Marmara Ereğlisi'ndeki yazlığımızdayım. Bir gün Tekirdağ'a giden aileme sipariş veriyorum - çünkü o zaman sürekli İstanbul'a gelip gidemiyoruz, sezonu açtığımız gibi kalıyor, bitmesi ile dönüyoruz - Jale'nin ''Son Geceler'' isimli kasetini almaları için. Döndüklerinde bulabilmiş olmalarının sevinci ile daha dinler dinlemez albüme adını veren şarkının etkisine giriyorum. Yalnız da kalmıyorum, o zaman böyle evlerde, küçük cafelerde, kumsallarda toplanmalarımız oluyor, DJ'leri benim genelde, bu şarkıyı çalmaya başlıyorum ve bir gün bir bakıyorum ki herkes, her yerde bu şarkıyı döndürüp duruyor.
Aylar sonra Fenerbahçe'de kendisi ile de buluşuyorum. Bir arkadaşım aracı oluyor ve o dönem yazdığım sözleri ve yaptığım besteleri bir kasete çekip kendisine iletiyorum. Sonuç alınamasa da o dönem için heyecanı yanıma kâr kalıyor, yetiyor. Birkaç konserde daha karşılaşıyorum kendisi ile, genelde yardım konserleri falan oluyor bu ve hepsi hemen hemen Bostancı Gösteri Merkezi'nde. Birkaç albüm daha yayınlıyor ki geçtiğimiz yıla kadar da yeni bir şey yapmıyor sonra. Netice de ayrı seviyoruz kendisini, ayrı dinliyoruz.
Kasım 2008 yılında bir söyleşi gerçekleştiriyorum kendisi ile ve o yılları yeniden konuşuyoruz. Ve sonra geçtiğimiz günlerde yeniden karşılaşıyoruz bir gecede. Hiç ama hiç değişmemiş Jale, şarkıları ve dostluğu için teşekkürümü ediyorum kendisine.
Eurovision 90’ları:1995 Eurovision Türkiye Finalleri
1994 yılında katılmadığımız Eurovision ile 1995 yılında yeniden buluşmuştuk. Yarışmanın 40. yılında ülkemiz finallerinde on şarkı yarışmıştı ve kazanan Arzu Ece'nin yorumladığı şarkı bir Melih Kibar bestesi ''Sev'' olmuştu ki sevmiştik yalan değil, inanmıştık. Arzu Ece'nin yerine yarışmada bu şarkıyı aslındaYeşim Dönüş Işın'ın söyleyeceği ama yarışmadan 48 saat önce bundan vazgeçildiği de o dönem konuşulan konular arasındaydı. Bu arada Arzu Ece'nin içinde yer aldığı her yarışmada bir sansasyon yaşanmış adeta, bu kadar sessiz sedasız işini yapan bir müzisyenin böyle durumlarla karşılaşması da ayrıca enteresan.
Diğer finalist şarkılardan birinde daha Arzu Ece ile karşılaşmıştık. Fatih Erkoç ile birlikte ''Sevda'' isimli şarkıyı yorumlamıştı Ece. Yine Fatih Erkoç solo olarak bir başka şarkı ile daha yarışmıştı. Bugün bakınca 95 yılından aklımızda kalan şarkılara rastlamasak bile tanıdık isimlerle karşılaşmamız mümkün. Suavi, Serpil Barlas, Diler, Tuygarhan Atuner, Berna Keser, Elif Ersoy gibi.
23 ülkenin katıldığı o sene 16. sırada tamamlamıştık yarışmayı ki en yüksek puanımız 7'ydi ve İsrail'den gelmişti. Birinciliği Norveç'i temsil eden Secret Garden almıştı ki ''Nocturne'' bugün bile ayrı bir keyifle dinlediğimiz şarkılardandır.
Arzu Ece - Sev
Kayıp Aranıyor: Ecem
Ece Eylem Üren 1998 yılında ilk albümünü yayınladı: Aşk Göçmeden. Ecem ismini kullanarak yayınladığı bu ilk albümü Raks Müzik & S Yapım etiketi ile bizlere ulaşmıştı ki ikinci bir albüm gelmedi kendisinden. Bu albümü kaset olarak elbette almıştım ama geçenlerde sevgili Ahmet Kamil Taşkın bana CD'sini ulaştırdı sağ olsun.
