müzik
- hâl / Cüneyt Çakım
- Bizler önce söz ve besteleriniz ile tanıştık sizinle ve daha sonra ‘'Siyah'' ismini verdiğiniz ilk albümünüzle ki henüz çok yeni geçtiğimiz aylarda buluştunuz bizlerle. Öncelikle önceki sizi tanımak istiyorum ve tanışmanızı sormak istiyorum müzikle, nasıl bir aşk yaşadığınızı ve ilk yolculuğunuzun nasıl başladığını sizden dinliyorum.
- İsviçre'de doğup büyüdüm. Eczacılığı bitirdim. İlaçların, çikolataların, saatlerin ve delikli peynirlerin ülkesi İsviçre'de. Bir kardeşim var, ailem hâlâ İsviçre'de yaşıyor. Ben 2000'lerin başında Türkçe sözlü müziği çok sevdiğim için, icra etmek istediğim için İstanbul'a yerleştim. Müzik benim en büyük derdim ve devam oldu hep hayatımda kendimi bildim bileli. Sevincim, matemim hep şarkılarla dillendi. Sırdaşım ve yoldaşım şarkılarım oldu. Onları herkesle paylaşmak güzel. Ne kadar çok kişi aynı hayatı değil ama ortak duyguları paylaştıklarını şarkılar aracılığıyla anlıyor. Müzik böyle bir aşk, böyle bir tutku. Yolculuk başladı mı başlıyor mu veya neresindeyiz. İnşallah biraz zaman geçince hep birlikte göreceğiz :) Herkesin ruhu müzik çeker, şarkı – şiir çeker, hoş güzel şeyler çeker kendi zevkince. Bende de o çekimlerin yoğunluğu davet etti bu mesleğe. Ruhum çekti, canım çekti. Ruuuuuuhhhhh … :)
- Bendeniz, Reyhan Karaca, Ziynet Sali, Pınar Aylin gibi vokaller bugüne kadar eserlerinizi yorumlayan ve birlikte çalıştığınız isimler. Burada söz yazarı ve besteci kimliğinizi biraz konuşabilir miyiz ve buradan yorumcu kimliğinize uzanan yolculuğu özetleyebilir ve ilk albüme gelebilir miyiz? Bir gün için albüm yapma fikri var mıydı yoksa her şey kendi kendine mi gelişti ve ‘'Siyah'' kapımızı çalıverdi.
- Bendeniz ile başladı. ‘'Ağa Oğlu'' şarkısı ile merhaba dedik Türk popuna. Pınar Aylin ‘'Sebebini Sorma''ya kadar devam etti mutfaktaki görevim. 2005 yılında Berlin'de Türk gününe davetliydik Pınar Aylin ile, orada 250 bin seyirci bir ağızdan ‘'Sebebini sorma''yı söylüyordu. Müthiş vahşi bir duyguydu. O an orada benim canım o duyguyu fazla yaşamayı canım çekti ki, hemen ertesi gün trende İsviçre'ye geçerken Almanya'dan repertuarımı hazırlamaya başladım. Daha önceden de kendime albüm hazırlama projem vardı ama Berlin'de tetiklendi bu düşüncelerim. Ve sonrası saman alevi gibi gelişti. ‘'Siyah'' albümü oluştu.
- Bu ilk albüm için peki kimlerle çalıştınız, kimlerin desteği üzerinde oldu. On şarkının sözü ve müziği size ait, nasıl bir repertuar seçimi yapıldı ve ne kadar zamanda çalışıldı üstüne. Yine albümün adı neden ‘'Siyah'' örneğin, özel bir hikayesi var mı sizde? Ve ötesinde bu albüm nasıl tepkiler aldı ve almaya devam ediyor size göre dinleyicide? Bir ilk albüm olarak ‘'Siyah'' size göre nerede?
