müzik - hâl / Onur Kırış

 

- İlk solo albümünüz ‘’5 Yıldızlı’’ ile geçtiğimiz günlerde buluştuk. Dünden albüme yol almamız gerekirse öncelikle çocuk yaşlarda seslendirme yaparak başladınız ve çeşitli müzikallerde, operetlerde ve hatta reklamlarda oynadınız? Peki sizin için o yaşlarda nasıl bir heyecandı tüm bunlar; bugünlere gelmenizde nasıl bir rol oynadı?

- Klasik bir cevap gibi gelebilir ama gerçekten kendimi bildim bileli şarkı söylüyorum. Daha çocuk yaşlarımda eve ikinci bir teyp almış ve birinde çalan şarkının üzerine ben de söyleyerek diğerine kayıtlar yapardım.  Müziksiz bir hayat asla düşünemezdim. Hatta kaydettiğim şarkıların anonslarını da yapardım. Böylece seslendirmeye de merak salmış oldum. Sonrasında 15 yaşımda bir seslendirme studyosuna gittim. İlk günlerimde ufak ufak roller konuşmaya başladım. Derken 10 gün içinde başrol konuşmaya başladım. Çünkü çocuk sesleri çok nadir bulunuyordu. O günden bugüne hala çocuk karakterlerin seslendirmelerini yapıyorum. Tabi zamanla, büyüdükçe sadece çocukları değil genç aktörleri de seslendirmeye başladım. Chris O’Donnel, Elliah Wood, Toby Maguire, Matt Damon seslendirdiğim Hollywood aktörlerinden birkaçı. Seslendirme kendime olan özgüvenimi arttırdı ve hayallerimin peşinden koşmamda bana hep güç verdi.

- Müzik kariyeriniz 4 Yüz grubunun bir üyesi olarak başladı ve bu grupla yakalanan enerji gayet de güzel yansıdı dinleyiciye, sizleri sevmekte gecikmedik. Bu serüven nasıl başladı peki? Nasıl bir ekip ruhu yaşadınız birlikte ve yaşattınız bunu bizlere?

- 4 Yüz 2006 yılında kuruldu. Hazırlanmakta olan bir proje için iki kız iki erkek aranıyordu. Bunun için de konservatuar eğitmenlerine danışılmıştı. O dönem nerdeyse her konservatuardan görüşmeye gelen insanlar vardı. Çoğu da arkadaşımızdı. Sonrasında seçilen dört kişi biz olduk ve gerçekten de çok güçlü bir bağ kurduk. Proje bizimle şekillendi ve biz de birbirimize her geçen gün daha da kenetlenir olduk. Sonuçta hedeflerimiz birdi. Beraberce bir şeyi başarmak istiyorduk. Nitekim de başarılı olduk. En güzel kısmı da konserlerimiz oluyor. Milyonlarca insanla buluşmak ve bunu yaşarkenki o heyecanı paylaşabildiğin dostlarının seninle sahnede olması muhteşem bir duygu. Solo albimümde beni düşündüren tek taraf bu. Sahnede yalnız olmak nasıl birşey henüz tatmadığım için merakla bekliyorum.

- Bu süre içerisinde eğitiminizi de tamamladınız ve öncesinde YTÜ Modern Dans bölümü mezunu oldunuz beraberinde de İstanbul Devlet Konservatuarı müzikal bölümde eğitim aldınız. Bu eğitimler ile birlikte müzik dünyasında atılan o ilk adımlar nasıl bir enerji oluşturdu üstünüzde? Neler katıyordu tüm bu renkler size?

- Bu renkler hayatıma anlam katıyor. Sanat böyle bir şey. Her dalı birbirinden besleniyor. Ben dans bölümü mezunuyum ama dans eğitimini sadece kendimi dans anlamında da geliştirmek için aldım. Zaten konservatuarda müzikal eğitimi alırken hem şan hem de oyunculuk adına çok yeterli bir eğitim programım vardı. Sahneye çıktığımda sadece dinleti sunmak istemediğim için dans eğitimi almak istedim. Şu anda hala kendimi geliştirmek istiyorum ve eğitimime ‘’Müzikoloji’’ bölümünde master yaparak devam ediyorum. Yani özetle yetenek Allah vergisi bir şey; bunun için sonsuz şükrediyorum ama onu geliştirmek, işlemek ise bize bağlı.

- Ve derken tek başına yola devam kararı alındı ama bu 4 Yüz’ün dağılması anlamında olmadı öyle değil mi? Yaklaşık 9 ay gibi bir süre içerisinde de her biri hit olabilecek şarkılardan bir albümle ‘’5 Yıldızlı’’ olarak dinleyicinin karşısındasınız şimdi. Peki bu albüm projesi nasıl doğdu, kimlerle çalışıldı, nasıl bir repertuar seçimi yapıldı?

- Öncelikle teşekkür ederim. Enerjimi size de yansıtabildiysem ne mutlu bana.