Öncelikle Ecem gümbür gümbür bir ses; o dönemden bugüne dinlemekten vazgeçemediğim şarkısı ''Korkma'' ise adeta gizli bir hit; bugün biri çıksa ve bu şarkıyı cover yapsa yeridir hani. Albümün diğer şarkıları belki bu şarkı kadar güçlü değil ama bahsettim ya, ses renginden dolayı tüm şarkıların hakkını vermiş Ecem. Albümün söz yazarı - besteci ve müzisyen kadrosu da müthiş. Tamer Özkan, Seda Akay, Naşide, Günay Çoban, Volkan Şanda, Barış Aryay, Murat Erdem söz yazarı ve bestecilerden sadece birkaçı. Çetin Akdeniz'den Sait Büyükçınar'a, Hakan Altun'dan Göksun Çavdar'a da uzanan bir müzisyen listesi var. Hani Sacit Süha Dilek gerçekten bu albüme iyi bir yatırım yapmış.
Kendisi bugün, nerede, ne yapıyor bilinmez; ama gerçekten bir dönem böyle ortaya çıkan ve sonra bir anda ortadan kaybolan isimlerin arasında Ecem; belki çok daha ötede olmalıydı, olamadı.
Ecem - Korkma
Korkma, sakın sevmekten korkma, kurşun sesi kadar hızlı geçer yaşamak
Ama öylesine zor ki kurşunu havada, sevdayı sıcacık yürekte tutmak ...
Ayın Konuğu:Tunca Tutkun
Bu ay yine bir 90'lar aşığı o yıllara ait müzik listesini bizlerle paylaşacak. Önemli bir arşive de sahip olan Tunca yakın zamanda bir blog sayfası açtı ve müziğe dair notlarını dostları ile de paylaşmaya başladı. Müzik onun vazgeçilmezi, yepyeni projeleri de var, önümüzdeki günlerde bakalım adına neler bekleyecek bizi?
Bu da benim 90’lı yıllarımın en sevdiğim başucu albümlerim… Aslında bu yazıda ilk 10 olarak belirtmekle birlikte aslında hiçbir albüme böyle bir sıralama yapamayacağımı fark ettim, zira bu albümler benim müzikal gelişimimde yol gösterici oldu. Yüzlerce sevdiğim albüm arasında bu adarını çıkarmak zor oldu ama işte benim 90lı yıllar dediğimde ilk aklıma gelen albümler bunlar:
1) Yaşar - Divane (1996)
Kınamayınız sayın, Yaşar bu listenin tepesine oturmayı bileğinin hakkıyla kazandı. 1996 yılı Eylül ayında gözlere ve kulaklara şahane bir şekilde yerleşen bu albüm, klipleri, şarkı sözleri, albüm kartonetinde yazdığı şiirleriyle, albümün prodüksiyonu, her bir tarzı Sezen klanından olmayan bu Adanalı delikanlı, o dönem çıkan pek çok kişinin arasından ister istemez sıyrılıyordu. Her yönden dört dörtlük bir albümdü. Üzerinden 16 sene geçmesine rağmen hala aynı tazelikle dinleniyorsa, konserlerde en çok bu albümde parçaları isteniyorsa, ben buna başarı der Yaşar’ı da birinci sıraya oturturum arkadaş! :) :) Favori Şarkım: Onun Vedası
2) Şebnem Ferah - Kadın (1996)
Şebnem Ferah, Türkiye’nin ilk kadın rock grubunun (bkz. Volvox… Araştırınız, soruşturunuz, öğreniniz…) solistiyken bile başlı başına çok cesurca bir oluşuma öncülük ederken, bu ilk albümü ile, erkek egemen rock dünyasında kadın şarkı sözü yazarı, besteci ve vokal olarak geldiği nokta, kazandığı başarı ve sadece ama sadece müziğiyle var olunabileceğini kanıtladığı için haklı bir saygı ve hürmeti sonuna kadar hak ediyor. Şebnem Ferah Türkiye’nin kadın ozanlarından desem yeridir. Favori Şarkım: Deli Kızım Uyan
3) Göksel - Yollar (1997)
Onunla ilgili ne yazsam az. Bu albüm klasik, hit, goldies, greatest of all times… ne derseniz deyiniz, eksik kalacak… o plastik toplu havuzda “sabır sabır ya sabır” derken Göksel şu anda sabretmenin karşılığını fazlasıyla alıyor. Göksel’in ilk bestesi Dön, Sezen hiti Kurşuni Renkler, Yavuz Çetin’li Sabır, Yollar, hayatımın balladlarından Unut Dediler ve Erkan Oğur destekli Göksel vokalli Benim Şarkım ile komple müzik albümü! Bu albümle ilgili denilebilecek iki şey var: Bu albümün bırakın müzik marketleri, internette bile doğru dürüst bulunamaması çok büyük ayıp, yazık, kayıptır! Favori Şarkım: Unut Dediler
4) Aşkın Nur Yengi - Sevgiliye (1990)
