Bir Şair ... Bir Dünya ... / Kadri Karahan

 

- Söyleşimize başlarken sizi biraz tanıyabilir miyiz?

- Her şey küçük yaşta müzikle tanışmamla başladı aslında ve o gün bugündür içimde müzik hiç susmadı. Ben yıllardır onun gücüne ve hayatın içinde bana kattıklarına o kadar çok inandım ki; her adımımı notalar ile atmaya karar vermiştim bile bir gün. Şarkı sözleri yazarak başladı yolculuğum derken bunları bestelemeye de başladım, söylemeye de. Ama hiç kimseye dinletme şansım olmadı onları; bugün bile olmadı belki onlar ayrı saklayacaklarım hep. Bu esnada çeşitli enstrümanlar ile tanıştığım hatta hatta tiyatro deneyimi bile yaşadığım yine ayrıca doğrudur. Şiirler ile buluşmamın da tam merkezi budur zira en başından beri eline ne geçerse hep iyi bir okur olmuşumdur, belki de biraz üstüne gitmem gerekmektedir. Zaten hayat artık bana başka şehirler sunmuştur ve de birçok şeyden uzak kalacağım anlamına gelecektir bu; tam olarak duyguların kalemle buluşması da işte bu uzaklarda başlayacaktır.

Aldığım eğitimi ve sonrası süreci daha en başından umursamıyordum, bu bana hiçbir şey katmayacaktı. Ben kendi hayatımın muhasebesini tutmak istiyordum. Bu arada aldığım destekler günden güne beni kamçılarken önce kişisel web adresim www.kadrikarahan.net ile daha sonrasında da çeşitli edebiyat dergileri ile tanıştım. Bir gerçeği içimdeki müziği, bir başka gerçek; kalemimi yok saymayacaktım artık; sonrasında ne olursa olabilirdi.

- Sanatın ve edebiyatın birkaç dalına birden ilgi duymanız ne güzel. Küçük yaşta müzikle tanıştığınızı söylüyorsunuz. Bu aileden mi kaynaklanıyor, yoksa etkilendiğiniz sanatçılar mı vardı?

- Öncesi plaklar ve ardından kasetler ile o zamanın şartlarında hiçbirinden yoksun kalmadığımı biliyorum. Öyle ki bugüne baktığımda o dönemin bütün şarkıları hâlâ aklımda. Düşünün küçük bir çocuk oyun oynamayı pek sevmiyor ve her bulduğu fırsatta bunun yerine kendi kendine şarkılar söylüyor; dergilerden, gazetelerden onlara ait her şeyi takip etmeye çalışıyor daha sonra TV ile de tanışınca artık keyfine kimse dur demiyor. Aslında diyorlar mı bilemiyorum ailemin bu yanımı görmemiş olmalarını suçlayamıyorum tam olarak ve bunu daha o yaşlarda neden gizli gizli yaşadığımı düşünmeyi bir yana bıraktığımı zaten biliyorum. Zamanı geldiğinde ise geç kaldığım hissine kapılıyor belki de daha fazla üstüne gitmeyi istemiyorum ki; bu yanlış biliyorum. Bugün iddia ediyorum çok iyi sözler yazabilir çok iyi besteler yapabilirim ama artık müziğin sadece arka planında olmak ile yetiniyorum ve bu bile bana fazlası ile haz veriyor görebiliyorum. İçimdeki çocuk ve ben şimdi yine mutluyuz hani. Müzik adına söyleşiler gerçekleştiriyoruz beraber ve o sevdiğimiz sanatçılar ile dünden bugüne o şarkıları yeniden yeniden yaşıyoruz. Tek tek tüm albümlerini topluyoruz onların ve her birine özenle yaklaşmaya devam ediyoruz eksiksiz. Kritikler de yapıyoruz, biz birbirimi yine sevmeye devam ediyoruz böyle.

- Tiyatro ile ilgili deneyimiz hakkında da bize bilgi verebilir misiniz? Amatörce mi, profesyonelce mi ilgilendiniz?

- Üniversiteye hazırlandığım süre içinde tanıştığım bir arkadaşımın isteği ile başladı bu heyecan. O güne kadar doğrusu bu kadar yakın değildim. Daha sonrasında kendimi de içinde bulacağım güzel bir ekibi ve yönetmenliğini yaptığı bir de oyunu vardı kendisinin. Burada da ön planda durmayı istememiştim ve de kendilerine oyunları boyunca gerek işin müzik kısmında gerek sahne arkasında ya da teknik ekipte durarak destek vermiştim. Daha sonra bir başka ekiple de bir süre çocuk oyunları gerçekleştirdim. Her şey fazlası ile amatör şartlarda gerçekleşti ama zaten bu işin üstesine gitmeyi, bu işi profesyonelliğe taşımayı hiç düşünmemiştim. İnanılmaz derecede mutlu olduğumu biliyordum, bu yüzden o yılları bugün ayrı bir özlemle anıyorum.

