müzik
- hâl / MARA - Doğan Sovuksu
-
Öncelikle merak ettiğim MARA ne zaman ve nasıl doğdu. Eski
adı Atlas iken grubunuzun daha sonra bu adı seçti kendine, anlamı
ne? İlk amatörlük heyecanından bugüne kısaca nereden nereye geldi
MARA?
-
Grubun eski adı Atlas idi. Atlas 1998`de aynı yerde çalışan 2
elektronik mühendisinin (Ben ve Bülent) tanışmasından yaklaşık
2-3 hafta sonra doğdu. Atlas adıyla sadece 1 konser verdik, Mojo`da..
2001`e kadar 3 yıl Kadıköy`deki stüdyolarda çalışıp sayısız bestemizi
kaydettik. Kadrodan 3 kişi 2001`de ayni anda askere gittiğinden
Atlas mecburen dağıldı. Askerlik sonrası 2003`de Mara adıyla yine
Mojo`daki konserimizle kaldığımız yerden tekrar başladık. Atlas
çok bildik ve kulağa pek hoş gelmeyen bir isimdi, ben seviyordum
gerçi ama Mara ismini daha cok sevdik.
Mara
Budizm`de Buda`yi baştan çıkarmaya çalışan, dünyevi zevkleri icinde
barındıran kadının adı. Budistler icin Mara şeytan demek. Hint
mitolojisinde Mara icin aşk ve ölum tanrısı diyenler de var. Arapça`da
ise Mara kadın demek. Biz Arapça`da ki anlamını tercih ediyoruz.
Özetle Mara kadın demek. Albüm çıkmadığı sürece Mara hala amatör
bir grup. Ama diğer gruplardan tek eksiğimiz bir albüm tabii ki.
- Yine biyografinize baktığımızda yaptığınız müzik için farklı
tanımlamalarınız var, zira bu sözleriniz için de geçerli. Ve yine
Türkçe ve İngilizce sözlü besteleriniz var ama konserlerinizde
sadece Türkçe söylüyorsunuz. Biraz bu sound'un tarifi ve bu tercihin
sebepleri üzerine konuşabilir miyiz?
-
Grup 1998`de kurulduğunda zaten ben ve Bülent`in birçok bestesi
vardı. Ama ikimiz de dinlediğimiz grupların etkisiyle sadece İngilizce
sözlu şarkılar yapıyorduk. 2003`e kadar Türkce şarkımiz yoktu.
Hala İngilizce bestelerimizi daha cok beğenirim. Cünkü hem söylenişi
çok kolay hem de İngilizce vokalim bir enstrüman gibi müziklerimizle
bütünlesiyor. Ama anlasılır olma ve profesyonellik amacında olduğumuz
icin sadece Türkce besteler yapma kararı aldık. 2003`ten beri
sadece Türkçe sözlü şarkılar yapıp konserlerimizde sadece Türkçe
şarkılarımızı söylüyoruz. Bestelerimizin en önemli özelliği melodilerimiz
ve şarkı sözlerimiz. Piyasadaki grupları dinledigimizde soz ve
muziklerin biraz zorlama oldugunu hissediyoruz.. Bizim sarkilarimizi
dinlerken melodiler ve sözlerin uyumu biraz daha düzgün. İngiliz
müziğinin etkilerini bazı şarkılarımızda görebilirsiniz ama kendine
has melodilerimiz ve ayağı yere basan sözlerimizle cok farklı
bir sound`umuz var. Bunu anlamak icin en az 3-4 şarkımızı dinlemeniz
gerekiyor. Alıştığınızda dinlemekten bıkmayacağınız, kolay dinlenebilen,
değeri daha anlaşılmamış bir sürü şarkımız var. Yeterince mütevazı
olabildim mi? Haa bir de vokalistin sesi süper…
- Bugüne kadar birçok konser verdiniz ve henüz albümünüzün
yayınlanmamış olmasına rağmen bu buluşmalarla güzel bir dinleyici
kitlesi oluşturdunuz kendinize. Bu elektriği nasıl yakaladınız?
