müzik - hâl / Kaan Yalçın

 

- Müzik dünyasına ‘'Canın Nasıl İsterse'' isimli ilk albümünüzle merhaba dediniz ama siz müziğin uzun zamandır içindeydiniz. Biyografinize baktığımızda 90'lı yıllarda Eurovision Türkiye finalleri de olmak üzere müzik yarışmalarında sizinle karşılaştığımızı görüyoruz. Nasıl bir başlangıçtı adınıza ve neler kattı size bu yolda.

- Eurovision pek bir şey katmadı. İşin aslını isterseniz yarışmalar bana pek bir şey katmadı. Emel Atilla sözleri Can Atilla bestesi ‘'Nerdesin'' isimli bir şarkı ile katıldım Eurovision'a. Şu anda olduğu kadar popüler bir yarışma değildi ve içinde bazı özel durumlar vardı. Katıldığım sene birinci olan şarkı çalıntı olarak ortaya çıktı mesela. Evet çeşitli dereceler aldım ama kişisel bir tecrübe olmaktan ne yazık ki öteye gidemedi.

- Beraberinde siz tiyatro mezunusunuz ve bugüne kadar da birçok oyunda ve TV dizisinde rol aldınız. Başta hangi çalışmalarda ya da yapımlarda karşılaştık sizinle ve bunlar hanenizde nasıl bir yerde? Bu anlamda yakın zamanda yeni bir projede karşılaşacak mıyız sizinle?

- Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Tiyatro bölümü mezunuyum. Okul sırasında çeşitli tiyatro oyunlarında oynadım haricinde çok fazla rol aldığım söylenemez çünkü ikinci sınıftan itibaren ‘'Ferdunde Hanımlar''da ‘'Selim'' rolünde oynamaya başladım. Sevilen ve izlenen bir diziydi ve 2, 2,5 sene orada özellikle okul çevremin onaylamamasına rağmen oynadım. Bu esnada okulu da beraberinde tamamladım ki bu dizi bana birçok artı da getirdi. O dönem sahnelerde de olduğum için dinleyicime de yansımış oldu bu.

2, 2,5 sene önce İstanbul'a taşındıktan sonra ‘'Arka Sokaklar''da eroinman bir genci daha sonra ‘'Kadın Severse'' de Hülya Avşar'a evlenme teklif eden bir adamı canlandırdım. ‘'Yıldızlar Savaşı'', ‘'Leylan'', ‘'Annem'', ‘'Binbir Gece'' gibi dizilerden sonra ‘'Çılgın Dersane 2 '' de rol aldım. İstanbul'a gelmeden önce Çetin Tekindor ile birlikte Anamur''da ‘'Son Türbedar'' isimli bir film çalışmamız oldu ve bu da haneme uzun metraj bir deneyim olarak yansıdı. Ama yine de hiçbiri ‘'Ferhunda Hanımlar''ın önüne geçemedi diyebilirim. Şu anda TV için bir proje var ve senaryo açısından bir problem olmamasına rağmen bekleme sürecindeyiz.

- Yine bir dönem TRT ile bir çalışmanız oldu ve ‘'Düş Sokağı'' isimli bir talk şov hazırladınız, sundunuz. Bugüne kadar birçok yerde de sahne aldınız ve sizi takip eden bir dinleyici kitlesi yakaladınız. Bu hareketlilik içinde peki albüm yapmak için neden bu kadar beklediniz?

- 99 Eurovision'dan sonra birinci şarkının çalıntı olmasından ve ikinci olmama rağmen bana birinciliğin verilmemesi sonrası yapılan haksızlığa bir özür gibi bir durumdu. Sahne sunumumda çeşitli konseptler vardı örneğin motorla çıkıyordum sahneye ve konuklarımı da aynı şekilde karşılıyordum. Dönem itibari ile Okan Bayülgen'in ‘'TV Makinesi''nden sonra izlenen bir programken üstelik çeşitli kişilerin rahatsızlığından dolayı programın kaldırıldığı haberini aldım. Bu tutulan bir talk şovdu ama zaten sahne ve dizi devam ediyordu.

