müzik - hâl / Funda

 

- Siz Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi bölümünü birincilik ile bitirdiniz ama eğitimi bu noktada bıraktınız ve albüm yapmaya karar verdiniz. Kuşkusuz ki birdenbire karşınıza çıkmadı müzik, sizin büyük bir aşkınızdı bu durumda? Peki nasıl başladı bu tanışıklığınız, nasıl yaşadınız müziği, bu başarının önüne geçmeyi nasıl başarabildi kendisi?

- Müzikle tanışıklığım ilkokul ikinci sınıfta okulumuzun müzik kursunda aldığım mandolin dersleriyle başladı. Sonrasında dördüncü sınıfta klavye çalmaya başladım, ortaokul ve lise yıllarında ise piyanoyla tanıştım. Tüm bu dersleri aldığım sırada şarkı söylemek de hep içimde var olan bir tutkuydu. Liseyi bitirdiğim zaten konservatuara gitmek fikri hep aklımın bir köşesinde vardı. Fakat o zamanlar profesyonel anlamda müzikle ilgili başarılı olup olamayacağım konusunda kendimden çok emin değildim. Üstelik Boğaziçi Üniversitesi gibi güzel bir okulda okumaya da hak kazanmıştım. Oradan mezun olduktan sonra konservatuar şansımı denerim diye düşündüm. Fakat çok bilinçli olmayarak tercih ettiğim ekonomi bölümü benim kimyama çok uydu. Bu alandaki akademik eğilimim üçüncü sınıfa geldiğimde hocalarımın dikkatini çekti. Ben de seviyordum derslerimi. O nedenle akademik hayata bir süre daha devam etmek istedim. İçimdeki müzik aşkı ve o konudaki ideallerim hiç kaybolmadı tabi ki. Yüksek lisans eğitimime başladığım yıl aynı zamanda Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde şan ve solfej dersleri de almaya başladım ve bu eğitime yüksek lisans boyunca devam ettim. Oradaki hocalarımın beni müziğe olan yeteneğim ve o alanda yakalayabileceğim başarı konusunda cesaretlendirmesi verdiğim nihai kararda etkili oldu. Boğaziçi Üniversitesinin doktora değişim programıyla Yale Üniversitesi'ne gitmek üzereyken uzun uzun düşündüm ve hayatta yapmak istediğim asıl şeyin, beni en mutlu edecek mesleğin müzik olduğuna karar verdim. O zamandan beri müzik artık hayatımın birinci planında. Ekonomiye ise yazacağım yazılarla devam etmek istiyorum.

- İlk albümünüz ‘'Yol Ayrımı'' öncelikle nasıl bir süre içerisinde hazırlandı? Bu albümde 4 şarkı dinliyoruz ve ikisinin ayrıca remixi ile karşılaşıyoruz. Kimler bu albüm için size destek oldu ve henüz sesinizle, müziğiniz ile tanışamayanlar için nasıl şarkılar söyledi bu albümde Funda?

- “Yol Ayrımı”nı hazırlamaya okuldan mezun olduktan bir ay sonra yani 2007'nin Eylül ayında başladım. Şarkıların oluşması ve kayıtların tamamlanması yaklaşık 3 ay sürdü. Sonraki dönemde ise mix, mastering ve basım dağıtım işleri yapıldı. Bu albümün hazırlık sürecinde en büyük destekçim ailem oldu. Müzikal anlamda ise öncelikle iki güzel bestesiyle de albüme can veren aranjörüm Mustafa Canbazlar'a ve hem müzikal dehasıyla albüme dahil olan hem bu projeyi tüm samimiyetiyle sahiplenen ve her aşamada yanımda olan Mert Türkmen'e, sonra albüme emeği geçen tüm müzisyenlere müteşekkirim. Müziğim ile henüz tanışmayanlar için, bu albümde akustik altyapıya sahip, sağlam armoniler üzerine kurulmuş, müzisyenlerin usta yorumlarıyla zenginleşmiş, çoksesli, her birinin içinde sımsıcak duygular olan şarkıları yorumladığımı söyleyebilrim.

- Albümde en beğendiğim şarkılardan birinin sözü müziği size ait olan ‘'Çok Erken''. Yorumcu kimliğiniz ile birlikte söz yazarı ve besteci yanınıza da tanıklık ediyoruz böylece. Siz bu yanınızı nasıl değerlendiriyorsunuz? Böyle gün ışığına çıkmamış başka çalışmalarınız var mı mesela?

