müzik - hâl / Mehmet Eti

 

- İlk albümünüz ‘’Sınav’’ geçtiğimiz günlerde Ada Müzik etiketi ile yayınlandı. Albüme gelmeden önce en başa dönelim ve müzikle o ilk tanışıklığınızı dinleyelim istiyorum. Müzik kendini ilk nasıl gösterdi hayatınızda, ilk adımları nasıl atıldı bu yolculuğun?

- Yıllardır üzerinde çalıştığım ve hayatım kadar değer verdiğim bestelerim ve emeğim Türkiye'nin en değerli plak şirketi Ada Müzik’ten yayınlanması benim için büyük bir başarı. Bana bu başarıyı yaşattığı için Bülent Forta' ya ve Dora Yapım stüdyolarının kapılarını sonuna kadar açan kayıt masasındaki sıra dışı insan aranjör Burak Çağlar Özdemir'e çok teşekkür ederim.

Müzikle tanışmam 10 Mayıs 1985 yılında  Rize / Çamlıhemşin' de oldu yani doğum günümde. Çünkü müzisyenlik benim sonradan kazandığım bir yetenek değil büyük bir onurla adını taşıdığım Sivas / Şarkışla / Ortaköy'lü halk ozanı dedem yani Mehmet Eti’den bana kalmış büyük bir miras. Açıkçası pek seçme şansım olmadı, müziğin içine doğdum diyebilirim.

- Derken üniversite eğitimi sürecinde çeşitli orkestralar ile çalıştınız ve bir de müzik grubu kurdunuz. Ve daha sonra bu süreci Ankara günleri izledi, orada da çeşitli mekanlarda sahne aldınız ve derken besteler yavaş yavaş hazırlanmaya ve kaydedilmeye başladı. Albüme doğru ilk adımlardı bunlar ve sizin için nasıl bir heyecandı?

- Evet lise yıllarımdan itibaren çeşitli orkestralar ve gruplarda yer aldım. Birçok müzisyen arkadaşım ve öğretmenlerim oldu, onlardan müzik ve hayat adına çok önemli bilgiler edindim. Bu tecrübelerle büyüdükçe Ankara'da çok sayıda projede yer aldım. Hayalimdi "Sınav" albümü ama yıllar geçtikçe hayatım olmaya başladı. Ben de gördüğüm, fark ettiğim, yaşadığım bütün bu tecrübeyi bu sekiz şarkıyla paylaşmak istedim. Sekiz ayrı hikaye ama bütün şarkılar hem armonik hem de anlatım olarak birbirinin devamı. Sekiz bölümlük büyük bir eser yani "Sınav" albümü ve insan hayatını anlatırken nasıl bir heyecan yaşar bunu size ve okurlarınıza bırakıyorum.

 

 

- İki sözün dışında tüm sözler ve müzikler size ait bu çalışmada. 8 şarkı dinliyoruz ve gitarlar, yan flüt yine size ait burada. Bir ilk albüm olarak her şey içinize sindi mi, nasıl bir stüdyo sürecinden geçildi ve bizimle buluşmasının nasıl geri dönüşleri oldu size, nasıl tepkiler aldınız yayınlandığı günden bugüne?

- Altı şarkının sözü bana ait, Albümün üçüncü şarkısı "Amansız’’ın sözleri üniversite yıllarımdan beri hem sınıf hem ev arkadaşım hem de müzikal yaşantımda hiç yanımdan ayrılmayan ve kendine has çalımıyla Türkiye'nin en önemli kemancılarından Uğurcan Demirci'ye, albümün beşinci şarkısı "Yan Koy"un sözleri ise lise yıllarından beri tanıdığım, büyük bir kavgayla başlayan dostluğun menajerliğime kadar uzanan hikayesinin ve alışılagelmiş söylemlerin dışında kelimelerle dans eden bir kahramanın yani Halit Karadağ’ın kalemi. Bu adamlar benim hayatımdaydı ve bu albümde söyleyecekleri sözler vardı yani bu yaşamın bütünüydü onlarda.

İlk albümüm ve farklı bir ses duyurmak istedik insanlara. Zorlu bir stüdyo sürecini bitirip albüm yayınlandıktan sonra  dinleyicinin olumlu tepkisi doğru bir iş yaptığımızı kanıtladı bana.

- Albüm için bir klip çekilecek mi peki, hangi şarkı düşünülüyor eğer böyle bir çalışma olacaksa; ve albümün konserleri ile en yakın ne zaman buluşacağız? Albümden önce konserleriniz nasıl bir tat içinde gerçekleşiyordu, yeni konserlerde neler bekleyecek dinleyiciyi?

- İlk klibi albümün ikinci şarkısı "Köşeli Hayat"a çekmeyi düşündüm. Klip Ankara Dora Yapım çatısı altında 50 kişilik bir ekibin çalışmasıyla beş farklı mekanda Özcan Ulaş ve Orhan Kahraman'ın yönetiminde 3 günde çekildi. Klibe verilen emek büyük bir ilgi gördü ki yazılı basınında  haberlerine konu oldu.