Konserlerinizi ve dinleyicilerinizi anlatabilir misiniz bizlere?
-
Albümümüzün yayınlanmamış olması bizim için gerçekten de büyük
bir dezavantaj. Müziğimizi sevebilecek bir sürü insanın olduğunu
düşünüp onlara ulaşamamak cidden bizi üzüyor ve zaman geçtikçe
üzerimizde bir baskı yaratıyor. Buna rağmen arkadaş cevremiz ve
iş arkadaşlarımız sayesinde artan bir dinleyici kitlemiz oldu.
Konserlerimizi verdiğimiz bar veya salonları dolduruyoruz. Şimdilik
arkadaşlarımız, onların arkadaşları, arkadaşlarının arkadaşları
derken yavaş yavaş isim yapmaya başladık. Son konserimizi doğdugum
yer olan Antakya`da verdik. İlk kez İstanbul dışına çıktık. Konser
Amfi Tiyatro`da oldu. Belediye sponsor olduğu icin ücretsiz bir
konserdi. Yaklaşık 800 kişi geldi Açık Hava Tiyatrosu`na. Albümü
yayınlanmamış ve daha önce kimsenin duymadığı, kendi şarkılarını
söyleyen bir grup için çok iyi bir katılımdı. O günden beri Antakya
radyoları web sayfamızdan indirdiği şarkılarımızı çalıyor. Orada
şimdiden ünlü olduk.
Konserlerimizde
2-3 şarkı dışında sadece kendi şarkılarımızı çalıyoruz. Arkada
şarkı sözlerinin ve bazı görüntülerinin olduğu slide gösterisi
yer alıyor. Sözlere önem veren bir grup olduğumuz icin şarkılar
tanınana kadar sözleri sahne arkasına yansıtmaya devam etmeyi
düşünüyoruz. Dinleyicilerimiz icin şimdilik bir şey söylemek erken
ama hedef kitlemizi sorarsanız boş zamanlarında az da olsa kitap
okuyabilen insanlar diyebilirim kısaca…
- Bu noktada albüm çalışmanızı sormak istiyorum. Öncelikle
neden bir albüm için bu kadar beklediniz? Bu anlamda gelinen son
nokta ne ve nasıl gidiyor çalışmalar? Nasıl bir albüm hazırlıyor
bizlere MARA?
-
Askerden döndüğümüzde 2002 bitmek üzereydi. Toparlanıp yeni şarkılar
yapmak 2003 sonunu buldu. 2 yıldır albüm icin hazırız ama o günden
beri demomuzu sadece bir plak şirketine gönderdik. Onlar bize
şarkıların ve sözlerin çok iyi olduğunu ama piyasa şarkılar yapmamız
gerektiğini söylediğinde hevesimiz kırıldı. Şarkılarımızı değiştirmek
istemediğimiz için bunlardan bir albüm yapacak bir plak şirketi
aradık. Hâlâ da bulamadık. Kimseye de demo göndermiyoruz. Çünkü
az cok piyasayı tanıyoruz, aynı şeyler başımıza gelecek. Bunları
okuyan biri çok marjinal bir müzik yaptığımızı düşünecek ama albüm
çıktığında o plak şirketinin çok üzüleceğinden eminim. Sonuçta
kendi albümümüzü kendimiz yapmaya karar verdik. 3-4 ay içinde
albümü bitirecek ve şimdilik bazı satış noktalarında ve web sayfamız
kanalıyla internet üzerinden satacağız. Albümde belki 1 veya 2
cover şarkı olacak - Bunu yapmak zorunda olduğumuzu söylüyor bu
işin uzmanları !!! - , diğerleri ben ve Bülent`in bestelerinden
oluşacak.