4 Yüz dağılmadı ve dağılmayacak. 2009 Temmuz ayında Romanya’da yapılan The Golden Stag  müzik festivalinde Türkiye’yi temsilen 4 Yüz olarak biz seçildik. Bu yarışma sırasında 15 gün boyunca Romanya’da kaldık ve orada 25 ülke vardı. Her biri farklı kültürden farklı müzik tarzlarından sanatçılar ama herkesin ortak noktası aynıydı: Müzik.  Bu bizi biraz etkilemiş olacak ki hepimiz artık bireysel olarak da kendimizi ifade etmemiz gerektiği kararı aldık. 4 Yüz’ün müzik tarzı hepimizin sevdiği müzik tarzının bir sentezidir. Şu an aldığımız karar doğrultusunda öncelikli olarak yüzleri birbirinden ayırıp ortaya dört ayrı lezzetten oluşan albümler koymaktı. Her birimiz kendini en iyi ifade edebileceği albümler hazırlamak adına yola koyuldu. Sonrasında yeniden harmanlanıp 4 Yüz albümleri devam edecek. Yine aynı çatı altındayız Jingle Box Müzik Yapım’dayız.

‘’5 Yıldızlı’’ albümümdeki en büyük şansım Murat Güneş oldu. Onunla tanıştıktan sonra repertuarım hazırlandı ve kendisi albümümün prodüktörlüğünü üstlendi. Yapımcım yine Temel Zümrüt ve albümdeki düzenlemelerin neredeyse tümü ona ait. ''5 Yıldızlı'' ilk karar verdiğimiz şarkı olunca albüme beş şarkı koymak ve adına yakışır bir albüm hazırlamak istedik. Çok keyifli bir çalışma sonrasında albüm tamamlandı. Şu anda Onur’la arkasında durabileceğim bir albüm hazırlamanın mutluluğunu taşıyorum.

- Albümün ilk klibi adını veren şarkıya çekildi ve beraberinde birçok yerde karşılaştık sizinle. Klibin ses getirmesi ile birçok radyonun ve TV kanalının listelerinde giderek yükselen de bir grafik çizdi. Peki bundan sonrası adına ne düşünülüyor? Örneğin bir ikinci klip hangi şarkıya çekilecek? Sizi önümüzdeki yaz boyunca nasıl bir hareketlilik bekleyecek?

- Açıkçası albüm de klip de daha çok yeni. Elbette ki planlarımız yapıldı ama şu anda biz de heyecanla takip ediyoruz. Geri dönüşümlerden çok mutluyuz şu anda birçok listede üst sıralardayım. Öncelikli olarak ‘’5 Yıldızlı’’ şarkımın herkese ulaştığından emin olduktan sonra sürprizlere devam edeceğim :)

- Albümün süpervizörü ve sanat yönetmeni sizi en başından beri yalnız bırakmayan Çiler Erbil ve öyle ki albümün fotoğrafları da kendisine ait ve de bir hayli başarılı? Müzik adına imaj peki ne kadar gerekli? Yine oyunculuk eğitimi aldınız bunun şu anda üzerinizde etkisi nasıl bir artı? Bir albümü bütünü ile tamamlayan unsurlardan sizde pek eksik yok gibi.  Bu anlamda şanslı olduğunuzu düşünüyor olmalısınız.

- Kesinlikle çok şanslı olduğumu düşünüyorum ve her zaman şükrediyorum. Sadece yeteneklerim ya da eğitimim adına değil çalıştığım insanlar adına da çok şanslıyım. Çiler Erbil benim için çok değerli biri. Albüm konseptinden klibime, fotoğraflarımdan kıyafetlerime kadar görsel anlamdaki her şeyimle Çiler ilgilendi. Ona gözü kapalı güveniyorum ve çıkan sonuçlar her zaman çok tatmin edici oluyor. Artık teknoloji ve görsellik çağındayız. Hele ki müzik sektöründe artık görsel çok çok önemli. Video kliplerin ve fotoğrafların etkisi yadırganamaz yine aynı şekilde sahne şovlarının da öyle. Bu anlamda bir imaj çalışmasının şart olduğunun savunucusuyum. Daha önce de belirttiğim gibi sanat çok yönlü olmayı gerektirir yani bir sanatçı çok yönlü olmadığında eksik kalır. Bu anlamda kendimi elimden geldiğince geliştirmeye çalışıyorum.

- Bu albümün 5 yıldız şarkısından biri de kuşkusuz ‘’Hovarda’’. Bir dönemin çok sevilen Sezen Aksu çalışmasını yeniden ve 4yüz üyelerinin vokalleri ile yorumladınız? Bu şarkı nasıl dahil oldu albüme ve yeniden hayat vermek - yorumlamak sizin için nasıl bir duygu oldu? Çok keyif aldığınızı düşünüyorum bu şarkının sürecinde?