Konserlere gelince Eylül 11'de Manavgat’ta bir konser verdik. 23 Eylül'de de İç Anadolu bölgesinin en büyük müzik festivali Ankirock Fest’in açılışını gerçekleştirdik. Devam edecek elbette. Konserlerimde akustik tarzın dışında kalabalık bir orkestrayla sahneye çıkıyorum, çok hareketli ve coşkulu geçiyor. Sizi de bir konserimde görmek isterim, oradaki ruhu yaşamınızı isterim. 

 

 

- Albümün arka kapağındaki yazı bir hayli ilgimi çekti ki şarkı isimleri bir metin halinde sunulmuş ve bütününde ortaya albümün adeta felsefesi yansımış. İlk albüm olarak yola çıkıldı, bu albüm sizin için nasıl bir sınav olacak, yarınlar adına hedefleriniz, düşünceleriniz neler peki?

- Bunu fark eden nadir insanlardan birisiniz çok teşekkür ediyorum. Söylediğim gibi sekiz bölümden oluşan büyük bir şarkı "Sınav" ve şarkıların isimlerinden oluşan cümlede anlatıyor albümün hikayesini aslında.

İlk albümüm "Sınav", tıpkı albümün ilk ve albüme adını veren ‘’Sınav’’ şarkısının son cümlesinde söylediğim gibi: Hayatımın şifresi bu hayalde gizli. Sınavın sonucunu bende merakla bekliyorum açıkçası.

Yarınlar için çok hedef var ama en önemlisi yine bu albümle ilgili. Albümün hikayesini sinema filmi olarak düşünüyorum. Sekiz ayrı hikaye ama hepsi birbirinin devamı, çok heyecanlı bir proje benim için senaryosunu yazmaya başladım ama henüz başındayım ve çok uzun bir süreç benim için. Aynı zamanda ikinci albümünde repertuarını hazırlamaya başladım, uzun bir ara vermeden ikinci albümü de çıkartmayı düşünüyorum.

- Yoğun bir hareketliliğin olduğu müzik dünyasında bir dinleyici olarak peki nasıl bir yerdesiniz? Dünden bugüne kimleri özellikle ayrı bir keyifle dinlediniz, ya sizin için son yılların en kaliteli işleri neler oldu? Nasıl bir değerlendirme yapabilirsiniz bu anlamda, kimlerin isimlerini verebilirsiniz bizlere?

- Ben genelde söylendiği gibi güzel olan her şeyi dinlemenin yerine değişik ve yeni olan her şeyi dinlemeyi tercih ediyorum. Dünyada ve Türkiye'de kendini kanıtlamış, yaptıkları iyi müzikler kadar yazdıkları sözlerle de bizleri farklı düşünmeye sevk eden ve başka boyutlara  taşıyabilen bütün ustaları büyük bir zevkle dinledim, dinliyorum. Aynı zamanda araştırmaya devam ediyorum. Bu kadar üstadın hangi birini yazabilirim bilmiyorum çok kalabalık bir liste çıkabilir karşımıza bu yüzden böyle bir genelleme en doğrusu.

 

 

- Size göre müzisyen olmanın tanımı nedir peki, iyi bir müzisyen olmak hangi şartları taşımaktan geçer, kriterleri nedir bu tanımın ve ne kadar koşmak gerekir? Özetle sizdeki müzisyen tanımı nedir?

- Sanatın hangi dalı olursa olsun  yaşadığı  ruh halini karşısındaki insanlara geçirebilen her varlık sanatçıdır bence. Ben lise ve üniversite dahil olmak üzere akademik anlamda sekiz yıl  müzik eğitimi aldım, bununla birlikte ailemden gelen bir müzik eğitimimde var. Ama kesinlikle eğitim olmadan kimse müzisyen olamaz demek çok yanlış, bu insanın geninde olan bir şey ama eğitimli olmak alfabeyi bilmek demektir ve bildiğiniz zamanda kendinizi daha doğru ve rahat anlatabilirsiniz. Bence sanatçının tanımı budur.

- Ve son olarak müziğin sustuğu yerdeyiz. Burada hayatınızın diğer renklerini öğrenmek istiyorum, diğer size mutluluk veren anlarını, yanlarını. Dünyanız nasıl, nelere yer vardır, nelerle kendinizi sevindirirsiniz?

- Gerçeği söylemem gerekirse yaşamımın tamamı müzikle geçiyor, enstrüman etütleri, yeni besteler, aranje yapmak vs. bunun dışında tam bir motosiklet tutkunuyum. Müzikten fırsat buldukça ailem ve dostlarımla birlikte olup motorumla geziyorum.


Yeni bir beste yapmak beni çok sevindiriyor. Sıkıcı bir hayata benziyor değil mi, sürekli müzik müzik müzik :) ...

- Çok teşekkür ederim bu söyleşi için, nice albüm yeniden görüşmeyi dilerim. Çok sevgiler.

- Ben de çok teşekkür ederim böyle kaliteli ve dolu sorular için ayrıca albümümle ilgili ilk röportajım, inanıyorum ki bana uğur getireceksiniz.

 


Mehmet Eti - Sınav

 

Söyleşi : Kadri Karahan / Eylül 2011