- Aytekin Kurt, Lütfü Bayülken aranjörlüğünde, Nevzat Çelebi, Hülya Kaya, Adonis Vardis ve Aykut Gürel vardı kendi şarkılarım dışında. Zeynep'in vokali var ‘'Siyah'' şarkısında ve bir çok arkadaşımın gönülden desteği, iyi niyetleri hep güç verdi bu albüme. Albümde maneviyattan maddiyata bir yolculuk var. Gönül gözüyle açıp dünya gözüyle kapıyoruz repertuarı. İlk şarkılarda ruhu aşkı sorgulayan ve 11'nci şarkıda tam materyalist bir dünyanın ortasında kendini bulan ve dalgasını geçen bir adam var. ‘'Siyah'' albümü sokağa sevmek için çıkan bir çocuğun hikayesi. ‘'Siyah'' şarkısını yazdıktan sonra resim sanatında felsefede, edebiyatta teknik olarak da ve çeşitli kültürlerde siyahı araştırdığımda aldığım cevapları bir araya getirince kendimi anlatıyordu adeta bu özellikler. Bu sebeple albüm ismi''Siyah''. Siyahı gördüğünüz her yerde beni hatırlayın olur mu? :)
- Albümün çıkış şarkısı ‘'Ruh'' oldu ve ilk klip bu çalışmanıza çekildi. İkinci klibiniz için çalışmalardasınız, sırada izleyeceğimiz video hangi şarkı için olacak? Bu arada kişisel fikrim ‘'Sokağa Sevmek İçin Çıkan Çocuk'' isimli şarkınızın da mutlaka klip halinde sunulması yanında. Yine albüm ile ilgili diğer çalışmalar, tanıtımlar ne yönde gelişmekte. Örneğin konserler oldu mu ya da olacak mı dinleyicileriniz ile buluşmanız adına?
- İkinci klibimiz ‘'Yerin Dolmaz''a çekildi. Yakında yayına girecek. Ruh ve yerin dolmaz kendiliğinden, birçok radyonun listelerine girdi. Bizim asıl basın takvimimiz Eylül ortasında başlıyor. Yazın ‘'Ruh'' şarkısının kendisi gibi gizemini koruyup köşemden olup biteni izledim. Açılan kalpler, sunular sevgiler davet etti. İşte buradayım. Eylül'den itibaren mümkün olduğu kadar davet edildiğim her yerde şarkılarımı paylaşacağım. Seçen değil seçilen kişi olmak beni mutlu edecektir ve onurlandıracaktır. İlk konserimiz Parkorman'daydı 25 Ağustos'ta. Çocuk Esirgeme Kurumu'ndaki canlarımız, bitanelerimiz için. Her biri bir tane onların, her biri bir su damlası gibi. Hayata akacakları yön ve kaderleri bizim duyarlılığımızın pusulasına göre de olumluluk kazanabilir. Sonunda PArkorman'da Lübnan'daki savaş mağduru çocuklar için bu seferde. Derken gelelim ‘'Sokağa Sevmek İçin Çıkan Çocuk''a. Klip gelecek bu şarkıya da ve zamanı belli değil daha.
- Yine bazı çalışmalarınızın yurtdışında da bazı önemli sanatçılar tarafından yorumlandığını biliyorum. Hangi çalışmalardı ve kimler tarafından yorumlandı ve sizde neler uyandırdı bunlar? Nasıl bir heyecan oldu adınız ile müziğiniz ile tanışmaları sizde ve ilerisi adına bu anlamda başka çalışmalar olacak mı yine? Bir gün için sizin böyle bir hayaliniz var mı ve müzikte varmak istediğiniz son nokta ne? Ve erken olacak ama nasıl bir albüm ile ikinci kez bizlerle buluşmayı düşünüyorsunuz? İkinci bir albüm size göre en yakın hangi tarihte buluşur bizlerle?
