müzik
- hâl / Cem Adrian
-
Cem Adrian ile müzikten konuşmadan önce, kısaca kendisini tanımak
istiyoruz öncelikle. Ya da '' Kendimi bildim bileli şarkı söylüyorum
'' cümlenizi biraz açmanızı istiyoruz burada. Hangi şarkılarla
yol almaya başladığınızı ilk ya da sesinizi ne zaman keşfettiğinizi
mesela?
-
Edirne'de 30 Kasım 1980'de doğdum. Müzisyen olma isteğimi, ya
da müzisyen doğalı olduğumu 4-5 yaşlarında keşfettim ama bunu
çevremle fazla paylaşmadım, yalnız kaldığım zamanlarda müzik yaptım,
ilkokulda müzik, başarısız olduğum derslerden biriydi, müsamerelere
katılmazdım, kalabalık önünde olmak beni korkuturdu. Sonraları,
radyo günlerinde, radyoda, sabaha karşı geçirdiğim yalnız çalışma
saatlerinde, müziklerimi kaydetme, hatta hayali albümlerimin kapaklarını
tasarlama imkanı buldum. Radyodaki teknik imkansızlıklar ve bana
eşlik edecek enstrümanların olmayışı beni, kendi imkanlarımı zorlayarak
bu sesleri kendi başıma elde etmeye yöneltti.
-
Bir süre bir tiyatro grubunda oyunculuk ve sonrasında DJ'lik de
yaptınız siz. Ve ardından bir yolculuk İstanbul'a geldiniz yine
burada bir müzik grubu kurdunuz. Ardından da Fazıl Say tarafından
ilginç bir keşfedilme durumunuz var örneğin. O anı anlatmanızı
ve hislerinizi okurlarımızla paylaşmanızı istiyoruz.
-
6 sene sürdü radyodaki görevim, DJ, program yapımcılığı yaptım,
kısa bir süre de oyunculuk yaptım evet. Müzik yapma dürtüsü ağır
bastı ve çok sevdiğim halde, müzik piyasasının bulunduğu ve aşık
olduğum şehre, İstanbul'a geldim. Bir süre sonra param bitti ve
bir cafede fal bakmaya başladım. Birgün Demet Sağıroğlu geldi,
O'na demo Cd'mi verdim, hatta vokalisti olmaya hazırlanırken,
Demet, Cd'yi Fazıl Say'a dinlettiğini, O'nun beni arayacağını
haber verdi. Ve Fazıl Say beni aradı. Ertesi gün buluşmak üzere
sözleştik.
O
gece internette uzunca bir süre "ders çalıştım" klasik
müzik eserlerini, Fazıl Say'ın albümlerini, bestecilerin hayatlarını
araştırdım, küçük kopyalar hazırladım. Fazıl Say'la biraraya geldiğimiz
gün bunların hiçbirine gerek kalmadı, beni sınava tabi filan tutmadı,
müziğimi'' Ben Bu Şarkıyı Sana Yazdım '' çok beğendiğini, sesimin
de özel olduğunu söyledi ve bunun üzerine gitmek isteyip istemediğimi
sordu.
-
Sizin en büyük özelliğiniz bu olsa gerek ki; sesinizi bir enstrüman
olarak da kullanabiliyorsunuz ve bir tek sesiniz yok sizin. Bas,
bariton, tenor, alto ve başka atladığım tüm hepsi? Tek başına
bir koro olmak size ve dinleyicinize neler katıyor? Siz bu yeteneğinizi
nasıl değerlendiriyorsunuz?
En
büyük özellik bence sesim değil. Evet, normalin dışında. Ama müziğim
özellikli bence; yaptığım müziği ben, tek başıma söylemesem, iki
kişi bir araya gelip söyler ve yine aynı sonuç bir şekilde elde
edilmiş olur.
Sesimin
farklı oluşu konserler sırasında renk katıyor ortama, değişik
seslerin aynı kişi tarafından veriliyor olması, ben de konser
görüntülerimi izleyince garipsiyorum, tuhaf. Dediğim gibi bu yetenek
verildiği gibi geri de alınabilir birgün, bedenimdeki her organ
gibi sesim de yaşlanacak, eskiyecek zamanla, bunu müzikle canlı
tutabilmeyi başarmak amacım.