- "Biz de bu filmde kendimizi oynuyoruz." dedirten cinsten güzel bir ad bulmuşsunuz kitabınıza: "Ben Bu Filmde Kadri Karahan'ı Oynuyorum". Ben şiirlerimde kendimi anlatacağım, bu filmde benim oynadığımı bilsinler düşüncesiyle mi oluştu şiirleriniz?

- Uzun zamandır şiirlerimi bir kitapta toplama hayalim vardı açıkçası ama bunun ne yer ne de zamanı belliydi. Geçen süre içerisinde o kadar çok şiir birikmişti ki ve de hepsini bir arada sunabilme şansım olmadığı için içlerinden bir seçim yapma fikri beni hep korkutmuştu açıkçası. Zamanla duygular değiştikçe ister istemez bunlar kaleme farklı da yansımaya başlamıştı. Evet kendine has bir duruşu hep oldu bu biriktirdiklerimin; bunu benden çok okuyan kişiler söylediler bana, bazen benim şiirlerime benden çok inandılar bu da beni her defasında daha çok heyecanlandırdı ve de mutlu etti. Öncelikle ‘'Ben Bu Filmde Kadri Karahan'ı Oynuyorum'' tamamen sürpriz oldu aslında. Yazdığım son şiirlerimden birinin adı olarak çıktı önce okurların karşısına ve daha sonra kitap fikri gündeme geldiğinde bu başlığın dünden bugüne yolculuğumu taşıyacağına emindim artık. Elbette yalnız da değildim ve yazar dostum Emre Kalcı'nın görüşlerini aldım tam da bu noktada. Ve onun hazırladığı bir konsept ile artık kitap tamamen içime sinmiş oldu ve de gönül rahatlığı ile buluşturmuş oldum sizlerle.

Bu filmde benim beni oynadığı bir gerçekti ve de elbette tanıdığım her yüreğin bana eşlik etmesi ayrı bir renkti. Özetinde kendimi anlatayım ya da özellikle böyle olsun diye oluşmadı elbette şiirler ama bu bilerek ve isteyerek düşünülerek, biraz da özenilerek bir araya getirildi okurlar için.

- Hazirançalar isimli şiirinizden bir bölüm:
"şimdi burada duralım aşk
el el il il olalım şarkı al al lâl olalım hâl
-biliyorum mevsimlerden bir tek o-
haziran hâlâ çalar
ve gözlerin gözlerime
ve sözlerin sözlerime öyle yaz yağar".

Şiirlerinizde ilk dikkatimi çeken ses uyumu... Müzikle ilgilenmeniz ve söz yazarlığı yapmanızın etkilerini görüyorum. Bunu kitabınızdaki tüm şiirlerde görmek mümkün. Birçok şiirin birbirine çok benzediği günümüzde kendinize ait farklı bir tarzınız var. Benim hep merak ettiğim bir konu vardır. Bir şiir ne kadar zamanda oluşur? O gün ilham periniz yanınıza gelmiştir; hepsi bir anda oluşmuştur ya da günlerce oturup üzerinde çalışırsınız...

- Evet o uyum bütünün özünde hep var ama burada özel bir yaklaşım içerisine girdiğim söz konusu değil. Müziğin her türlüsünü dinliyorum, hiçbir zaman sadece bir tarzım olmadı belki de bu yüzden bu yanımı asla yadsımıyorum tam aksine seviyorum, yani iyi ki besliyor müzik ruhumu diyorum. Ama şiir yazmak ile şarkı sözü yazmanın arasındaki farkları gerçekten çok iyi biliyorum. Seçtiğiniz şiir sorunuza iki yerden yanıt olması adına güzel bir örnek aslında. Bana bunun bestesini yap deseniz asla yapamam. Bir ritim evet var ama herhangi bir nota oluşmadı kafamda, belki bir başkası yapabilir o da beni ya da şiirimi yansıtabilir mi düşünülebilir. Bu şiirimi 2005 Haziran ayında kaleme almıştım, bir sene sonrasında da yazdığım bir başka şiirimin finali ile tamamlamıştım. Bu istisna bir durum adıma çok sık karşılaştığım bir hâl değil ama olabilir mi, neden olmasın? Ben sadece o anki saflığını, o şekil sıcaklığını korusun isterim dizeler. Biraz da takıntımın adıma oluşan tarz bana zaten çok fazla şans vermiyor ve bu yüzden başladığım zaman bir şiire çok öte gün yol alamıyorum üzerine.

- Ben kendi düşüncelerimi de söylüyorum bir okur olarak. Şiirlerinizden çok güzel besteler üretebileceğiniz izlenime kapıldım. Çünkü bir dil sihirbazı ustalığı yakaladım dizelerde. Aynı zamanda deneme türüne de yatkınlık var. “Kavuşamama Hesabı” adlı şiirinizi örnek verebilirim. Deneme yazmayı da düşündünüz mü hiç? Bu konuda başarılı ürünler çıkacak gibi görünüyor...