- Yurtdışındaki çalışmalarımız yoğunlaşıyor. Örneğin Lübnan asıllı Cyrine Abdel Nour daha önceden Pınar Aylin'in seslendirdiği ‘'Sebebini Sorma''yı Arapça sözlerle seslendirdi. Albümü çok ilgi görüyor bütün Arap ülkelerinde. Yine Ortadoğu'da Janina ‘'Yine Sonbahar'' isimli şarkımızı seslendirdi. ‘'Ruh''la birlikte Ortadoğu'da Arap popunda seslendirilmek üzere anlaşmalar yaptığımız birçok çalışma yolda. Bunun dışında Yunanistan'da sürprizlerimiz olacak 2006 sonlarına doğru. Müzikte varmak istediğim nokta, albümdeki 5'nci şarkı. ‘'Nokta'' şarkımdaki gibi. Her zaman her şeyin duygusunda olacağım ama hesabında değil. Varmak istediğim nokta ve gelebileceğim en güzel yer tabii ki şarkılarımla aralanan kalpler. Daha güzel ne olabilir ki?
- Bu yaz özellikle müzik adına zengin bir yaz oldu ve birbiri ardına albümlerin yayınlandığı gibi bunların bir çoğunu sizin gibi ilk albümü ile bizlere seslenen müzisyenler oluşturdu. Size göre müzikte bu son dönemlerde nasıl bir hareketlilik yaşanıyordu ve siz ‘'Siyah'' ile bu renkliliğin neresindeydiniz?
- Bence tam tersine çok renkli değil, Türk popunda en kurak yazlardan birisini yaşadık. Esnek değildi sunulan repertuarların çoğu. Müzik korkusuz, özgürce yaşanılan bir dünyadır. Oysaki sektörümüzde risk almayı, cesaret göstermeyi göze alan isimler azalıyor. Herkes kendi zevkince ve fikrince beni ayrı bir yere koyuyordur kendi dünyasında. Ama bir gerçek var ki mütevazı olmayacağım. Farklıyım, orjinalim. Yaratılan trendleri takip eden değil de kendi trendlerini tasarlayanlardanım. Gerisi herkesin kendi beğenisine ve taktirine kalmış bir şey. Siyah bütün renkleri daha parlak gösterir veya o renkleri söndürür, matlaştırır. Ortama hakimdir. Siyah benim rengim demiştim, değil mi? :)
- Siz müzikte kimleri severek dinlemektesiniz? Özellikle hayranı olduğunuz bir isim var mı ve bir gün için en çok kiminle çalışmak isterdiniz?
- Benim dinlemekten zevk aldığım çok isim, çok ses var. Ülkemizdeki sesler: Sezen Aksu, Nazan Öncel, Rafet El Roman, Levent Yüksel, Zuhal Olcay, Aşkın Nur Yengi, Sertab Erener, Ajda Pekkan, Ebru Gündeş, Muazzez Abacı, Zeynep, Gönül Akkor, Müzeyyen Senar, Semahat Özdenses. Sabaha kadar satabileceğim bir liste var, say say bitmez. Doğru yer, doğru zaman, doğru şarkıysa fikrimce bütün solistlerle düet yapabilirim. Ama bu doğru yer, doğru zaman, doğru şarkıda söylenildiği kadar kolay olan bir şey değil.
- Bugün birçok ses belki keşfedilmeyi bekliyor, birçok söz ve beste ses bulacağı günü bekliyor. Evet müzikle uğraşan birçok amatör müzisyenin yarınlar adına hayalleri, bekledikleri var. Siz müzik ile ilgilenen tüm herkes için ne gibi mesajlar verebilirsiniz bu heyecanı tatmış biri olarak, kendilerine neler söyleyebilirsiniz?
