müzik
- hâl / Orçun Kabil
|
- İlk albümünüz ‘’Harita’’ geçtiğimiz günlerde müzik severler ile buluştu. Albümden önce dünden bugüne yol almamız gerekirse nasıl başladı müzik yolculuğunuz? Amatörlükten profesyonelliğe kadar olan süreci dinleyebilir miyiz öncelikle?
- Yaklaşık 18 senedir müziğin içindeyim. 1991 yılının bir kış ayında yolda yürürken sokaklarda bulunan büyük çöp tenekelerinin yanında sokağa atılmış bir kırık gitar gördüm. Babamda eski müzisyenlerden olduğu için evde hep bir müzik sevdası hakimdi zaten. Ben de hiç düşünmeden nasıl olsa atılmış bir gitar olduğu ve sahibi olmadığı için o gitarı aldım ve birkaç hafta uğraştıktan sonra o gitarı yepyeni bir gitar yaptım. O hevesle gitar çalmayı öğrenmeye başladım ve aradan belli bir zaman geçtikten sonrada biraz kendime güvenle düğün salonu ve bunun gibi yerlerde çalıp söylemeye başladım. Daha sonra o dönemlerdeki gece kulübü ve bar gibi yerlerde sahne hayatımı sürdürme kararı benim için kendimce artık verilmişti.
- Siz 90’lı yıllardan bugüne aktif bir şekilde müzikte yol aldınız daha sonra. Gitar çalıyorsunuz, besteleriniz var ve sahne alıyorsunuz? Peki sizin için nasıl bir duygu üretmek, hayata geçirmek, insanlarla paylaşmak bunları? Müzik sizin için nasıl aşk?
- İçinizde size hakim olan belki de hiçbir zaman kimseye söyleyemeyeceğiniz bütün duygularınızın tercümanıdır müzik benim için. Özellikle üretmek!! Üretim kısmı tamam ile yaşanmışlığın doğru notalarla hayata geçmesi ve yaşam kazanmasıdır. İyi, kötü, sinirli, pozitif, negatif bütün duygularınızı dile getirmenin en güzel yoludur. Müzik bir aşk ama ondanda öte bir terapidir. 200’e yakın bestem var ve bunların hepsi yaşanmış geçmişimden üretilen gerçek olaylardır.
- Derken ‘’Harita’’… peki nihayetinde mi demeliyim acaba? Bunca zamandır işin içinde olan biri olarak neden bir albüm için bu derece beklediniz? Yine beraberinde bu albüme nasıl karar verildi, ne kadar bir süreçte hazırlandı ve buluştu bizlerle?
- Her şeyde olduğu gibi bunu da hissetmenin bir biyolojik yaşı vardır benim için. ‘’Harita’’ şarkısını 1,5 sene önce yaptım. Bir arkadaşımın yaşadığı evliliğin sonucunda benimle paylaşması üzerine etkilenip yazdığım bir şarkıdır ‘’Harita’’. Kendimi hiç beklemediğim anda hazır hissettim ve hemen albüme girme kararı aldım. Bu farklı bir heyecandı benim için. Bunu nasıl ifade edebileceğimi inanın bilmiyorum ama yaklaşık 1,5 - 2 sene, albüm hazırlık süresi atlattık. Bu dönemde sahne aldığım yerde yeni bestem diye izleyicilerle paylaştım harita şarkımı ve insanların çok hoşuna gitmesi ile beraber devamlı istek gelmeye başladı hatta bir kitlesi oluştu. Bu şarkımı dinlemek için çok uzaklardan gelen insanları da görünce evet zamanı geldi dedim . Kısacası bu.
- Albümde beş şarkı dinliyoruz ve sizin haricinde başka isimlerinde sözlerde ve bestelerde katkılarını görüyorum. Nasıl bir repertuar seçimi oldu ve gerek ön gerek arka planda kimlerin desteğini aldınız bu çalışmada?
