müzik - hâl / Ferhat Albayrak

 

- Öncelikle dünden bugüne yol almak ve de ilk olarak sormak istiyorum. Müzik hayatında kendini ilk nerede gösterdi? İçindeki müziği nasıl keşfetti Ferhat ve bunun için neler yapmaya başladı en öncesinde, nasıl bir yol çizdi kendine?

- Müzik aslına bakarsanız hayatımın her döneminde çocukluktan itibaren yer aldı, sadece formu değişti, ortaokul sıralarında hard-rock’tan death metal ve grind core’a uzanan bir spektrum, yerini elektronik müziğin keşfi ile lise yıllarında Technoya bıraktı, Technoyu keşfettikten sonra da uzun bir süre dinleyici yorumcu sıfatı, 1996 yılından itibaren de profesyonel DJ liğe dönüştü. 2006 yılı itibari ile de yaratma duygusu ağır bastı ve kendi prodüksiyonlarını yapmaya yöneldi.

- Beyoğlu Next, Kiss FM, Radio Cool gibi radyolar seninle bizi buluşturmaya başlıyor sonra. Peki radyo serüveni senin için nasıl bir yolculuktu o dönemlerde? Nasıl tepkiler alıyordun ve de nasıl hedefler çiziyordun kendine?

- Radyo sihirli bir kutu, o an hissettiklerini ve içinizden geçenleri herhangi bir sansür uygulamadan dinleyiciler ile buluşturuyorsunuz. Sansür yok diyorum çünkü dinleyici ile direk bir temasınız olduğunda çaldığınız müziğin tepkisine gore hikayenizi değiştirebilirsiniz. Halbuki radyoda herhangi bir etki-tepki olmadığından tamamı ile özgürsünüz. Bu özgürlük içerisinde bile beğenilip takip ediliyorsanız ise gerçekten guzel müzik yapıyorsunuz demektir.

Ben radyo bilinirliğim sayesinde ismimi geniş kitlelere duyurma şansını yakaladım. Programlarımın beğeni toplaması sayesinde de büyük organizasyonlarda  yer almaya başladım. Radyo şu an ve ileride de benim vazgeçilmezim olarak kalacaktır.

- Yine bu süreci katıldığın organizasyonlar ve de festivaller izledi. Hatta öyle ki göstermiş olduğun bir performans sektörün önemli dergilerinden İngiliz DJ Mag’e de konu oldu? Bu ilk dinleyici buluşmalarını ve bu başarını ve sana kattıklarını bizlerle paylaşabilir misin?

- Benim için ilk önemli performansım Venue’de 2002 yılında Mauro Picotto ile beraber çalmam oldu. Bugün bile hala benimle ilk defa tanışanlar o geceyi anlatırlar. Gerçekten inanılmazdı, kendimi tamamen serbest bırakıp içimdeki canavarı ortaya çıkarmıştım, muhteşem bir geceydi, o gece sayesinde ilerlemem çok rahat oldu.

DJ Mag’de Solar Beach’de 2003’de yapılan Bug Hole adlı festivaldeki performansım ile yer almıştım. O da bütün Türk DJ’lerin olduğu önemli bir festivaldi ve ben müziğim ile o kalabalıktan sıyrıldım, artık benim tarzımı kitle iyice tanımış ve özümsemiş oldu.

- Ülkemizde yerini haklı olarak sağlamlaştırdıktan sonra yurt dışında çeşitli projeler şekillendi sonra. Öyle ki 2007 yılında ardı ardına productionların yanında özel bir toplama albümde de karşılaştık seninle. Peki bu çalışmalar, bu organizasyonlar nasıl bir coşkuda gerçekleşti? Nasıl hazırlandın ve de neler biriktirdin sonrasında?

- Uzun sürebaşkalarının müziğini çaldıktan sonra, 2005 yılında kafama birşey dank etti ve ben artık kendi müziğimi yaratıp yurtdışında söz sahibi olmalıyım dedim. Dünyada müziğiniz ile söz sahibi olabilmeniz için yaratmanız şart, olmaz ise olmaz. Kafamda bu düşünce ile, aklımdakileri bilgisayarın hard diskine çevirmeye çalışmaya başladım. Beklediğimden ve umduğumdan daha hızlı bir sürede başlangıç evresini geçtim ve parçalarım yayınlanmaya başladı.