- '’Hovarda’’ albümdeki yıldızlarımı tamamlayan bir şarkı oldu. Zaten çok sevdiğim bir eserdi ve albümde olmasını çok arzu ettim. Sonrasında şarkının kaydına başlayınca da gerçekten yanılmadığımızı anladık çünkü biz 4 Yüz olarak söylerken çok keyif aldık ve bu enerjinin dinleyicilere geçmesi de geç olmadı. Şu an radyolarda sıkça dinleyebiliyoruz. ‘’Hovarda’’yı repertuara almaya karar verdiğimiz ilk anda 4 Yüz vokalleriyle yorumlama kararını aldık. Zaten albümümün her anında 4 Yüz olarak beraberdik. Bu da tuzu biberi oldu diyebilirim. Ağzınıza sağlık 3 Yüz’üm diyor sizin aracılığınızla grup arkadaşlarıma da  sevgilerimi iletmek istiyorum :)

- Gerek 4yüz’ün gerek her bir üyesinin ciddi ciddi de takipçileri vardı. Sizin de daha albüm yokken adınıza açılan web - forum sayfaları, çeşitli grupları - hayran sayfaları vardı ki bu denli sevgi kaçınılmaz. Kendileri ile iletişiminiz nasıl oldu dünden bugüne; böylesi bir buluşma nasıl bir heyecandı sizin için; siz adına en çok ne merak ediliyordu mesela, size en çok ne soruluyordu? Buradan kendilerine neler söylemek istersiniz?

- Biz her zaman bizi sevenlerle bir aile gibi olduk. Hiç bir zaman ulaşılmazı oynamadık belki de bu, bizi bu denli desteklemelerine sebep olmuştur. Yoğunluğumuzun bilincinde oldukları için bize sitem etmeden sabırla yanımızda durdular. Biz kendimize 4 Yüz fan ailesi diyoruz.  Beklenen bir durumdu solo albümlerimiz kimse yadırgamadı aksine bizden çok onlar istiyordu bunu.  Şu anda da o kadar büyük destekler ki her zaman her yerde söylüyorum;  iyi ki varlar. Onları çok seviyorum.

- Dünden bugüne müzik dünyanızda size kimler eşlik etti? Kimleri hep severek dinlediniz? Özellikle çalışmayı istediğiniz bir müzisyen var mı bundan sonrası adına ya da gerçekleştirmeyi istediğiniz, içinde olmayı dilediğiniz bir proje. Bundan sonrası adına neler beklesin istiyorsunuz sizi? Onur Kırış bu albümden sonra izleyeceği yolu aşağı yukarı nasıl hissediyor?

- Dinlemekten hiç bıkmayacağım; Sezen Aksu, Tarkan, Şebnem Ferah, Kenan Doğulu verebileceğim başlıca isimler.

Daha yolun çok başındayım elbetti ki hayallerim var ama ayaklarım yere sağlam bassın istiyorum. Zaten çok şanslıyım ki Temel Zümrüt, Murat Güneş, Çiler Erbil, Süleyman Yüksel gibi kendi dallarında zirvede olan isimlerden oluşan muhteşem bir ekiple çalışıyorum. Bundan sonrası için de tek dileğim bana inanan ve destekleyenleri mahçup etmeden her zaman daha iyisine adım atabilmek. Koşmak ya da uçmak istemiyorum yavaş adımlarla ilerleyeyim ama doğru işlere imza atayım bana yeter.

- Ve son olarak müziği bir yana bırakalım istiyorum ve sizi hayatınızın diğer tatları ile baş başa bırakıyorum. Orada neler başka sizin için mutluluk oluyor; müziğin sustuğu yerde nasıl bir portre var karşımızda ve neleri yaşamak sizin için kaçınılmaz oluyor başka? Bir gününüzü bu anlamda nasıl özetleyebilirsiniz?

- Arkadaşlığa çok önem veren biriyimdir yalnız kalmaya asla tahammül edemem. Yalnız kalıp kafa dinlemek istiyorum dediğim bir an olmamıştır ömrümde. Bu anlamda dostlarımla çok fazla vakit geçiririm. Gezmeyi, sosyal aktivitelere katılmayı severim. Ama genel anlamda evde daha çok vakit geçiriyorum diyebilirim. Dvd izlemek, psp oynamak ve arkadaşlarla sohbet etmek benim için çok eğlencelidir.  Gece hayatım yoktur, hayatımda hiç alkol kullanmadım. Bu nedenle eğer bir davet ya da özel bir parti bile olsa en fazla gece 1’de huysuzlanmaya başlar evime kaçma planları yaparım :)

- Başarılarınızın devamını dilerim ve daha nice albümde, nice söyleşide buluşabilmeyi; yüreğinizin şarkıları susmasın, çok teşekkürler.

- Öncelikle böylesine sıcak bir söyleşi ve güzel sözleriniz için ben çok teşekkür ederim.  Dilerim zaman hayallerimi gerçeğe dönüştürür ve bu süreçte de sizinle paylaşma mutluluğunu yaşarım. Sevgilerimle ...

 

Onur Kırış - Beş Yıldızlı

 

4 Yüz Web Sitesi

Onur Kırış Facebook Sayfası

Söyleşi : Kadri Karahan / Mart 2010