- Eğer sadece yorumcu olsaydım, yani eğer müzik ve söz yazma yeteneğim olmasaydı bu işe profesyonel olarak soyunmazdım. Üretebilmek çok önemli benim için. Kendi yazmadığım bir şarkıyı tam anlamıyla sahiplenemem. Ayrıca insanın kendi yarattığı şarkıyı daha iyi, daha hissederek yorumlayacağına inanıyorum. Bu üretken tarafımla ilgili benim dikkatimi çeken bir şey var. Biliyorsunuz dünyada yapılan şarkıların büyük çoğunluğu aşk üzerine yapılmış şarkılardır. Ben de aşk şarkıları yapıyorum elbette ama bunun yanında daha farklı konularda şarkılar yapmayı daha çok seviyorum. Örneğin sizin bahsettiğiniz “Çok Erken” isimli şarkımı babasını genç yaşta kaybetmiş bir genç kızın duygularını anlatmak için yazdım. Ben bu duyguyu yaşamadım ama etrafımda gözlemlediğim ve etkilendiğim olaylar neticesinde bu melodiler ve sözler döküldü kalemimden. Aileye dair duygular benim için en büyük aşklardan bile daha değerli olduğu için benim için de albümdeki en özel şarkım “Çok Erken” diyebilirim. Gün ışığına çıkmamış çalışmalarım var elbette. Hatta bir sonraki projem üzerinde çalışmaya da başladım. Eğer hayata geçirebilirsem çok farklı ve özel duyguları anlatan, insana dair, hayata dair şarkılarımın yer aldığı bir proje var kafamda.

- Bu albüme dair peki bundan sonrası adına nasıl çalışmalar olacak? Örneğin bir klip düşünülüyor mu ve hangi şarkının adı geçecek? Sahne çalışmalarınız var mı ya da olacak mı beraberinde?

- Albümün ilk klibini “Özlerim” adlı şarkımıza çektik. Klip müzik kanallarında gösterilmeye başlandı. Hatta ikinci klibimiz de hazır, “Çok Erken” isimli şarkıma çekildi. O da Nisan ayında gösterime girecek. Yaz başında ise albümün diğer şarkılarına, “Yeniden” ve “Gün Gelir”e klip çekmeyi planlıyorum. Bazen albümlerde bir veya iki tane lokomotif şarkı olur ve 10-15 şarkıdan oluşan albümü bu 1-2 şarkı sürükler. Diğer şarkılar çoğunlukla gündeme gelmez. Ben albümde yer alan 4 şarkıma da çok özendim, hepsinin birbirinden güzel olduğunu düşünüyorum o nedenle hepsinin tadını çıkarmak istiyorum. Şu anda sahne çalışmam yok. Önümüzdeki zamanlarda konser çalışmalarım olacaktır. Fakat düzenli olarak bir yerde sahne almayı düşünmüyorum. Çünkü şarkı söylemenin benim için bir zorunluluk haline gelmesini istemiyorum. Bu işi her ne kadar profesyonel olarak yapsam da üretirken ve yorumlarken içimde var olan ve bu işi hissederek yapmamı sağlayan amatör ruhu hiçbir zaman kaybetmek istemiyorum.

- Albüme dair bugüne kadar nasıl yorumlar aldınız peki, nasıl karşıladı dinleyici ve size göre yine müzik dünyasında yeri nasıl olacak?

- Albüme dair çok güzel yorumlar aldım bugüne kadar. Özellikle fikrine çok önem verdiğim müzisyenler ve prodüktörler çok beğendiler. Aldığım en kötü yorum ise “benim tarzım değil ama çok iyi bir çalışma olmuş” şeklinde oldu. Günümüzde müzik piyasasına yeni giren birinin, özellikle de her şeyi kendi çabasıyla yapmışsa, kendine yer bulması çok kolay değil. Bu nedenle, ancak eğer albümümü yeterince tanıtmayı, dinleyiciyle buluşturmayı başarabilirsem kendime güzel bir yer bulabileceğime inanıyorum. Uzun vadede seçici bir dinleyici kitlesi tarafından beğenilen ve dinlenen biri olacağımı tahmin ediyor ve umuyorum.

- Siz bugüne kadar kimlerin şarkılarına eşlik ettiniz, kimler sizi müzik dünyasında büyüledi örneğin; özellikle çalışmayı çok istediğiniz bir müzisyen oldu mu? Funda'nın müzik adına gerçekleştirmeyi istediği hayalleri ya da projeleri var mı bundan sonrası adına?