- Müzik bir kere dünyanın en güzel şeyi, ne mutlu ki bu izdeler. Önemli olan istemek, işin yarısı tamam demektir. Diğer yarısı da hedefleri belirlemek. Çok çalışmak hedeflere doğru ilerlerken. Kendine inancı kaybetmemek. Çünkü öyle zamanlar gelebiliyor ki, kendiniz dışında kimse inanmıyor size. İşte böyle zamanlarda kendinize olan inancınız ve güvenceniz ne kadar güçlüyse, ortaya koyduğunuz üründe o kadar güçlü oluyor. Kendilerini ortaya koymaktan yüzde yüz kendileri olmaktan korkmasınlar. Ve Göksel'in şarkısı geliyor aklıma. Sabır, sabır ya sabır :)
- İnternet üzerinde dinleyicileri ile buluşan müzisyenlerdensiniz siz de ve bu ortamı size de sormak istiyorum, nasıl paylaşımlar içindesiniz burada dinleyicileriniz, sizi sevenler ile. Mesela sizin adınıza en çok neyi merak ediyorlar ve size neler soruyorlar? Yine size müziğin duygusal prensi diyorlar, neler söyleyebilirsiniz bunun üzerine?
- Evet duygusal prens, siyah atlı prens. Müzikteki duruşum bu oldu insanların gözünde. Bir prenslik var, bir prenses öpse belki prense dönüşeceğim gerçekten :) Fiziksel olarak da Brad Pitt'in yirmili yaşlardaki haline çok benzetiyorlar. Röportajlarımızda da geçiyor bu konuşma. Genelde karşı taraftan gelen yorumlar üzerine. Gözlerim kendi rengi, bu çok soruluyor. Türkçemi düzeltmek için çok çalıştım ve çalışıyorum, bu merak ediliyor. İsviçre'de doğup büyüdüğüme inanmıyorlar bazen, demek ki iyi çalışıyorum dersimi :) Dizilerle ilgili gelen sorular veya tekliflere şu an yeşil ışık yakmıyorum çünkü işimi düzgün yapmak dışında başka bir şeyi görmüyor gözüm. Ayrıca dizilerde ufak rol bekleyen yıllarca konservatuar okumuş yetenekli insanlar varken, benim işim ne o setlerde? :) www.cuneytcakim.blogspot.com ve stardiumfan sitemize gelen mesajları ve e-mailleri okuyup cevaplandırıyorum mutlak. Sağ olsunlar benim maneviyatımı nasıl yeşertiyorlar sözleriyle hepsi, maneviyatım ise şarkılarımın beşiği. Yani onlardan gelen güzel duygular yine onlara dönüyor şarkı olarak.
- Son olarak müziğin dışında sizi tanımak istiyoruz. Örneğin siz yurtdışında Eczacılık okudunuz bundan biraz bahsedebilir miyiz? Bu mesleğinizi bugünlerde sürdürüyor musunuz? Bu aralar belki yoğun bir tanıtım sürecindesiniz ama bir günü nasıl geçirmektesiniz? Müzik dışında ilgilendiğiniz başka dalları var mı sanatın, neleri yapmaktan keyif alırsınız? Bir şehri özetinde nasıl yaşamaktasınız?
- Eczacılık diplomamı aldığımdan sonra hiç raftan çıkarmadım:)Çünkü hedef belliydi:Müzik! Bu arada botanik eczacılığı bitirdim kimyevi ilaçlar kadar alternatif tıp, bitkisel ilaçlar ve bitkilerle ilgili geniş bir eğitimim var. Müzik dışında hayatımda arkadaşlarım, ailem çok zaman ayırdığım değerlerdir hayatımda. Ve spor çok önemlidir benim için. Haftanın 3-4 günü spora ayırıyorum 1-2 saatimi. Çiçeklerim, büyük bir bahçem var. Özel hobilerim arasında ornitoloji özellikle papağanlar var. Yunuslar, balinalar ve aslanlarla ilgili kitaplar okurum en sevdiğim hayvanlar oldukları için.
- Sizinle ve müziğiniz ile tanışmak çok güzel yine sizi sayfalarımızda konuk edebilmek. Söyleşimizin için çok teşekkür ederim ve sizinle beraber nice şarkı dilerim.
- Ben teşekkür ederim. Şarkılarda buluşmaya devam. Gül kokulu günlerde aşklarla kalın.
Cüneyt Çakım Web Sitesi
Söyleşi : Kadri Karahan Eylül 2006