- Bir web siteniz var ve buradan da dinleyicileriniz ile ilişkiler
halindesiniz kuşkusuz. Hatta ben birkaç çalışmanızı orada dinledim
ve hepsini ayrı ayrı ama bir tanesini özellikle sevdim. Dinlettiğim
bazı dostlarımda sizi ve performansınızı beğendiler. Bence Orhan
Gencebay parçası ''Kaderimin Oyunu'' muhteşem bir coverdı. Bu
bir TV filmi için seslendirdiğiniz çalışmaydı değil mi? Peki bir
istisna mı yoksa yeni albümde cover şarkılar da olacak mı?
- Orhan Gencebay küçükken fanatiği olduğum bir sanatçıydı, hala
cok severim. Özellikle 70`lerdeki şarkılari melodi ve sözleri
bakımından inanılmaz zengin. Bir filozof gibi yazmış şarkıları.
İki cümleyi bir araya getiremeyen ama onunla benzer muziksel altyapılarla
şarkılar yapmış müzisyenler arasında sivrilmiş bambaşka bir kişilik.
Onu sevmeyen yoktur herhalde. Ona ve şarkılarına duyduğum sevgiden
dolayı, grupla kaydettiğimiz ilk cover şarkı Kaderimin Oyunu oldu,
başka da yok zaten. ATV`deki filmde kullanılmadan çok önce kaydetmistik.
Volkan (Göcer) film müziklerini yaparken bunun film için çok uygun
olduğunu düşündü, biz de kabul ettik. Orhan Gencebay şarkının
film için kullanılmasına izin verdi. Buradan ona tekrar teşekkur
ederiz. Eğer izin alabilirsek albümde de kullanmak isteriz.
- MARA olarak müzikteki hedeflerinizi öğrenmek istiyorum, en son
nereye ulaşmak istediğinizi? Buradan yola çıkarak günümüz müzik
piyasasını nasıl değerlendirdiğinizi ve kimleri severek dinlediğinizi
...?
-
MARA`nın hedefi sadece kendi şarkılarını yaparak Türk Rock Müziğinin
zenginleşmesine katkıda bulunmak. Söylemek istediğimiz çok şey
var. Kafamızda birçok proje var ama profesyonelleşmeden hiçbir
şey yapamıyorsunuz. Kaba veya ukala olmak istemem ama günümüz
müzik piyasasını cok yakından takip ediyoruz ve maalesef beğendiğim
çok az grup veya sanatçı var. Şu anda piyasada olan grup veya
sanatçıların arasında virtüöz derecesinde yetenekli yüzlerce müzisyen
var ama albümler buna paralel güzellikte değil . Bunun nedeni
beste kısırlığı bence. İnsanlar beste yapamıyor. Makine gibi gitar
çalan, evde oturup otistik gibi gitar calışan yüzlerce genç var.
Yüzlerce stüdyo, binlerce grup var. Sonuca bakıyorsunuz aşırı
zorlama rock parçaları, Amerika`dan veya İngiltere`den çalinti
sololar veya altyapılar.. 70`li yılların şarkıları Anadolu Rock
diye eski ama yeni zannedilen bir tür ile tekrar tekrar pişirilip
önümüze getiriliyor. Gereksiz yere bağıran, nüanssız saçma sapan
vokaller, bol distortionlu gitarlarla süslenip habire albüm yapılıyor.
Sanatın
vasatı aşamadığı bir ülke burası. Sanata katkı yapabilmeniz için
cesur olmak gerekiyor. Söylediğiniz sözlerin ve yaptığınız işin
bir orijinalliği olması gerekiyor. Herkes ülkedeki ekonomik durumdan
ve ticari kaygılardan bahsediyor. Tamam bu bir gerçek ama bu müzisyenler
isteyerek mi böyle berbat şarkılar ve sözler yazıyorlar? Yapmacık,
duyguları sömüren, sahtekar şarkılarla dolu bir müzik piyasası.