- İlk aklıma gelen ses rengine ve yorumuna hayran olduğum solistler Zuhal Olcay, Şevval Sam, Erkan Oğur, Eda Özülkü, Metin Özülkü, Keremcem ve Emre Altuğ. Albümü hazırlamaya başladığım zaman aklımda hep bitirdikten sonra Metin Özülkü'ye dinletmek ve onun şirketinden piyasaya çıkarmak vardı. Kendisinin kaliteli çizgisi, yapımcılığının yanında çok iyi bir müzisyen olması, düzgün yaşantısı bende hep onunla birlikte çalışma isteği uyandırmıştır. Neticede bu isteğim gerçekleşti ve albümümü Metin Özülkü'nün yapım şirketinden çıkarttım. Bundan sonraki bir albüm çalışmamda da bu saydığım isimlerden biriyle bir düetimin yer almasını isterim. Müzik adına gerçekleştirmek istediğim bir çok projem var. İçeriklerini ancak kesinleştikleri zaman paylaşmak isterim.

- Elbette çok erken ama ikinci bir albüm en yakın ne zaman düşünülüyor? Bu albümdeki tarzınız bundan sonrasında da kendini gösterecek mi yoksa farklı çalışmalara, denemelere açık mı çizginiz, her an her şey olabilir mi?

- Aslında çok erken değil ikinci projeyi düşünmek için. Arayı çok açmadan yeni bir albüm hazırlamayı düşünüyorum. Çalışmalarına şimdiden başladık. Tam tarih veremem elbette ama bu yıl sonunda dinleyiciyle buluşturmayı planlıyorum.

Ben bu albümü hazırlarken hiçbir ticari kaygım olmadı. Şarkılarımı yaparken piyasada ne tutar diye düşünüp kendimi kısıtlamadım. İçimden geleni ürettim. Bundan sonra da öyle olacak. Yarın içimden farklı türde bir şarkı yapmak ve yorumlamak gelirse hiç kaygılanmadan yapacağımdan emin olabilirsiniz. Fakat şunu söyleyebilirim, albümlerimde her zaman zengin akustik altyapılı ve çoksesli şarkıların ağır basacağını zannediyorum.

- Son olarak müziğin dışında nasıl bir portre var karşımızda ve günlük bir hayatta neler yapıyor Funda? Nerelerde mutlu ve nerelerde karşılaşılabilir kendisi ile? Sanatın diğer dalları ile örneğin nasıl bir dostlukta? Bir web siteniz var, peki sanal ortama ayırabildiğiniz vakit ne sıklıkta?

- Funda ailesiyle ve yakın arkadaşlarıyla zaman geçirmeyi seven biri genel olarak. Birbirinden farklı özelliklere sahip, zaman geçirmek için birbirinden farklı mekanları seçen bir çok arkadaş grubum var ve ben çevresindeki insanların tercihlerine genelde uyum sağlayabilen bir insanım. O nedenle beni farklı yerlerde görmeniz mümkün. Mekan mühim değil anlayacağınız, ben sevdiğim insanların yanında mutluyum. Sanatın diğer dallarından tiyatro ile iç içeyim. 1999 yılında kurulan, eczacı ve eczacı yakınlarından oluşan İstanbul Eczacı Odası Tiyatro Topluluğunun bir üyesiyim. 7 yıldır topluluğun sergilediği 6 farklı oyunda çeşitli roller aldım. 3 yıldır oyunculuğun yanı sıra oyunlarımızın müziklerini ve dans koreografilerini de ben yapıyorum. Hatta bu yıl bir müzikal hazırlıyoruz o nedenle benim için çok yoğun geçiyor tiyatro çalışmaları.

Sanal ortama ayırabildiğim zaman giderek azalıyor aslına bakarsanız. Günde 1-2 saat ayırmaya çalışıyorum. Genelde interneti arkadaşlarımla irtibat halinde bulunmak için, ve müzik çalışmalarımla ilgili haberleri ilgilenenlere iletmek için kullanıyorum.

- Müzik dünyasına hoş geldiniz. Daha nice şarkı dinlemek adına sizden bu keyifli söyleşi için çok teşekkür ederiz.

- Asıl ben size teşekkür ederim bu keyifli söyleşi için.

 

Funda Kurtuldu Web Sitesi

Söyleşi : Kadri Karahan / Mart 2008