müzik - hâl / İmran Salkan

 

- ADA Müzik etiketi ile ilk albümünüz ‘’Balkan Şarkıları’’ müzik marketlerde yerini aldı. Aileniz Arnavut asıllı ve Makedonya’dan göçmüş ve zaten siz de o köklere sadık kalıp bu özü yıllardır korumayı başarmışsınız. Öncesinde nasıl bir çocukluk yaşadınız; nasıl bir renklilikti, müzik neresindeydi, nerede karar verdiniz bu yola devam etmeye?

- O yıllarda göçenler aynı mahalleye ve bölgeye yerleşmişler. Ortak acılar, sıkıntılar derken birbirlerine kenetlenmişler, destek olmuşlar; kocaman geniş bir aile gibi. Ben böyle bir ortamda  büyüdüm.  Dil,  gelenek ve görenekler, ananeler eski  Yugoslavya’da  nasılsa öyleydi,  bu kültürle iç içeydim.

Her şey çok güzeldi. Düğünlerimiz, bayramlar, komşuluk ilişkileri... Böyle sıcak, samimi geniş bir ailede büyüyünce mutlu bir çocukluk geçirdim elbette. Müzik neresinde başladı dersek aslında hep vardı. Bizler çok neşeli, şarkıyı oyunu seven insanlarız. Herkes sanatçı doğar,  şarkı söyler ve enstrüman çalar. Ailemde de öyleydi; akşamları toplanır memleket şarkıları, türküleri söyler eğlenceler düzenlerdik. Anneannemin çok güzel sesi vardı. Hırvat asıllıydı, bize kendi yöresinden şarkılar söylerdi. Boşnakça, Arnavutça çingene şarkıları, renkliydi her telden biri def çalar, kiteli diye yöresel  bir sazımız  var onla eşik edenler olurdu. Kaval,  akordeon mesela her evde bulunurdu mutlaka. Ben de akordeon ve org ile başladım; def,   darbula bile çalardım. İlerki yıllarda  profesyonel olarak piyanoyla devam ettim sonra şan eğitimi ve kendimi burada buldum.

- Profesyonel anlamda ilk sahneniz nasıldı sizin için? Önemli olduğunu düşünüyorum hayatınızda çünkü bugüne kadar birçok sahnede sizi bizimle buluşturdu. Öyle ki Serkan Çağrı ile Rumeli Band çatısı altında sizi canlı canlı dinlerken asla yerimde duramadığımı biliyorum :) Sahneler sizin için nasıl bir heyecan zira bugüne kadar yurt içinde ve yurt dışında birçok konseriniz oldu, nasıl bir büyü orada olmak?

- İlkokul ve lise yıllarında çok kez sahneyle buluştum ama profesyonel olanı ilk  piyano resitali verdiğim gündür. Çok heyecanlanmıştım, ayaklarımın titrediğini hatırlıyorum. Hatta  piyanonun pedalına  basmakta güçlük çekiyordum. O gün çok keyfine varamamıştım. Şimdi ise  uyanmak istemediğim bir rüya gibi, büyüleyici.  Kendimi sahnede çok  huzurlu ve mutlu hissediyorum. İnsanların sizi alkışlaması, oradaki enerji  ifade etmesi güç bir duygu.

- Balkan müziği içinde birçok renge, çeşitliliğe sahip; türkülerin çoğu ezberimizde ya da çok tanıdık bize. Bu uzak olmayan coğrafya içinde bu müziği son yıllarda icra eden birçok yorumcu ve grup kazandı dinleyici. Siz de ilk akla gelen isimlerden oldunuz ama bugüne kadar bir albümde dinleme şansını bulamadık ki ‘’Balkan Şarkıları’’ ile buluşuncaya kadar. Özel bir sebebi var mıydı yoksa tamamen akışına mı bırakmıştınız her şeyi ve uygun zaman bugün müydü?