Konu 90’lar albümleri olunca, “hani?, hani?, hani?” dediğiniz, gözlerinizin listede gidip gelip, “ya eklememişse” korkusu yaşadığınız, bulunca “tabi ya” dediğiniz, o albüme sıraaaa… geldi işte. Aşkın Nur Yengi’yi ilk görüşüm ''Bizden Size'' programında olmuştu. Saçlarını albüm kapağındaki gibi toplamış, üzerine gene albüm kapağındaki gibi yarım omuz bir bluz ve kot giymişti. İlk kez orda dinlemiştim “Ayrılmam”ı. Bu ülkede 90’lı yıllar albümü denince herkesin birden istisnasız Sevgiliye’yi muhakkak sayması, albümün çağlar, zaman ötesi bir büyüsü olduğunun en açık kanıtı. Milyonlar yanılıyor olamaz! :) Bu albümü gene şapşahane hit fabrikası Hesap Ver izledi ki, ilk 10’da yer kalmadığı için burada adını geçirip bir saygı duruşunda bulunayım o albüme de. Favori Şarkım: Ayrılmam
5) Sertab Erener - Sertab Gibi (1998)
Sertab Erener’in sesini çok teknik ve duygusuz bulurum. Evet mükemmeldir, tek detone olmaz, kafa sesini rahat çıkar ama çok fazla kusursuz ve tizdir, yorar beni. Ancak bu albüm Sertab’ın bence Demir Demirkan’la tanışıp, sevgili olup (magazin bu kadar :)) rock sularına açıldığı, Demir Demirkan’ın da sihirli parmaklarının değmesi ile Türk müzik tarihine şahane bir albüm kazandırmış en güzel albümüdür. Kişilikli albümdür, karakterlidir. Sertab’ın sesi beni hiç yormaz bu albümde. Şarkı sıralamasından, söz-müziklere, yorumdan, düzenlemelere gayet eli yüzü düzgün, bütünlüklü, her şarkının bir hikaye barındırdığı, İncelikler Yüzünden, Yara, Aslolan Aşktır ve Sezen’in sözlerini konuşturduğu Yüz Yüzeyim gibi şahane hitlerin bulunduğu ve tabi ki Türkiye piyasası için o zaman “yeni” bir dokunuş olduğu ve insanların pop görmeye alıştığı Sertab’a yakıştıramadığı için değerinin bilinmesinin geçen seneye kadar nasip olmadığı bir albümdür. Geçen sene nihayet yeniden piyasaya çıkarıldı da ben de bir oh çektim. Favori Şarkım: Yüz Yüzeyim
6) Levent Yüksel - Med Cezir (1993)
Levent Yüksel, “ben best of’umu ilk albümde yapmışım” demesi her şeyi açıklıyor aslında. Levent Yüksel müzik dünyası içinde nevi şahsına münhasır isimlerden. Çok sağlam müzik bilgisinin yanı sıra, Türkiye’de Bas Gitar çalarken şarkı söyleyebilme yeteneğine sahip iki müzisyenden biri (diğeri Özkan Uğur). Levent Yüksel ilk albümle patlama yaptıktan sonra talihsiz bir sağlık sorunu sonucu ara vermek zorunda kaldığı müzik sektörüne yeniden girişte bir daha asla o ilk albümün rüzgarının hızını yakalayamadı. Bu Levent Yüksel’in başarısız olduğu anlamına gelmiyor, (Tamam kısmen Levent Yüksel’in sonraki albümlerinde genel olarak şarkı seçimlerinin pek başarılı olmaması da etken olabilir bir parça) ama bunun esas nedeni Levent Yüksel’in kendini o rüzgara kaptırmayıp, geri planda kalmayı özellikle tercih etmesi gibi gelir hep (aynısını Mirkelam için de düşünürüm, oda çok değerli adamdır). Sonuçta piyasanın istediğini değil, kendi istediğini yapan bir adam Levent Yüksel ve istese çok başka yerlerde olabilirdi. İnşallah değeri daha hayattayken bilinebilir. En azından şu an albüm çalışması olmasa da herkesin aklında Levent Yüksel iyi bir adam olarak yer ediyor. Bu da az başarı değil. Favori Şarkım: Uçurtma Bayramları
7) Nazan Öncel - Göç (1995)
Nazan Öncel, 1970’lerin sonlarında tutmayan 45liklerinden sonra 90ların başında “son atımlık barutum” diyerek bir girdi pir girdi ve bu albüm Nazan’ın 90lı yıllardaki tepe noktası ve Nazan’ın söz-müzik yazarı olarak “devler kategorisi”ne girmesini sağlayan albüm oldu. Bu albümü takip eden Nazan Hit 3’lüsünün ilk albümü (Diğerleri Sokak Kızı ve Demir Leblebi). Her şeyin bir zamanı var, sözünü kanıtlarcasına 90’la Nazan için resmen ortalığı yakıp yıktığı yıllar oldu. Nazan tarzı eğlenceli şarkılarına eşlik eden, melankolik şarkıları ve Nazan’ın yüzlerce ses arasından seçilen vokali birleştiğinde ortaya klasik bir albümün bütün bileşenleri çıkıyor.