Carl Cox ile Miami Winter Music Conference’da Ultra Musıc Festival’in back stage’inde tamamen planlanmış olarak tanışmam kariyerimi bir daha geri dönülmeyecek şekilde değiştirdi ve halen de değiştirmeye devam ediyor. Orada ona verdiğim parçaları Carl Cox 2007 ve 2008 yıllarında 2 farklı derleme albumune koydu. Halen yaşayan en büyük DJ'lerden olan ve Techno’nun tartışılmaz kralı olan Carl Cox’un beni bu şekilde desteklemesi uluslararası olarak çok daha hızlı tanınmamı sağladı, bir etiket oldu. 2007 ve 2008 Miami WMC, 2007 Global Gathering UK (dunyanın en büyük festivali), 2008 Love Parade’de ilk Türk Tırı ve başında ben, 2009 Ağustos’ta dünyanın en büyük clublerinden Space Ibiza’ da gostereceğim performans gibi organizasyonlar bir Türk olarak bana hep ilkler olarak nasip oldu.

Şu an ben hedefe kilitlenmiş bir robot gibi çalışıp, 5 yıl sonra varacağım yere doğru emin adımlar ile ilerliyorum.

Bu performansların her birinde ayrı bir coşku, sanki ilk defa sahne alıyormuşcasına bir heyecan ancak ilk plağı koyduktan sonra o heyecanın yerini inanılmaz bir keyfe dönüştüğü bir durum yaşıyorum. Düşünseniz önünüzde beş bin kişi, çığlıklar atıyor, sizin müziğiniz ile çılgına dönüyor, tarifi imkansız bir adrenalin patlaması diyebiliriz.

- Geçtiğimiz yaz EMI Müzik tarafından ‘’Techno-Logic’’ isimli bir albüm yayınladın ki; bir ilk olma özelliği de vardı bu çalışmanın. 23 şarkı bir albümde toplandı ve bunların içinde kendine ait productionlar da yer aldı ya ötesi?

- Bu albüm benim hayallerimden biri idi hatta 2008 Şubat ayında yaptığımız fotoğraf çekiminde bir fotoğrafım için tam albüm kapaklık demiştim, aynen de oyle oldu, çok mutlu olduğum ve tam beni yansıtan bir albüm oldu, çok da iyi geri dönüşler aldım. İnşallah devamı gelecek, kesinlikle bir atışlık bir albüm olmayacak.

Albümde kendi produksiyonlarım dışında, yıllar içerisinde aklımdan çıkmayan parçalar ve önemli DJ dostlarımın çalışmaları yer aldı. Bir sonraki albumde de aynı şekilde bir çalışma olacak, fontundan CD kalitesine kadar beni sonuna kadar yansıtacak bir album olmalıydı ve yenisi de oyle olacak.

- Techno müziğin önemli temsilcilerinden birisi olarak bize biraz bu müziği tarif eder misin peki? İçinde neleri barındırıyor, nasıl bir ruh halinin notalarda buluşmasıdır bu ve gerek ülkemizde gerek dünyada nasıl bir kitle bu müziği özümsemiş durumda?

- Elektronik müzik, analog enstrümanlar kullanılarak yapılan bir müzik olmadığından, yaratabileceğiniz seslerin ve enstrümanların sonu yok. Tamamı ile limit sizin yaratıcılığınız ve hayal gücünüz. Bu durumda onemli olan aklınızdan geçen tınıları ve sesleri bilgisayar ortamına geçirmek önem kazanıyor.

Çok duygusal tınılar yaratabildiğiniz gibi, sadece 4lüğe dayalı, bir ritm müziği de oluşturabilirsiniz. Techno’nun diğer elektronik müzik türlerine göre sınırları daha geniş olduğu için yaratabileceğiniz ufuklar daha da fazla oluyor.

Techno müziğin kitlesi, müziğin kendisi gibi çok buyuk bir spektrum içerisinde, çok farklı ve değişik kültürel olgulara sahip insanlardan oluşuyor. Sadece geceleri clubleri takip eden “clubber”lardan tutun, sadece aracında muzik dinleyen profesyonellere kadar çok geniş bir kitle. Ancak bu kitlenin tek bir ortak noktası var o da teknolojiye olan tutkuları. Bugün bilgisayarların ve programların gelişimi ile beraber ses işleme teknikleri çok ilerledi, gerçekten çok farklı tınılar duyabiliyorsunuz.

- Peki ya bu müziğin dışında kimleri dinliyor Ferhat hangi tarz müzikleri takip ediyor? Bugüne kadar harici olarak başka bir çalışmanın içinde yer aldı mı ya da bundan sonrasında olacak mı?

- Ben aracımda kendi müziklerimi ve çevremdeki DJ dostlarımın müziklerini dinlemekle beraber, evde son dönemde sadece Lo-Fi ve Lounge müzik dinliyorum. Ayrıca eşimin de etkisi ile Latin Jazz’ a karşı da bir merakım oluşmaya başladı. Eşim Latin Jazz çok seviyor ben de onunla beraber dinlemekten çok keyif alıyorum.