Ankara'dan birkaç kere albüm yapmayı denedim ama inandığım bir gerçek varsa İstanbul'a kar yağmadan Türkiye'ye kış gelmiyordu. İşin yerinde ve ortasında olmasını bekledim diyebilirim. Oradaki işlerim o kadar düzgündü ki bozma cesaretini kendimde bulamadım ve biraz geç oldu ama daha da güç olmasından iyidir diye düşünüyorum.

- Albüm çok yeni raflarda yerini aldı. DMC etiketi ile yayınlanan bu albüm için peki kimlerle çalıştınız? Bir ilk albüm olarak size göre nasıl bir yerde ‘'Canın Nasıl İsterse''? Şu ana kadar albüme gelen tepkiler hangi yönde?

- DMC'den yayınlanmış bir albüm ama öncelikle kendi prodüksüyonumuz ki; herhangi bir sponsorumuz olmadan Murat Yelken bu projede ortağım. Değerli müzisyenlerle gitarlarda Erdinç Şenyaylar, Gültekin Kaçar; klarnette Kirpi Bülent, yaylılarda Gündem ekibi gibi. Bu albüm üzerinde 2,5 sene çalıştık biz, çok ince ve sık dokuduk. Matematik olarak bakıldığında albümde hata bulunmayacak gibi ama kişisel zevkler olarak beğenildiği gibi beğenilmeyebilir de.

Albümde şu ana kadar gelen tepkilerde bir sıkıntı olmadığı gelmediği gibi internet üzerinden çok da güzel yorumlar alıyorum.

- Bu albüm adına nasıl bir süreç yaşanmayı bekliyor? Örneğin ilk olarak hangi şarkının klibi ile karşılaşacağız ve sonrası adına bir seçim şu an için yapıldı mı? Ve sahneler – konserler? Yaklaşan süre içinde belirlenen bir program var mı? Sizi en yakın ne zaman bu anlamda dinleye şansını bulacağız?

- Bu albümün 2,5 sene gibi bir hazırlık süreci olmasının sebebi çok dikkatli davranıyor olmamızdı. Aynı hassasiyeti klip adına da gösterdik. Örneğin ‘'İsyankar'' isimli şarkıya bir klip hazırladık ama daha sonra beğenmedik. Şarkının mantığı ve yorumum klip için istediğim gibi yansımadı. Yoksa şu anda şarkı ekranlarda dönüyor olacaktı. Bu şanssızlıktan sonra klip şarkısı adına da bir değişiklik yapmaya karar verdik ve albüme adını veren ‘'Canın Nasıl İsterse'' isimli şarkı için önümüzdeki günlerde yeni bir çalışmanın içine gireceğiz. Daha sonra ‘'İsyankar'' için yeni bir klip ya da ‘'Sorma'' isimli şarkıları düşünebiliriz.

Albümden önce özellikle Ankara, Adana, Konya'da çeşitli sahnelerim devam ediyordu. Mayıs ayında 6 tane konserim var belirlenen ve bir tanesi Başkent Üniversite'sinde gerçekleşecek. Bar programı içinse biraz albümün tanıtımına yönelik bir şeyler yaptıktan sonra evet diyeceğim. Yıllardır zaten o mekanlardayım ve biraz albümün tadını çıkarmak istiyorum.

- Günümüz müzik dünyasında hemen hemen her gün bir albüm ile karşılaşıyoruz? Siz bu yaşanan durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Size göre müzikte kalıcı olmak hangi şartları gerektiriyor, siz bunu nasıl başarmak istiyorsunuz?