8) Seden Gürel - Bir Yudum Sevgi (1992)
“Bum bum bum daldan hop dala uçtum, sonunda bir dala kondum, nedir bu daldaki durum?” diyerek beyaz mantar şapkası ve bir dolu çocukla televizyon ekranlarını şenlendirdiğinde sene 1992’ydi ve imaj döneminin ilk örneği olarak aklımıza kazındı (Gerçi sayın postdaş, Neslihan Yargıcı mahsulü olan bu mantar şapka imajının daha önce 1990 Eurovizyon Türkiye yarı Finallerinde İZEL – evet evet bildiğimiz İzel – tarafından denendiğini de buraya not edelim). O dönem için şahane bir PR çalışmasıydı, heyecan verici bir yenilikti, müziğe imaj katkısının hasıydı. İnsanlar deliler gibi dedikodu üretiyordu (Yok Seden kelmiş, şapkanın altında acaba ne varmış? vs. vs.) Çarşaf çarşaf bir ton haber çıkıyordu. Sanırım Seden Gürel bu durumun albümün kalitesine gölge düşürmeye başladığını hissetmiş olacak ki bir gün bir TV programında aniden şapkayı parça pinçik ederek seyircilere fırlattı ve mantar şapkalı kız imajı anında tarih oldu. Şapkanın altında saç olduğunu görünce insanlar da (çok da üstlerine vazifeymiş gibi) derin bir nefes aldılar. Bu olay sadece imajı değil, Neslihan Yargıcı-Seden Gürel ortaklığı ve ilişkisini de tarihin derinliklerine gömdü. (Bence iyi oldu. Yargıcının “yarattığı” imajlar şimdiye kadar kimse bir fayda sağlamadı, bkz. Ajlan-Mine’nin Mine’si). Bu durum Seden’e yaradı aslında, zira insanlar nihayet artık şarkılara odaklanabildiler. Zira bu albümde çok fazla güzel şarkı vardı. Bum Bum ve imajının rüzgarı yüzünden fark edilmesi vakit alan Devlerin Aşkı, Bir Yudum Sevgi, Güllerimi Ver (video klibinde Seden ilk kez şapkasız olarak görünür), Harbiden gibi şarkılarla bu albüm yıllardır başucu albümlerindendir. Favori Şarkım: Bir Yudum Sevgi
9) Umay Umay - Naylon (1996)
Nevi şahsına münhasır kadınlardandır Umay, duyarlıdır, hayata açıktır radarları, şu sıralar sanatsal fotolar çekiyor ve bu albüm de 90lı yıllar Umay albümlerinin tepe noktasıdır. İlk albümün tamamlayıcısıdır. Umay’ın sesi yukarıda Sertab’da yazdığım durumun tersidir. Kusursuz bir sesi yoktur söylerken ama öyle bir söyler ki, sesinin çatallaşması bile karizmatiktir, hissettirir, duygu yüklüdür. “Sen şeker kokarsın anne”, derken, “Sevemedim onları ben bi türlü, naylon öfke kuru gürültü, ört üstümü şimdiden kirlenmeden” derken de sahicidir. Mete Özgencil ortaklığı Düşmedim Daha, Naylon, Anne gibi şarkılarla bu albüm her devrin albümü bence. Favori Şarkım: Naylon
10) Teoman - O (1998)
Teoman’ın Ne Ekmek Ne De Su ve Papatya gibi şapşahane şarkılarla dolu albümünün hızına yakışır bir ikinci albümle söz-müzikte de varlığını kanıtladı ve 10 şarkının 10’u da muhteşem bir rock albüm çıktı. Teoman’ın vücutlu, terli, sevişmeli şarkılarından gına gelmediği güzel zamanlardı diye bir de not düşelim. Favori Şarkım: Bazı Yalanlar
90'lar Yarışmalar: Pop Show
90'ların önemli müzik yarışmalarından biri de POP SHOW'du. İlk özel kanallardan olan Show Tv'nin 1993 yılında ilk kez düzenlediği bu yarışmada 1.liği, 2.liği ve 4.lüğü Suat Suna kazanmıştı. Suna'nın adı bu yarışmada göstermiş olduğu başarı ile bir anda akıllara kazınacaktı ve ardı ardına albümleri bekleyecekti bizi. Bu arada bir not yarışmanın birinciye ödülü tam 150 milyon liraydı. İşte birincilinin açıklandığı o an ve o şarkı.