Yıllar önce Ferhat Göçer ile henuz albümü bile çıkmadan önce ortak bir proje için çalışmalar yapmış, provalar gerçekleştirmiştik, ben elektronik bir altyapı yapıp o da üzerine şarkı söyleceği bir proje idi ancak ne yazık ki gerçekleşemedi. Bundan sonra kendi tarzım ve çizgim içerisinde her türlü çalışmaya açık olabilirim.

- Yeni bir albüm ya da benzer bir proje var mı yakın zaman içinde? Bildiğimiz kadarı ile Ağustos ayında İbiza’da bir performans olacak? Nasıl hazırlanılıyor o gece adına ve neler yaşanacak orada?

- Yeni album için çalışmalarım var, yapımcı ile pazarlık halindeyiz, herşey iyi gider ise yaz sonu gibi ikinci albüm müzik marketlerde olacak.

Space Ibiza performansım ise benim için inanılmaz önemli, bence kariyerimin en önemli performansı, belki de dönüm noktası olacak.

Tam 2 ay öncesinden çalarken giyeceğim kıyafeti aldım, şimdiden basın ilişkilerine başladık, orada dünyanın en önemli clublerinden birinin en önemli gecesinde, en önemli DJ'lerden Carl Cox ile beraber ana sahnede çalma fırsatı herkese nasip olmaz, bu fırsatı sonuna kadar değerlendirip, kendimi “kendim” olarak daha da tanıtmaya çalışacağım.

Ayrıca bir de kendi plak şirketimi hayata geçiriyorum; Jeton Records. Kendi müziğimi yansıtacak, dünyanın en iyi isimlerini bir araya getirecek bir plak şirketi olacak, şimdiden ilk 3 EP’si hazır, çok profesyonel insanlar ile çalışıyorum, umarım yaz aylarında ilk EP’mizi piyasaya süreceğiz, parçalarımızın tamamı dijital ortamda satılacak.

- Profesyonel bir DJ olarak bu mesleğe gönül vermek isteyenlere söylemek istediğin neler olabilir? Kriterleri nedir DJ olabilmenin ve gerek ülkemizde gerek dünyada bu mesleğin başarısı nasıl kabul edilmektedir?

- DJ olabilmenin bence en minimumda kriteri, iyi bir müzik kulağına sahip olmak, müzik adına bir birikimi olmak ve basit matematik kurallarını bilmektir. Aslında çaldığımız müziki temellinde basit matematik kurallarına sahiptir ve bunu çözerseniz çok daha hızlı ilerlersiniz.

Bugün Dj'lik neredeyse futbolcu olmak kadar popüler ve DJ olmak da teknik olarak futbol oynamak kadar basitleşti. Kendi kendine parçaları geçiş yapan hatta türüne göre sıralayan bilgisayar programları mevcut. Artık kimsenin çalmadığı parça diye birşey yok, internet sayesinde bulamayacağınız parça yok. Bütün bunların bir araya geldiği bir durumda bu büyük kalabalıktan sıyrılıp yükseklere tırmanmak ise artık ciddi bir yetenek, bilgi birikimi ve tecrübe gerektiriyor. Unutmayın ki hiçbir başarı tesadüf değildir.

Bana göre başarılı olmak uluslararası anlamda tanınmaktır. İnternet sayesinde dünyada sınırlar kalktı, herşey ülke ve millet ayırımı olmaksızın ilerliyor. Böyle bir ortamda sadece yaşadığınız çevre ile sınırlı kalmak bir başarı benim açımdan kabul edilemez. Ama şöyle de bir gerçek var, kendi çevrenizde başarılı olamazsanız, başka çevrelerde başarılı olma şansınız çok azalır.

- Son olarak müzik bir yana hayatının diğer karelerinde neler ile karşılaşıyorsun adına? Müziğin sustuğu yerde neler bekliyor seni, neler mutlu ediyor? Hayatın başka hangi renklerinde mutlu Ferhat?

- Hayatımda mutluluk kavramı eşimle tanıştığım günden itibaren değişti. Daha önce bana mutluluk ne diye soracak olsaydınız size adrenalin, macera, hız, otomobiller, yarışlar derdim. Ancak şimdi sadece eşimle beraber olmak bana yetiyor diyebilirim. Ben ruh eşimi ve ruh ikizimi aynı anda buldum, bundan daha büyük bir mutluluk olmaz bence, hayatımdaki zevk aldığım bütün detayları artık onunla paylaştığım için mutluluğum da ikiye katlanıyor.

- Bu keyifli söyleşi için çok teşekkür ederim ve daha nicesini dilerim sevgili Ferhat.

- Ben teşekkür ederim, size de son derece keyifle takip ve takdir ettiğimiz kendi yolunuzda başarılar ve mutluluklar dilerim.

 

 

 

 

 

 

 

Ferhat Albayrak Web Sitesi

Ferhat Albayrak Myspace

Jeton Records Web Sitesi

Söyleşi : Kadri Karahan / Haziran 2009