Bence satışların düşmesinin nedeni sadece mp3 ve korsanın yaygınlaşması
değil albümlerin sadece 1-2 şarkıya güvenerek yapılması, gerisine
pek özen gösterilmemesi. Bir insan sadece çıkış parçası için neden
CD alsın? Gider bir şekilde internetten indirir veya arkadaşından
alır. Neyse bu konuyu fazla uzatmayayım. Sadece severek dinlediğimiz
gruplar sorusunu kendi adıma cevaplarsam, yurtdışından sevdiğim
bir sürü isim var bunları saymayayım. Bizimkilerden sadece Ceza
ve Duman`ı severek dinliyorum. Eskilerden de cok sevdiğim müzisyenler
var.
- Müzik piyasasında grup olmak ve grup olarak yol almak nasıl
bir duygu? Bunun avantajları ve dezavantajları neler size göre
örneğin?
-
Grupların bir araya gelmeleri, amatör olarak uzun sure yaşamaları
çok zor. Örneğin Mara şu ana kadar para kazanamadı ve 4-5 yıldır
bir tur memuriyet gibi hafta sonlarını stüdyoda geçiriyor. Buna
para ayırabilmek için herkesin çalışması gerekiyor. Çalışınca
da bu sürekliliği sağlamak zor oluyor. Konserleri, çalışmaları
5 kişinin iş durumlarına göre ayarlamak o kadar zor ki. Sadece
müzikle uğrasmanız durumunda ise Taksim`deki barlarda sürekli
cover çalmanız gerekiyor ki bunun gruba pek bir faydası olduğunu
düşünmüyorum. Üc beş kuruş kazanırsınız o kadar. Dezavantaj çok
ama 1-2 avantajı var ki onlardan bahsetmeden olmaz. Konser vermeye
her an hazırsınız, şarkıları çok iyi bilen 5 kişi var. Ertesi
gün bile konser verebilirsiniz, müzisyen aramanıza gerek yok.
En önemli avantajı ise sevdiğiniz ve güvendiğiniz insanlarla müzik
yapıyorsunuz. Grubun bu yapıyı alması 3-4 yıl alıyor, gidenler
gelenler oluyor ama sonuçta sevdiklerinizle baş başa kalıyorsunuz.
Bundan sonrası çok zevkli oluyor...
- Amatörce müzikle uğraşan gençlere ve özellikle genç gruplara
sizlerin ne gibi tavsiyeleriniz olabilir yine burada?
-
Daha profesyonelleşememiş bir grubun vokalisti olarak tavsiye
vermemin biraz ukalalık olduğunu düşünüyorum ama madem sordunuz
cevaplayayım. Genç gruplara tavsiyem albüm için fazla beklemesinler.
Ellerini çabuk tutsunlar. Müziklerine inanıyorlarsa kimseyi dinlemesinler.
Sevdikleri grupları taklit etmesinler. Şunu unutmasınlar ki her
hafta yüzlerce yeni albüm piyasaya çıkıyor, bunların kaçi piyasaya
cıkmaya değer? Demek ki piyasa yüzlerce fiyaskoyla dolu. İnanarak
müzik yapan herkes şansını denemeyi hak ediyor bence. O yüzden
hiç beklemesinler. Gerekirse kendileri bir şekilde albümü yapsınlar.
Bu
ülkede içten müzik yapanlar her zaman başarılı oldu. Kimse piyasa
satışlarına bakmasın. Pop müzikteki yüksek satış rakamlarını saçma
sapan albümler dolduruyor olabilir ama itibari hep mütevazı ve
içten müzik yapan insanlar gördü. Eğer gerçekten iyilerse zamanla
hak ettikleri saygıyı da parayı da kazanırlar. O yüzden plak şirketlerinin
ticari kaygılarını çok da önemsemesin gruplar. Bir an önce albüm
yapmaya baksınlar.
- Sevgili Doğan, MARA adına gerçekleştirdiğimiz bu keyifli
sohbet için size sonsuz teşekkürler. Her zaman için yolunuzun
açık olmasını dilerim. Sonsuz sevgiler.
-
Çok teşekkürler … Selamlar …