette. Nitekim bir albüm için yetecek kadar bestemiz de olunca albüme cover parça koymadık. Severek Foo Fighters, Muse, Guns'n Roses, White Snake, Jimmy Hendrix dinlerim.

- Kuşkusuz ki bu albüm başarılı bir şekilde çalışmanın eseri. Bugün için belki de birçok kişinin bu hâlâ hayali. Sizlerin bu noktaya gelmenizdeki faktörler neler oldu peki? Sağlıklı olabilmenin, amatörlükten profesyonelliğe yol alabilmenin, albümlerden konserlere uzanabilmelerin, ekip çalışmasının özetinde başarının kriterleri nelerdir?

Can: Öncelikle arkanızda gerçekten bu işlerden anlayan birilerinin olması lazım. Size yol göstermeliler ki oyalanmayasınız. Biz şanslıyız ki çok kaliteli bir ekibe denk geldik. Bu yüzden attığımız adımları sağlam ve bilerek attık.

Ergün: Çok kısa bir şekilde cevaplayabilirim bunu "Pes Etmemek". Karşınıza çıkan engellere rağmen ne kadar inatla onların üstüne giderseniz zaten aşamaları tek tek geçip istediğiniz hedefe bir adım daha yaklaşmış olacaksınız. Biz çok hayal kuruyorduk zamanında. Mesela milyonlarca kişinin önünde çalmak, ya da çok büyük konserler vermek, unutulmayacak bir beste yapmak. Eurovizyon'da çalmak bile hayallerimiz arasında olurdu. Tabi ki bunları hayal edip iç çekerek öyle bir kenarda oturmadık, pes etmedik, yolumuza adım adım, milim milim devam ettik ve şu anki bulunduğumuz yere geldik. Bundan sonra adımlarımız devam edecektir tabi ki.

Altuğ: Başarı için düşündüğümüzde her alanda olduğu gibi iyi bir ekiple programlı bir şekilde çalışmak, emin adımlarla yol almak, yeri geldiğinde tartışmak ve uzlaşmak ve kendini bir grubun parçası gibi görüp bütününe bakıldığında bir grup olmak bu albümdeki, başarımızdaki en büyük etkenlerdir.

Korhan: İşimizi sevmemiz ve kendimize güvenmemiz de faktör olmuştur. Başarıya ulaşmakta tabi ki grubun kafa olarak iyi anlaşması ve yönlendiren ekibin yapımcısından prodüktörüne kadar grubun arkasında olması ve destek vermesi etken diyebilirim.

- Peki son olarak sesi biraz kısmamız, müziği geçici olarak susturmamız gerekirse ötesinde neler yapar üyeleri? Bir günü nasıl geçer, haricinde nelerle meşguldürler ve neleri çok severler? Özel hayatları nasıldır, nelere vakit ayırabilirler?

Korhan: Grup olarak yolculuklarda ve beraber olduğumuz zamanlarda genelde Play Station oynayarak vakit geçiriyoruz. İstanbul'dayken İstiklal'e çıkıp yeni grupları dinlemeyi de seviyoruz.

Can: Benim müzik dışında okulum var, arkadaşlarım var. Sporla, bilardo, masa tenisi vs. ile, bilgisayar oyunlarıyla çok iç içeyim. Arkadaşlarımla vakit geçirmekten de gayet memnunum.

Ergün: Ben eğitimime Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Seramik Bölümü'nde devam ediyorum. Bunun haricinde Grafik Tasarımcılığı yapıyorum. Bir süre teknik servis elemanlığı yaptım. Zaten hobilerim arasında bilgisayar, yazılım programcılığı ve elektronik sistemler en baş sırada yer alır, hatta artık bir hobiden çıkmış üçüncü bir meslek haline geldi. Ama aynı zamanda çok üşengeç ve tembel bir insanım. Diğer koltuktaki kumandaya ulaşabilmek için yakınımdaki malzemelerden türlü türlü icatlar yapıp ona ulaşmaya çalışırım. Hatta duraktaki banktan kalkıp otobüse binmeye üşenmişliğim de vardır. Fakat aynı zamanda işkoliğim, bir işe başlarsam onu bitirmeden asla bırakmam. Sanırım üşengeçliğim bu yüzden :)

Altuğ: Mangalla aramız iyidir diyebiliriz. Her fırsatta yaptığımız aktivitelerin başında gelir. Hatta birazdan da gideceğiz :) Hep birlikte oturup maç izlemek gibi şeyler de keyif veriyor tabi.

- Çok başarılı bir albüm ile karşı karşıyayız ve dilerim daha nicesinde yeniden sohbet etme, yeniden buluşabilme şansını bulabiliriz. Çok teşekkürler bu keyifli söyleşi için.

 

 

Söyleşi : Kadri Karahan / Mayıs 2009