- Zaten her şey biranda gelişti. Ben albüme girme kararı almam ile birlikte, etrafımda hemen yardım etmek isteyenler ve bana inanan insan ordusu gördüm. Bu da beni bayağı bir heyecanlandırdı. Albümde genelde besteler benim bestelerim. Ama söz veya müziğinde bir kelime bile benimle paylaşan birinin ismini yazdım. Yazmayadabilirdim çünkü gerçekten her şarkıda bir veya iki kelimeyi geçmez ismini yazdığım insanların katkısı. Ama ben hiçbir zaman az bile olsa kimsenin hakkını yemek istemem. O insanlarda sevgilerini kattılar ve bunu umursamadan geçemezdim. Beş şarkı olmasının sebebi hem vakit hem de güzel bir deneme amacı idi aslında. Başka herhangi bir sebebi olmadı. Şarkı seçimlerinde en yeni bestelerime yer vermek istedim ve size daha önce bahsettiğim gibi beni sahneden dinleyen insanların bana kendi bestelerimden yaptığı talepler doğrultusunda şarkı isimlerini belirledim. Yani en çok istenen, istek alan bestelerim diyebilirim.
Bunların hepsini tamamladıktan sonra her şey ardı ardına geldi. İlk önce kendi imkanlarımla stüdyo ve canlı enstrüman aşamasını bitirdim. Hemen ardından klip gerekiyordu. Çok değerli kendi öz ağabeyim gibi sevdiğim iş adamı Haluk Akşehirli ağabeyim bana klibi hediye etmek istediğini söyledi ve öylede yaptı . Daha sonra kostüm ve fotoğraflar telaşına girdiğim anda kendi öz amcam yine tekstilci iş adamı Yusuf Kabil bana kostüm sponsorluğu için Türkiyenin en iyi spor markalarından olan LTB markasını ayarladı. Daha sonra yine aile dostumuz olan ve gerçekten çok ama çok sevdiğim Zümrüt Fotoğrafçılığın sahibi Hüseyin Yalvaç ağabeyim ise bizzat kendisi gelip benim fotoğraflarımı çekti. Bunların hepsi arka arkaya gelince bende çok büyük bir heves ve heyecan ile harita albümünü tamamladım. Ama bu aşamaların hepsinden teker teker geçerken beni yalnız bırakmayan ve hiçbir desteğini sevgisini saygısını benden esirgemeyen öz erkek kardeşim Enis Kabil’i benim canımı kanımı unutmam mümkün değil çünkü o benim tek gücüm. Albümümdeki ‘’Azrail’’ isimli şarkımın sözlerinin yarısı da kendisine aittir.
|
- Albüme adını veren ‘’Harita’’ ki benim de favori şarkım aynı zamanda da ilk klip şarkınız da. Gerek albüm gerek klip neticede size nasıl tepkiler getirdi? Yıllardır sizden bir albüm bekleyen dinleyicilerinizden tutun da bu albüm vesilesi ile sizinle ilk kez buluşanlara nasıl karşılandı ‘’Harita’’?
- ‘’Harita’’ şarkısı benimde ve beni izleyenlerinde favorisi idi. Bu şarkıyı söylerken de, yaparken de hep heyecan duydum. ‘’Harita’’ şarkıma bence Türkiye’nin en iyi klip yönetmenlerinden biri olan sevgili Serdar Seki eşlik etti. Bana ilk söylediği cümle, sen doğal bir adamsın ve klibinde öyle senin gibi olmalı dedi ve gerçekten beni yansıttı. Daha samimi daha içten bir şey yapmak istedik ve başardık. Zaten gelen tepkiler bu yönde. Yani arkama dört veya beş tane dansçı bayan alıp kamera karşısında tripten tribe girmek istemedim. Şarkının sözlerine mimik ve hareketlerimizle anlam kazandırmak tercüman olmak istedik ve sanırımda başardık. Albüm için gelen tepkilerde de genellikle hep aynı yorum yapılıyor. Oda; herkesin kendine ait bir şeyler bulabileceği bir albüm ve alışılmışın dışında bir klip ve ses tonu olarak benim ses tonumun ve şarkıları yorumlayış biçimimin herkese alışılmışın dışında bir haz ve keyif verdiği yorumu çok fazla. Bunları ben söylemiyorum gelen mail ve birebir sohbetlerde aldığım mesajlar.