- Albüm yapmak,  şöhret olmak  hiç öyle hayallerim olmadı. Eğer olsaydı başka tarzlar seçenekler denerdim. Ben sahnede olmayı seviyorum. Söylemekten zevk aldığım, beni hüzünlendiren, coşturan  bu şarkıları  paylaşmak söylemek istedim ve  sonra her şey kendiliğinde gelişti.  Beni seven, dinleyen geniş bir kitle oluştu artık ve kalıcı bir şeyler yapmalıyım dedim ve çalışmalara başladım. Şimdi albümü elime aldığımda gülüyorum ve kendime şaşırıyorum. Güzel bir hatıra olacak :)

- Albüm Makedonya’da hazırlandı, Balkanların önde gelen müzisyenleri size eşlik etti. İki tanesi hariç anonim türküler sesinizle bizleri buluşturdu; her şey çok sıcak ve samimi. Ama bu çeşitlilik içinde sizin için repertuar oluşturmak zor olmadı mı? Nasıl bir seçicilik içinde oldunuz burada ve ne kadar bir zamanda çıktı albüm dinleyicinin karşısına?

- Albümü Makedonya'da yaptım  ve özelikle orda olmasını  istedim. Burada da yapabilirdim çok iyi müzisyenler ve stüdyolar var. Yaptığım müzik tarzı, şarkılarım, içindeki duygu, her şey o coğrafyaya ait,  en iyisini onlar hissedebilir ve yorumlayabilir diye düşündüm. Doğru da yapmışım. Her parça yöresel kendi tavrında yorumlandı. Repertuarı  oluştururken  o bölgeye ait eski geleneksel halk şarkılarını tercih ettim. Elimdeki arşivden yararlandım öncelikle.  Arnavutlukta Makedonya’daki müzisyen dostlarımdan kaynaklar istedim.  Seçmek çok zor oldu tabi, benim çok sevdiklerimin yansıra dinleyen herkes kendinden bir şeyler bulsun istedim. Melodiler kulağa hoş gelsin, ritimler hareketli olsun; çünkü herkesin anlayamayacağı orijinal dillerinde okudum. Bu şarkıların sözlerini kimse anlamaz, Türkçeye çevir diyenler çok oldu. Ben buna karşıyım. Bunlar çok değerli halk şarkıları, antika gibi. Kişi yaşadığı duyguyu melodi ve sözlerle dile getirmiş. Bunu kalkıp söz yazmak parçanın tüm duygusunu anlamını  bozar. Bende orijinal dillerinde okumayı tercih ettim.

- Henüz çok yeni olmasına rağmen kuşkusuz sizi yakından takip eden dinleyicileriniz bu şarkılar ile buluşmakta gecikmedi. Albüm kendilerine nasıl bir enerji verdi, yorumlar ulaşmaya başladı mı tarafınıza? Albüm ile birlikte nasıl bir yol izlenecek acaba, zaten hareketli olan bu süreç daha da hareketlendiğinde neler olacak orada, neler planlanıyor ya da programlanıyor bugünlerde?

- Beni,  daha önceden konserlerimi ve programlarımı takip eden bir dinleyici kitlem var. Böyle bir albümü bekliyorlardı. Çok yeni olmasına rağmen güzel yorumlar ve tepkiler aldım ve almaya devam ediyorum. Türkiye’de bu zor bir iş aslında. Konsept çalışma olduğu için hedef kitleniz belli ama ben  Anadolu ‘da bir çok bölgesinde yaşayan insanlarımızın da  bu şarkıları severek dinleyeceğini düşünüyorum. Yaptığım bu çalışmayı, müzik kültürümüzü herkes ile buluşturmak istiyorum. Türkiye de daha önce yapılmış işlenmiş bir tarz değil,  geniş Balkan şarkılarından çok Arnavutluk halk şarkılarına yer verdim;  işim biraz zor. Konserler, TV programları  ve basın yolu ile  tanıtıma  devam ediyoruz. Her şey çok güzel olacak inanıyorum.

- Biraz daha zor sorular ile devam edelim mi J Mesela öyle bir şarkı ismi verin ki dinlerken siz ya da yorumlarken içinizi acıtsın? Balkan müziğinin öyle naif bir duygusallığı da var çünkü? Yine öyle bir şarkı ismi verin ki gerek sizi, gerek dinleyenleri duyduğunda yüzünde gülücükler açtırsın :) Bir de beraberinde söylemekten en keyif aldığınız şarkıları alalım mı üstüne?

- İçimi acıtan çok parça var aslında. Repertuarımı oluştururken de  içimi kıpır kıpır yapan ve  çok acıtan  şarkılara öncelik veriyorum, sonra da dinleyicinin sevdiklerine. Ben herkesin bildiği  ‘’Selanik Türküsü’’ diyeyim, gülücük açtıran da  ‘’Çayoriye Şukariye’’ ki bir çingene şarkısı. Balkanlara ait tüm şarkıları söylemekten keyif alıyorum . Hepsinde farklı hüzün ve neşe var.