* Aynı yarışmada ilk kez adını bizlere duyuracak olan Ajlan Büyükburç ve asıl çıkışını 2009 yılında yakalayacak olan Ceynur'da yer almıştı ki o dönem kendisi bir ortaokul öğrencisiydi.
Suat Suna - Ansızın Çektin Gittin
Aynı yıl aynı yarışmada ikinciliği alan şarkı ise ''Harman''dı. Yorumcusu Demet Sağıroğlu artık kendi kanatları ile uçmaya hazırdı ve ilk adımları bu yarışma ile atılmıştı. Sözleri Şehrazat'a, müziği ve düzenlemesi Selçuk Başar'a ait olan bu şarkı herhangi bir albümünde yer almadı kendisinin, keşke alsaydı :)
* Yarışma aynı yıl kendini uluslararası bir boyuta da taşıdı. Birçok ülke yarıştı ki ülkemizi Suat Suna temsil etti. Yarışma dışı konuk olarak birçok değerli müzisyen de ülkemize geldi. Bob Geldof, Bananarama, Lisa Stansfield, Level 42 gibi.
Demet - Harman
Yarışma birbirinden özel yetenekleri bizlerle buluşmaya devam etti. 1994 yılında düzenlenen ikincisinde birinciliği Niran Ünsal aldı. Müfit Bayraşa bestesi olan ''Serseri Mayın'' ile kazandığı bu derece Ünsal'ın da yolunu açtı ve ilk albümüne doğru yol almasını sağladı.
95 yılına geldiğimizde yine keyifli bir yarışma izledik. Yarışmanın birincisi o dönem birçok isme vokaller yapan Deniz Seki'ydi. Seki sözü ve müziği kendisine ait olan şarkı ile kazandığı bu başarının ardından albüme doğru yol alan isimlerdendi. Seki bugün de popülerlerliğini ve başarısını bildiğiniz üzere korumaya devam ediyor.
* Seki'nin yorumladığı ''Bırakıp Gidersen'' gerçekten hoş bir şarkı. Bu şarkının da herhangi bir albümde kayıtı yok.
Deniz Seki - Bırakıp Gidersen
Yarışma sonraki yıllarda da devam etti. Bengü, Murat Başaran, Erhan Güleryüz, Erkan Güleryüz, Yeşim Dönüş Işın gibi isimlerin katılımları - dereceleri oldu ama o ilk zamanlardaki coşkusu asla yakalanmadı.
Ayın Sürprizi: Yonca Evcimik - 5'i 1 Yerde
Geçtiğimiz aylarda Gitti Gidiyor adresinde gördüğümde inanamamıştım. Yonca Evcimik'in ilk albümü ''Abone''nin CD'si tam 400 TL'den satılmaktaydı ve düşündüğümde bu çok ciddi bir rakamdı. Albüm kuşkusuz ki 90'larda, yeniden pop müziğinin patlamasında ciddi bir yerde, kaldı ki aynısı benim için geçerli değil. Ben ''Abone'' albümünü sevmemiştim, aynısını bugün de tekrarlayabilirim, ben sadece o şarkıların içine girememiştim.
Ama Evcimik adına asla ve asla umutsuz değildim zira yanılmadım, 93 yılında yayınladığı ''Kendine Gel'' ve 94 yılında yayınladığı ''94'' baştan sona keyifle dinlediğim albümler içinde yer almıştı. Şahin Özer'in firması Özer Kasetçilik'ten çıkan bu albümleri 97'de ''Yaşasın Kötülük'' isimli single ve 2002 yılında ''The Best Of Yoncimix Remixes'' izlemişti ki evet kasetlerini almıştım ama bugün evimde hiç CD'si olmamıştı kendisinin.
Ama artık olacak, henüz almadım ama önümüzdeki günlerde bu beş çalışma ile buluşacağım. Şahin Özer bu albümleri bir arada ve orjinal halleri ile yeniden piyasaya sundu. Böylece 90'lar adına bir adım daha atılmış oldu ki bu CD'lerin hiçbiri ya bulunmuyordu ya da başta da dediğim gibi çok uç rakamlara satılıyordu. Hayırlısı olsun :)