- Birçok mekanda sahne aldınız peki programlarınız halen devam ediyor mu? Nasıl bir atmosfer sizin için sahnede olmak, neler yaşanıyor orada? Sahnede olmak ve aralıksız bunu yıllarca devam ettirmek sizin için nasıl bir duygu?
- Canlı müzik ve sahne benim için dünyanın en büyük keyfi diyebilirim. Benim sahnemde orada şarkı söylemenin yanı sıra çok güzel şovlarımız ve sohbetlerimiz oluyor. Hiçbir zaman hazırlıklı ve çalışılmış bir sahne şovu yapmadım ve yapmam. Benim önümde nota sehpası da göremezsiniz. Ben şarkıları sırayla sözlerini arka arkaya koyup teker teker o sıradan gitmek değil, herhangi bir kağıt yada repertuar defteri olmadan çıkarım sahneye. O an içimden ne geliyorsa ve oradaki insanların psikolojik durumları neye müsaitse ben onu vermekten yanayım. Bu yüzden herkesin genel tepkisi çok keyifli bir müzik ve çok güzel bir sahne şovu yönünde oluyor. Böylede olunca aradan ne kadar sene geçtiğinin ya da kaçıncı kez nerde sahne aldığının önemi kalmıyor. Her şey doğal ve samimi olursa hiçbir sorun yok demektir benim için.
- Albümle birlikte bundan sonrasında sizi ve dolaylı olarak da dinleyicilerinizi neler bekliyor? Bir promosyon çalışmanız olacak mı, neler düşünülüyor? Bir ikinci klip düşünüyor musunuz peki ve belirlenen bir şarkı var mı acaba?
- Daha yeni başladık promosyon çalışmalarına. Açıkçası yazın bitmesini bekledik. Bütün müzik kanallarında ve radyolarda başlıyor yakında. İlk önce internet ortamını tercih ettik. Ama şimdi yaz döneminin bitmesi ile ara verilen TV programları da yeniden başlıyor ve ben onlarda da yer alacağım. Bu promosyon konusu ile ilgili çok değerli tiyatro ve dizi sinema oyuncusu sevgili ağabeyim Şevket Çoruh’un da büyük desteğini görüyorum. Bana her zaman inandığını ve desteklediğini hep söyledi ve elinden geleninde fazlasını benim için yaptı bu yüzden Sevgili Şevket Çoruh ağabeyime de saygılarımı ve sevgilerimi hep bir borç bilmişimdir. İkinci klip için daha bir şeyler tasarlamış durumda değiliz. Çünkü ilk klibimizi izleyicilerle tam bir buluşturalım diye düşünüyoruz. Daha sonra yine daha önce olduğu gibi dinleyicilerin ve izleyicilerin tepkileri doğrultusunda karar vermeyi daha doğru buluyorum.
- Müzik dünyasında hareketli bir yaz yaşanıyor? Siz de bu renkliliğin içindesiniz, nasıl değerlendiriyorsunuz peki bir parçası olmayı? Bundan sonrası adına örneğin bir ikinci albüm ya da farklı projeler neler olacak ya da olmasını hedefliyorsunuz?