- Peki şöyle de bir durum var mı? Mesela Balkan şarkıları bir yana müziğin diğer kıyılarında ya da yaşamlarında yer alan yüzlerce hayat arasından çekip aldıklarınız ile karşılaşmanızi Hani sizin diğer dokunuşlarınız; mesela başka hangi tarz müzikler ilginizi çekiyor; sahnede ara ara yorumladığınız oluyor mu bir küçük sürpriz halinde?

- Tabi ki farklı tarzlar da  dinler söylerim. Karadeniz, Çingene müzikleri, Türk sanat müziği severek dinlerim. Sahnede çok sık olmasa da ortama göre yorumladığım oluyor.

- Önümüzdeki zaman içinde konserler ile sizinle yeniden buluşacağız. Peki belirlenen bir program ya da sürprizler var mı? Bir diğer merak ettiğimde bugüne kadar birçok değerli müzisyen ile çalıştınız belki ama özellikle çalışmayı çok istediğiniz bir müzisyen var mı? Hani keşke bir kere de onunla sahnede buluşsam dediğiniz?

- Konser için 04 Aralık tarihinde Beyoğlu'nda Mask'ta ve 15 Ocak tarihinde Beyoğlu’nda Romeo ve Juliet’te bir konser planladık. Bir aksilik olmazsa oradayız. Sonrasında ise ayda bir konser ki çok sık olması taraftarı değilim, özlem iyidir :)

- Genel olarak baktığımızda müzik dünyası hareketli, sürekli hareketli; yeni albümler, yeni isimler, yeni tarzlar, yeni çizgiler? Olanı biteni sağlıklı buluyor musunuz? Size göre bir koşu hep var mı, bir arayış, bir başka şey? Siz bir dinleyici olarak nasıl yaklaşıyorsunuz, ne kadar yetişebiliyorsunuz, nasıl bir seçicilik taşıyorsunuz?

- Müzik çeşitliliği oldukça geniş, günümüzde değişik tarzlar, farklı sanatçılar, gruplar ortaya çıkıyor. Her şey nasıl değişime uğruyorsa müzikte de bu değişimi görüyoruz. Farklı tarzlar, arayışlar var. Toplumsal yaşamdaki hayat tarzımız ve ruh halimiz değiştikçe ürettiğimiz ya da dinlediğimiz müzikler de farklılık gösteriyor. Bu çeşitliliğin artması iyi çünkü bize bolca renk ve  seçme olanağı sağlıyor. Dinlediğim tarzlar o günkü ruh halime göre değişiyor ama genel olarak seçiciyimdir.

- Ve son olarak müziğin sustuğu yerde nasıl bir portre ile karşı karşıyayız onu merak ediyorum. Günleriniz hayatın diğer renklerinde nasıl geçiyor, neler ile mutlu ya da umutlu bir yolculuk, başka bir uğraş ya da telaş, hobi ya da fobi vb. sizi tanımlayan müzik haricindeki diğer noktalar nedir, nelerdir?

- Müzik dışında günlük hayatta çok hareketli ve neşeli biriyim.  Sürekli bir arayış içindeyim ki tekdüzeliği sevmiyorum. Evde boş oturmak, dingin bir hayat beni depresif, hasta yapıyor. Sürekli farklı uğraşlar buluyorum kendime. Her şeyi denerim. Seyahat etmeyi çok seviyorum,  uzun süre aynı yerde kalamıyorum; değişik yerler ve farklı insanlar arıyorum. On iki yaşında bir kızım var ve zamanımın büyük çoğunluğu onunla geçiyor;  arkadaş gibiyiz. O benden daha ağır ve oturaklı; beni  deli dolu olduğumda frenliyor, roller değişiyor arada :)

- Çok teşekkür ederim bu yoğun programınız içinde bize vakit ayırdığınız için, daha nice albüm, nice söyleşi görüşebilmeyi dilerim yeniden.

- Bu güzel söyleşi için asıl ben size teşekkür  ederim. Tekrardan güzel vesileler ile buluşmak dileğiyle.

 


İmran Salkan - Lake Lake


İmran Salkan Web Sitesi

Söyleşi : Kadri Karahan / Kasım 2010