Asya Gülgün Özkan

adimkadin@gmail.com

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İpek Şenoğlu

hayallerim şu an tenise yönelik, belki bir kaç sene sonra daha farklı hissederim, bunu şu an bilemiyorum ...

 

- Sevgili İpek; tenise ilk olarak ne zaman başladığınızı öğrenebilir miyiz,  sizi bu spora yönlendiren nedir? Niçin başka bir spor dalı değil de tenis oldu tercihiniz?

- Tenis raketiyle ilk buluşmam dört yaşında oldu. Abim ile babam tenis oynuyordu, onları kıskandığım için ben de kendimi kortta buldum. O yaşlarda yüzme, bale, ve daha sonraki yaşlarda ise basketbol gibi diğer sporları da yaptım. Ama tenis bireysel bir spor olduğu ve kendimi bu sporda iyi hissedip, iyi bulduğum için seçtiğim spor oldu.

- Bir söyleşinizde en büyük desteği ailenizden gördüğünüzü okumuştum. Sporu yaşam biçimine dönüştürmek isteyen gençlerimiz için öncelikle kendilerine, sonra ailelere neler tavsiye edebilirsiniz?  

- Ailelerin küçük yaşlardan itibaren çocuklarına farklı sporları önerip, mümkünse denetmeleri bence çok faydalı. İmkanları doğrultusunca, el verdiğince her yaşta farklı sporları denettirirlerse, çocuklar hangisini daha çok sevdiklerini anlıyor ve zamanla bu doğrultuda seçimlerini kendileri yapıyorlar zaten. Tabii bir de ailelerin çocuklarına başarılı olsun ya da olmasın onları çok sevdiklerini sürekli olarak hissettirmeleri gerekli. Yoksa çocuklar yanlış sebeplerle spor yapabiliyorlar ve sonrasında bu da uzun süreli olmuyor. Gençlere de, sevdikleri sporu kendileri seçmiş oldukları için yapmalarını ve hayallerinin peşinden yılmak bilmeksizin koşmalarını öneriyorum.

- Ülkemizi yurt dışında başarıyla temsil eden, teniste başarıya koşan ilk ve tek bayan sporcu olmak size neler hissettiriyor? Bundan sonraki hedefleriniz neler olacak, beklentileriniz nelerdir, siz adına neler bekleyecek bizi?

- Tek demeyelim, belki en çok tanınan diyebiliriz. İlk olduğum ve daha önce yürünmemiş bir yolda yürüdüğüm için sorumluluklarım çok büyük elbette. Ve ben hem bir sporcu olarak, hem kadın olarak, hem de abla olarak elimden geldiğince  iyi bir örnek olmaya çalışıyorum. Bundan sonraki hedefimse ilk 30’a girmek ve olimpiyatlarda başarılı olmak.

- 2011 yılında ülkemizde Dünya Şampiyonlar Şampiyonası adı altında dünyanın en ünlü bayan tenisçilerinin katılacağı turnuvalar organizasyonu olacağı hakkında bir bilgiye ulaştım. Düşünceme göre eğer bu gerçekleşirse, ülkemizde tenis sporu adına çok önemli adımlar atılmaya başlanmış demektir. İpek hanım bu konudaki bilgi ve düşüncelerinizi bizimle paylaşır mısınız lütfen.

- 2011 Sony Ericsson Championships, sizinde soylediğiniz gibi dünyanın en büyük spor organizasyonlarndan biri. Her sene sonunda dünyanın en iyi 8 tek ve çift oyuncusu, bir hafta boyunca lig usulü maçlar oynuyorlar. Bu değerli oyuncuların hepsini birarada izlemek çok ama çok nadir yakalanabilecek bir şans. Umuyorum ki Türk sporseverler bu organizasyonun değerini anlayıp, gerekli desteği gelip izleyerek de vereceklerdir. 

- Siz bunca seyahat ederken, merak ettiğim birşey oldu, tatile fırsat bulabiliyor musunuz, tatil dendiğinde ne düşünüyorsunuz, siz dinlenmek için nereleri tercih ediyorsunuz?

- Tatil benim icin evde oturmak, telefonu kapamak, bol bol arkadaşlarımla görüsme imkanını bulmak, kitap okumak, yemek yapmak, ve alarmımı kurmadan uyumak demek. Bunu da senede ancak 3 hafta yapabiliyorum

- Kadın olmanın kadın sporcu olmanın avantajları - dezavantajları nelerdir peki?

- Kadın sporcu olmanın dezavantajı, bazen çevrenizin sizi sporcu kimliğiniz dışında daha çok kadın kimliğinizle takip etmesi ve beklentileri. Bu bazen cok büyük bir sorumluluk haline geliyor. Avantajları ise eğer güzel bir kadınsanız, başarınızın daha çok ilgi görüyor olması ve  izleyeninizin daha da çok olması :)

- Sporcu kimliğinin biraz dışına çıkarsak, bize İpek Şenoğlu'nun hayata bakışından, hayallerinden, mesela bir güne nasıl başlayıp nasıl tamamladığından, bahsedebilir misiniz lütfen?

- Sporcu kimliğimin dışına çıkıp bir günümü size anlatmam çok zor olacak. Çünkü tüm günüm spor hayatım, tenisim ve başarım için planlanıyor.

