Baba ... Beni Aramışsın ...

 

biraz esmeye çıkmıştım biraz ezmeye kendimi
ki yeterince parçalayamamıştım ya olan biteni

ki yeterince güz göz olmamıştım ya aşk bedeli

hiç yazmamalıydım biliyorum puslu camlarına
adını üstüne yapraklarını toplamamalı mıydım


bunu dengeme anlatamadım dengime de renk
öyle denk ah yok başaramadım hep kapı çaldı

geliyorum yalan gitmiyorum baba fotoğrafları
da sulamıyorum artık büyümeyelim daha diye
bari bir tek orada

yani bir bu odada
susuyor konuşmuyorum yalan çığlığım isyan
haykırışım isyan

o nasıl bu nasıl geç bunları sen nasılsın baba
hâlâ sancılarım kalp çarpıntın mı şarkılarında


baba … beni aramışsın …


ben karar verdim bir daha ölmeyeceğim ama
yaralanmalar toplamı ile kaç adam edeceğim
burada

anımsar mısın uzak bir şehirde daha az ayıbı
olurdu kayıplarımın da kahkahalar atardık ah
anlamsız ve acınacak yalnızlığımıza

ah be ne mutluyduk baba ya da ah ne umutlu
be delirdiğimizle şimdi en olmaz anını hani o
en solmaz yanını özlüyorum çiçeklerin

hep gelivermesini yazların sonra terlemelerin
böyle en haz duygular hâlini almasını bir ayın
doğmasını

bir günün batmasını
çok şeyi mi özlüyorum yoksa haklı mısın sen
haksızlıklarımda çok şeyi mi istiyorum yoksa



şimdi bir sigara daha yaktım duvarlara şimdi
bir cam daha araladım boşluğa şimdi bir aşk
daha karıştım baba sulara son olsun bu artık


biliyorum kızmış kırılmışsın darılmışsın

ben hiç öyle dokunamadım sana susmuşum
ki anlamışsın neden bilmem vurup...


baba … beni aramışsın …



18 Eylül 2006 İstanbul