-
Ve albümde sizin kendi söz ve besteleriniz ötesinde sesinizden
bir '' Uzun İnce Bir Yoldayım '' bir '' Kimler Geldi Kimler Geçti
'' gibi klasikleri de dinleme şansına erişiyoruz. Bu albüm için
nasıl bir repertuar çalışması yapıldı burada bunu merak ediyoruz.
Bu albüm dinleyicisini nasıl bulmayı hedefledi örneğin ya da nerelere
ulaşmak istedi bu çoksesliliği ile?
-Albümde,
benim, zamanında Edirne'de, radyoda çalışırken kaydetmiş olduğum
parçalardan 10 tanesi Fazıl Say'ın kararıyla, tekrar stüdyoya
girilmeden, üzerlerinde mastering bile yapılamadan-çünkü kayıtlar
tek kanaldı-kullanıldı. Ayrıca 26 Ekim 2004 tarihli Bilkent konserimizden
iki kayıt eklendi, stüdyoda yapılan tek işlem şarkıların ses seviyelerinin
dengelenmesiydi. Demo kayıtlarım şu anda piyasada sözün kısası,
bu ekibin, özellikle de Fazıl Say'ın, şarkıların, sanatın, ruhunu
bozmamak adına aldığı bir karardı.
- Gerek dünya çapında başarılı bir müzisyen olsun gerek de
sizin gibi bir yeteneği keşfetmesinde Fazıl Say ismine mutlaka
özel bir soru ayrılmalı bence sizde? Sizinle tanışmadığı döneminden
alalım ve bugünlerinize gelelim. Fazıl Say ismini bir de size
kattıkları ve katacakları ile dünyanızdaki yeri ile dinleyelim
isterim.
-Fazıl
Say, bana düşlerimi veren isim olmasaydı, yine çok özel olurdu
benim için, özel bir insan o: hem müzisyen olarak, hem de insan
olarak. Kıvrak zekalı, spontan, içten, olduğu gibi bir insan.
O'nunla sahnede olmak, bu kadar büyük bir müzisyenle müzik yapmak
çok tatmin edici, aynı zamanda tadına doyulmaz bir keyif.
-
Albüm çıktıktan sonra dinleyicisini bulmayı kısa sürede başardı?
Birçok müzik otoritesi bu albümü büyük bir beğeni ile karşıladı
ve bu anlamda da haklı bir beğeni edindiniz? Bu başarıyı bekliyor
muydunuz mesela? Bu soruda da bundan sonraki hedeflerinize yol
alalım ve ulaşmak istediğiniz diğer hedeflerinizi öğrenelim. Müzikte
bundan öte hâyalleriniz var mı ve varsa bunlar neler hani?
-
Dediğim gibi, bu albüm, bir kitle hedeflenerek yapılmadı. Sanatı
seven herkesi hedefledi, riskliydi aslında, çünkü belli bir tarz
yok albümde, herşey var, hatta radyo jingle ları bile var, büyükanne
hikayesi var, acapellalar var, "Summertime" var, hemen
ardından "Uzun İnce Bir Yoldayım" var. Bir takdir bekliyorduk
ama ticari anlamda değil, çok da yanılmadık. Güzel olan, insanların
değişik ve kaliteli müziğe olan açlığını, prodüktörlerin "tutmaz
bu" lafının boşa çıkışını yaşamaktı.
Yapılacak
çok şey var, şu an bilgiye doymaya çalışıyorum, sürekli öğreniyorum,
bitmeyecek bu geç yakalanmış öğrencilik. Bilkent Üniversitesi'nde
özel öğrenciyim ve okulda ilerliyorum. Çalışmak istediğim müzisyenler
var, Türkiye'de konser vermediğim yer kalmasın istiyorum. Yurtdışı
konserlerimiz var, merak ediyorum, yaşıyorum, biriktiriyorum,
müzik yapıyorum bol bol.
-
Dediğiniz gibi bu yaz sizi birçok konser ve etkinlikler bekliyor.