- Bütün yaz boyunca çok keyifli olaylarla karşılaştık. Örneğin yazlık konser için yada herhangi bir bar programı için gittiğimiz şehirlerin herhangi başka bir gece kulübünde ya da gündüz insanların eğlenceyi tercih ettiği müzikli ortamlarda. Benim şarkımın çalması ve oradaki kişiler tarafından ezbere hep bir ağızdan söylenmesi kadar keyif verici bir şey daha yok. Tabi ki bunların bir parçası olmak hakikaten heyecan verici olağanüstü bir duygu. Benim ilerideki projelerim içerisinde tabi ki ikinci albüm hedefi var ama bununla beraber çok uzun zamandır düşündüğüm gerçekleştirmek istediğim birkaç düşüncem var. Biraz daha yol aldığımızda aşevleri, kimsesizler yurtları, genç kız yurtları ve bunun gibi ihtiyacı olan muhtaç insanların dostu kardeşi ağabeyi olmak istiyorum. Bu benim çocukluğumdan beri hayalimdir. Bu tip faaliyetlerde bulunacağım önümüzdeki zamanlar içerisinde. Ama bunların hiçbir tanesinin medyada ya da görsel yazılı basım organlarında pek fazla duyulmasını istemiyorum. Bu benim ruhumun istediği bir şey benimle kalmalı diye düşünüyorum.
- Dünden bugüne müzikleri ile hayatınıza kimler eşlik etti, kimleri büyük bir keyifle dinlediniz ve dinlemeye devam ediyorunuz? Bir gün adına çalışmayı özellikle istediğiniz bir müzisyen / müzisyenler var mı bu anlamda?
- Birçok virtüöz, müzisyenle tanıştım saatlerce sohbetler ettim. Bana eşlikte ettiler oda bambaşka bir duygu. Bunların arasında çok severek dinlediğim ve müzisyenliğine, sahne performansına ve orkestradaki istikrarlığına hayran olduğum çok değerli sanatçı Kenan Doğulu’dur. Örnekte alırım kendime. Çünkü kendisi ağabeyi Ozan Doğulu ve tabi ki rahmetli babaları büyük üstat Yurdaer Doğulu... Her şeyi ile Kenan Doğulu benim favorimdir. Bir gün bir sahneyi onunla paylaşmak bir şarkıyı birlikte söylemek bana çok büyük keyif ve haz verecektir.
- Yıllardır milli olarak sutopu oynadığınızı öğrendim, biraz bahsedebilir misiniz bu yanınızdan. Ötesinde müziğin sustuğu yerde nasıl bir portre var karşımızda. Hayatın diğer tatları, keyif veren anları nedir sizin için, nerelerde ve nelerle mutlusunuzdur?
- 18 sene sutopu oynadım. Bunun 11 senesi milli takımda geçti. Spor müzik ve okul hayatı hep birlikte devam etti. Hayatım boyunca hep yoğun olmayı sevmişimdir. Müziğin sustuğu yerde benim için aile başlar oda huzur demektir. Ailem fazlası ile sevgi dolu ve pozitif düşünceli bir ailedir. Bu yüzden boş zamanlarımı onlarla geçirmekten çok büyük keyif alırım. Çok sevgili dostlarım da vardır uzun uzadıya sohbetler ettiğimiz ve hakikaten büyük keyifler aldığım. Bunların yanı sıra ise boş zamanlarımda yazları tekne kullanmak özellikle sürat tekneleri tam bir hobimdir ve kışları da snowboard yapmak benim için bir hobidir. Çok uzun senelerdir de bunlarla uğraşmaktayım.
- Müziğinizle tanıştığım ve bu keyifli söyleşiyi gerçekleştirdiğim için çok mutluyum. Daha nicesinde görüşmeyi dilerim. Çok teşekkürler.
- Esas ben size çok teşekkür ederim bu keyifli sohbet için, sizinde söylediğiniz gibi daha uzun ve nice sohbetlerde birlikte olmak üzere mutlu kalın.
|
Orçun Kabil Web Sitesi
Söyleşi : Kadri Karahan / Ağustos 2009