- Her an herşeyin olduğu bir ülkede yaşıyoruz ve duygusallığımız çok fazla ön planda. Acıma hissimiz çok yoğun örneğin, baştan sonra bütünü ile seveceğimiz bir albüm yok. Sadece ve sadece bu ülkede hemen hemen her gün bir albümün çıkması çok normal çünkü beğeni zevki o kadar çabuk değişiyor.

Bir müzik otoritesi değilim ama 14 senedir bu işi canlı performansları ile yapıp sonrasında kendi imkanları ile iyi ya da kötü bir albüm yapan biriyim ve ahkam kesemem de. Ünlü olma vb. kaygılarım hiç olmadı tek istediğim bu albüm dinledikten sonra ikincisini bekleyecek bir dinleyiciye sahip olmak. İlk albümümden beklentim ikinci albüme zemin hazırlaması çünkü ikinci albümü yapmak birinci albümde sabun köpüğü gibi patlamaktan daha önemlidir. Ben bunu bu şekilde başarmak istiyorum. Haricinde bunu başarmak istediğim yol her albümde bir sonra gelecek albümün hissedilmesi.

- Peki bugüne kadar kimler sizin için özel oldu müzik dünyasında, kimleri ayrı bir keyifle dinlediniz? Bir gün için çok büyük bir hayaliniz var mı müzikte? Örneğin özellikle kiminle çalışma şansını bulmak ya da beraber bir şarkı söylemek, sahneyi paylaşmak istersiniz?

- Zeki Müren'in ve Kayahan'ın yeri gerçekten ayrıdır. Deep Purple, Manowar, Bon Jovi gibi gruplarla büyüdüm ben, onların müziklerini dünden bugüne dinlerim. Hiç böyle bir şey düşünmedim ama nasıl bir hayalin var dersen çok büyük bir seyirci kitlesine bir stad konserinde olmayı isterdim mesela.

- Hemen hemen herkesin albümünde bir cover şarkı yer alıyor albümlerinde ama siz böyle bir ihtiyacın içinde olmadınız ve sıfır şarkılardan bir repertuar hazırladınız? Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz, böyle bir ihtiyaca neden gerek duyuluyor sizce?

- Böyle bir ihtiyaca gerek duymadım değil aslında çok düşündük. Tarzıma uygun birçok şarkı dinledim. Ama dediğiniz gibi herkes bunu yapıyordu ve yapmadığımız zamanda soruluyor. Kullanmak istemememin sebebi tamamen buydu. Eğer olursa bir gün, daha önce cover olmamış bir şarkı üzerinde çalışıyoruz şimdilerde; bir tek onu almak isteyebilirim albüme.

Neden gerek duyulduğuna gelince sevilen, beğenilen bir şeyi yapmak herkesin işine geliyor. Bir dönem hisleri yeniden yaşamayı seviyoruz, maliyet açısından da yeni bir şarkıdan çok daha fazla seçilme hakkını kazanıyor.

- Müziğin sustuğu yerde oyuncu kimliğiniz ile karşılaşıyoruz ya onunda sustuğu yerde … Her ikisinden de biraz uzaklaşmamız gerektiğinde nasıl bir portre var karşımızda? Bir gün sizin için neleri yaşamakla güzel, neler size heyecan katıyor, nelere vakit ayırmayı seviyorsunuz?

- Deli gibi film izlemeyi seviyorum ve tembellik yapıp ona vakit ayırmayı çok seviyorum. Çok fazla işten uzak kalamıyorum ve her şekilde düşüncelerimde yer ediyor, kopamıyorum; elimde gelmiyor. Tatili ve gezmeyi, yemek yapmayı, araba ve motor kullanmayı seviyorum beraberinde.

- Albümünüzün ve tüm yolculuğunuzda size eşlik eden herşeyin yolu açık olsun dilerim, daha nicesinde yeniden sohbet edebilme şansını bulmak adına, çok teşekkürler.

- Herşey için teşekkürler, görüşmek üzere. 

 

 

Kaan Yalçın Web Sitesi

Söyleşi : Kadri Karahan / Nisan 2008