- Müzik dünyasına baktığımızda bugün bestelenen çok şiirin olduğunu görüyorum ve neden olmasın yeter ki o uyum yakalansın, o öz bozulmasın diyorum. Ben birkaç benzer çalışma yaptım aslında; tamam belki müzikler özel olarak bestelenmedi ama güzel adaptasyonlar gerçekleştirdik amatör ruh ile. Güzel de tepkiler aldı zira klasik olmaktan öte bambaşka bir sunum içinde ulaştı dinleyicisine. Örneğin ‘'Baba… Beni Aramışsın'' isimli şiirim için bir video klip bile hazırlandı ve sonucuna biz bile inanamadık. Tüm hepsi tamamen deneysel çalışmalardı ve hiçbir iddiası olmadı bunların ama bir lezzeti vardı en azından bizde o tadı bıraktı. Devam edecek mi bu vb. çalışmalar evet, hatta belki bir adım öteye de gidecekler ama zaman içinde kendini gösterecek her şey.

Deneme çalışmalarım olmadı değil ama nedense bunları gün yüzüne bugüne kadar çıkartmadım. Sizin de örneğini verdiğiniz şiirde olsun yine son dönem bazı şiirlerimde böyle bir yakınlık var kabul ediyorum ama bunu bazen özet yapmak nedir bilmiyorum durumuma bağlıyorum hep. Kapısını kapalı tutmuyorum elbette, neden olmasın?

- Şiirlerinizin ana konusu aşk.. Sevgiliye sitem ve isyanı görüyorum çoğu dizede. Aşk, tarih boyunca insanlara destanlar bile yazdırmış... Yazarlar/şairlerin acı çektikleri dönemlerde daha üretken olduklarını düşünüyorum. Sizin bu konudaki düşünceleriniz nedir?

- Kitabımın teşekkür kısmında da belirttiğim gibi ben aşkın ve aşklarımın hakkını hiç inkar etmiyorum ve hâlâ onları bir yerlerde yâr gücümle sevmeye devam ediyorum. Aşk olmasaydı tüm bunca şey yazılır mıydı adıma hayır yazılmazdı. Aşık olmayı seviyorum bana şiirler yazdırmasını, şarkılar söyletmesini, çiçekler açtırmasını bazen ya da yağmurlar yağdırmasını.

Bir gerçek şudur; aşk bana yaşatırken kendini tüm haşmeti ile pek şiir yazdırmıyor; diyelim ki yazdırdı o zaman da geriye dönüp baktığımda o dizeler içimi titremiyor. Ama bazen gerçekten öyle, deyiminiz ile acı çekerek yazdığım şiirler oluyor ki; sanırım burada defalarca duruyorum. İşte o zaman sanki anlamını buluyor dizeler diye düşünüyorum, istesen bile kaçamıyorsun bir yerlere. Aşk, iyi ki var ve ben ona hep çok şey borçlu kalıyorum.

"Ben Bu Filmde Kadri Karahan'ı Oynuyorum" tıpkı bir film gibi tasarlanmış. Fragman, İlk Yarı, Antrakt ve İkinci Yarı'dan oluşuyor. Kitabın sayfalarını çevirdikçe "lütfen, bu film bitmesin" diye düşündüm. Şunu söylemeliyim ki, kitabın en son satırında "sustum" demişsiniz; "devam edecek" ibaresi olsaydı diye düşünmeden edemedim. Bu filmin devamı mutlaka çekilmeli... Yeni bir film ne zaman gösterime girecek?

- Kitabı kısa sürede ama uzun soluklu bir çalışma ile yayınladığım doğru evet. Sevgili Emre Kalcı'nın editörlüğünün yanında hazırladığı konsepti ile yakaladığımız çizgi kafamda bütünlenince çok da beklemek istedim üstüne. Buradan kendisine, bana bu fırsatı veren Liman Yayıncılık adına sevgili yayın yönetmenim Mert Ayan'a ve de yayınlandığı günden bugüne beni destekleyen herkese bir kere daha teşekkür ederim. Doğum günümde yayınladım kitabımı ve de o gün bugündür en güzel hediyemi aldığıma inandım hayattan. Uğurlu geldiğine de düşünüyorum adıma. Kuşkusuz sizin dileklerinize katılmamak mümkün değil bundan sonrası adına da. ‘'Sustum'' dememe hiç takılı kalmayalım aksine biraz daha yüksek ses ile konuşacağım bundan sonrasında. Yeni bir çalışma için bir kere daha böylesi uzun bir süre beklemek gibi bir niyetim yok. Belki bir sonraki yeni yaşımı karşılarken yeni bir heyecana açık bir başka sürpriz yolculukla; kim bilir?

- Bu güzel söyleşi için teşekkür ediyorum. Umarım bir sonraki yaşınızda tekrar görüşürüz.

- Ben çok teşekkür ederim. Nicesinde görüşmek üzere.


 

Söyleşi : Dilek Genç Dilsiz

Her Şeye Karşın Sayı:11