Şu ana kadar gerçekleşenler adına soluğu ve bundan sonrakiler
adına da belirlenen programları ve projeleri öğrenebilir miyiz?
Sizi en yakın ne zaman ve nerelerde ve yine nasıl bir sahne ile
dinleyeceğiz beraberinde?
-
Şu ana kadar gerçekleşen konserler güzeldi. Şimdi yeni çalışmalar
içindeyiz: repertuarı genişletmeye, orkestrayı yeniden düzenlemeye,
değişik etkinlikler için, müziğimden ödün vermeden, değişik soundlar
yakalamaya giriştik. Bu süreç yaratıcı bir süreç ve ilerisi için
yatırım, prova esnasında buluşlar gerçekleşiyor, bazen bu sahnede
oluyor, üzerine gidiyoruz.
Temmuz
ve Eylül'de Fazıl Say'la birlikte Hamburg ve Bremen'deyiz, tarz
yine jazz ve etnik olacak. Yazın Türkiye'nin değişik yerlerinde
konserler planlanıyor, kimisi özel geceler, kimi de açık konserler.
İstanbul dışında ilk gittiğimiz şehir Bursa oldu, konser çok güzel
geçti, bu yaz daha kapsamlı bir etkinlik teklifi geldi. Yaz boyunca
İstanbul'da bir dizi konser yapmayı da planlarımız dahilinde.
-
Günümüz müziğini siz nasıl yorumluyorsunuz? Mesela siz kimleri
severek dinliyorsunuz? Ve yine bu soru altında günümüzde gençlere
verilen fırsatları siz nasıl değerlendiriyorsunuz? Buradan amatör
olarak müzikle uğraşan gençlerimize siz ne gibi tavsiyeler öneriyorsunuz?
-
Günümüz müziği renkli, bazen de tüccar zihniyetli. Gerçek müzik
var bir de eğlendirici müzik var, popüler kültürün parçası olarak.
Kalite tartışılır ama hepsinden olmalı, hedef, "popüler"
olanı kaliteli kılmak olmalı ve bu adımlar yavaş yavaş atılmaya
başladı. Fırsatlarımızı kendimiz yaratıyoruz diye düşünüyorum.
Ben
Mariah Carey, Whitney Houston, Ray Charles, Ayten Alpman, Maria
Callas, Ella Fitzgerald dinliyorum, kulağıma ne çalınırsa kulak
kabartıyorum, çünkü bizim seçerek dinlediklerimizin yanısıra bize
dinletilenler de var ve içinde bulunduğum konum onları da tanımamı
gerektiriyor. Beraber çalışmak istediğim Arto Tunçboyacıyan var
mesela, çok güzel. Dünyanın hiçbir yerinde fırsatlar sonsuz değil.
Sanat alanında bizden çok ilerde olan ülkeler var evet ama yine
açılan kapılardan içeriye girmek, ya da o kapıları açtırmak kişisel
çabayla ilintili.
Amatörler
hedeflerine ulaşmak için çabalasınlar, hedeflerine ulaştıklarında
da amatör ruhlarını kaybetmesinler.
-
Albümünüzde bir Orhan Veli şiirini '' Harbe Giden Sarı Saçlı Çocuk
'' sizin beste ve aranjeniz ile dinliyoruz yine. İşte burada bir
de şiirden konuşalım istiyorum ben. Her konuğuma sorduğum sorulardan
biridir. Şiirin sizde ki yeri nedir mesela siz şiir yazıyor musunuz?
-
Albümdeki
sözlerin çoğu bana ait. Ben çok yazı ya da şiir yazarım. Şu anda
aklıma gelen özel birşey yok, albümü dinleyenler bilecektir...
"Ben Bu Şarkıyı Sana Yazdım"ın sözleri çok özeldir benim
için.
-
Bu güzel ve keyifli söyleşi için size çok teşekkür ediyor ve bu
sese hâla kulak vermeyenler var ise onları hemen sizinle tanışmaya
davet etmek istiyorum. Nice güzel başarılarınızı alkışlamak istiyorum
ben.
-
İlginiz ve takdiriniz için ben teşekkür ederim...