Tenisin olmadığı bir gün içinde neler yapıyor olduğuma gelince; balık tutmayı, fotoğraf çekmeyi, yemek yapmayı ve alışverişe çıkmayı seviyorum. En cok da sevdiklerimle vakit geçirmeyi.

Hayallerim şu an tenise yönelik, belki bir kaç sene sonra daha farklı hissederim, bunu şu an bilemiyorum.

- Aşk diye bir şey var mı gerçekten?

- Tabii ki evet.

- Bazı ilişkilerde eşler neden birbirine sadık kalamıyor ve aşkın o hepimiz tarafından büyük özlemle beklediğimiz büyüsü bu kabullenişin neresinde kayboluyor? 

- Aşkın büyüsünün nerde ve nasıl olup da kayboluyor zaten bilinse, kimse bitmesine izin vermezdi diye düşünüyorum. Bitmeden değerini bilmek ve hakkını vererek yaşamak sanırım bizim kontrolumüzde olan tek sey.

- Bir ayrılık ardından geçmişi unutur musunuz? Yüzünü geleceğe dönene kadar bu unutma sürecini nasıl yaşar İpek?

- Geçmişimi unutma tarftarı değilim. Hayatıma giren her insanın bana bir şeyler kattığına inanıyorum. Dolayısıyla bir ilişki bittiyse, bana faydası olacak anıları, tecrübeleri alır yaşam sepetime koyar yoluma devam ederim.

- Bir kadın olarak sizinle, evlilik hakkındaki düşüncelerinizi de paylaşmak isteriz. Evlilik aşkı öldürüyor mu, "seni seviyorum", "seni her zaman seveceğim" gibi sözlere ne oluyor? Boşanmaların bu kadar artmasındaki sebeplerde öncelik sevginin yitirilmesi mi oluyor, nerede kalıyor o büyük taahhütler? Bu konu hakkında ne söylemek istersiniz?

- Hiç evlenmediğim icin evliliğin aşkı öldürüp öldürmediği konsunda yorum yapamayacağım. Ancak çevremde gördüğüm kadarıyla evlilik değil, yanlış nedenlerle yapılan evliliklerde aşkın sürekliliğini koruyamamasını gayet normal buluyorum. İnsanlar zaman zaman farklı yönlere doğru olgunlaşıyorlar, hayata bakışları farklılaşıyor bu da daha önce aynı şeyleri paylaşan insanların ortak noktalarını azaltabiliyor. Özellikle kadınlar ekonomik olarak daha fazla özgürlüklerine sahip oldukları icin bu adımı daha öncesine göre daha rahat atabiliyorlar ...

- Kadınlar belli bir yaşa kadar seçer, belli bir yaştan sonra seçilir inanışına sahip olanların düşüncesine siz  katılıyor musunuz?

- Bu hangi kadından bahsettiğimize bağlı. Toplumumuzda öyle kadınlar varki yaşı kaç olursa olsun her zaman seçen hep onlar olacaktır. Bu onların kişiliklerinin ve özgüvenlerinin ne kadar gelistiğiyle doğru orantılıdır.

- Erkekler güçlü kadınları mı sever? Erkeklerin kadınları baskı altına alma çabaları niye?

- Erkekler genel olarak güçlü kadınları pek sevmiyor gibi. Sevip sevememekden çok, güçlü gördükleri kadınlardan biraz uzak duruyorlar sanki. Biliyorlar ki güçlü kadınlar bazen bir tehdit. Ama tanıdığım kendine güvenen  ve akıllı birçok erkek de hep akıllı, güçlü duruşu olan kadınları seçiyor. Demek ki biraz da erkeğin kendiyle ne kadar barışık olduguna bağlı bir durum bu.

- Toplumumuzda yakıştırmasız kadın olması, duygu ve düşüncelerini rahat ifade edebilmesi ve insan olmanın anlamını yitirdiği bu zamanda gerçek insan gibi çekinmeden yaşayabilmesi mümkün mü? Neden hala çekiniyoruz? Nelerden çekiniyoruz?

- İnsan sosyal bir varlık olduğu için yasadığımız toplum ve çevremiz tabii ki davranışlarımızda  da etken. Tabii ki bu, kişiden kişiye de değişebiliyor. Toplumun koyduğu kurallar ne olursa olsun kuralların dışına çıktığında hala doğruyu yaptığıma inanıyorsam örneğin, çekinmeden  inandığım yolda yürürüm. Bu biraz durum ve konuya bağlı. Ve genelleme yapmak da çok zor açıkçası.

- Sizi destekleyen güzel bir kitleniz var, adımlarınızı takip eden ve sürekli yanınızda olan;onlarla iletişiminiz nasıl, buradan neler söylemek istersiniz kendilerine?

- Evet, uzun suredir beni iyi ve kötü günümde olmak üzere destekleyen takip eden, yanlız bırakmayan sevenlerim var. Bundan dolayı çok şanslı olduğumu düşünüyorum.Elimden geldiğince başarılarımla onların bu desteğinin hakkını vermeye çalışıyorum. Benim motivasyonum açısından çok önemli. Hem web sitem, hem facebook hayran sayfam ve twitter hesaplarımdan, onları hayatımdan haberdar etmeye çalışıyorum.

- Bu keyifli söyleşi için çok teşekkür ederiz. Sizi her zaman ayakta alkışlamak adına, başarılar dileriz.

 

İpek Şenoğlu Web Sitesi

 

ARALIK 2009