Asya Gülgün Özkan
adimkadin@gmail.com |
Serpil Benay
bir Sezen Aksu projesinde olamamanın eksikliğini ölene kadar yaşayacağım ...
- Bizlerin tanıdığı sahnelerin dışındaki Serpil Benay nasıl biridir, bize kendinizi nasıl ifade edersiniz? Sizi bize hiç bilmediğimiz yönlerinizle anlatır mısınız desem ne dersiniz ?
- Serpil Benay'ın aslında göründüğünden pek farklı yanı yoktur. Fazla duygusaldır, ta ki kuyruğuna basılana kadar. Basıldığı ansa acımasız olan ikinci ruhu devreye girer. Tutucu, son derece ilkeleri ve kuralları olan, evine bağlı yaşayan, yemek yapmaktan aşırı keyif alan bir kadın ve annedir.
- Sinemadan mı , sahneden mi bir diğerine geçiş yaşadınız ? Peki yılların assolisti tiyatro, sahne, sinema yolculuğu dediğimizde, bu zaman çerçevesi içerisinde Serpil Benay 'ın yapmayı isteyip de hayata geçiremediği düşünce ya da hayallerinde kalan bir projesi oldu mu hiç?
- Tabi ki kaldı. Serpil Benay, Ankara Çocuk Tiyatro'sundan gelmedir. Ama bir türlü tiyatro yapmaya fırsat bulamamıştır. Sahneden sinemaya geçmiştir, aklındaki sinema filminde ve iyi bir tiyatro projesinde oynaması hayale kalan proje olmuştur.
- Geçmişe dönüp şöyle bir baktığımızda hayatınızda yer eden çok önemli isimler var ... Zeki Müren dediğimde istiyorum ki, ben sormayayım siz anlatın bana ...
- Bir yerden bir yere gelmek için illaki işini iyi yapmanın dışında, sağlam köprüler de olmalıdır. Benim köprüm de çok sağlamdı. Ankara' dan İstanbul'a transfer olmam ve iyi bir yer edinmeme neden olan duayenimiz sayın Zeki Müren'dir. Bunun dışında pek söyleyeceğim isim yok. Gerçi sahip çıkacak çok olur. O tarihte öyle parayla, hatırla şöhret olmak zordu. Çalıştığım her mekana çok paralar kazandırdığımdan, çoğu kiracıları oldukları dükkanların sahipleri oldular.
- Bir Maksim dönemi vardı bir zamanlar … Serpil Benay, o dönemden en çok neyi arıyor, neyin özlemini hissediyor?
- O zaman çok önemliydi sanatçı ve şarkıcılık ve de çalışılan mekan. Ben kışın Astoria, yazın Maksim gece klubünde mevsimsel olarak sahne alırdım. 7 yıl boyunca aynı sahnede kalıp aynı dinleyiciye hitap eden bir sanatçı oldum. Bu çok önemli ve çok özenilesi bir durum.
- Müziğe, sahnelere bu kadar kalpten bağlıyken, bu kadar beğenilir, sevilirken küstünüz mü, nasıl oldu da yıllar yılı içinize kapandınız ?
- Aslında ben sahnelere değil kendime küstüm. Yaptığım hatalara ve yaptığım hatalar sonucunda yaşadıklarıma. Aşık oldum ve evlendim. Döndüğümde her şey çok değişmişti. 2 yılda böylesi bir değişim akla gelmez ama oldu. Sahnelere geri döndüğümde tüm dinleyenlerimi biri kapmıştı ve artık onu dinliyorlardı. Ben de çok gittim. Sevgili Kenan Doğulu ile aramızdaki en büyük benzerlik, ailenizin sanatçısı olmak.
Dinleyici sadık olduğu kadar çabuk da vazgeçebiliyor. Eğer sen onları evlenip terk edip gidersen, o da sana acımıyor. Ve gidiyor bir daha dönmemecesine. O dönemde o kadar ünlü ve öylesine çalışıyordum ki yapmış olsam da albüm başarısını yakalayamamıştım.
Bu konuda tek unutamadığım sevgili Sezen Aksu'nun bir konuşmasıdır. ''Serpil'ciğim bu dinleyici seni ellerinin ve omuzlarının üzerinde taşıyor. Şu an eğer bir albüm yapmazsan, birden ellerini çekecekler ve düşeceksin!...'' demişti. Ve rahmetli Onno Tunç ile beni çağırdılar; '' Sana ilk defa uygulayacağımız bir tarz deneyeceğiz'' dediler. Evet dememek hayatımın en büyük hatası oldu. Bir Sezen Aksu projesinde olamamanın eksikliğini ölene kadar yaşayacağım.
- Yılların assolisti, sahnelerin en popüler solistlerinden biri olarak Serpil Benay yıllar sonra 2007 de bir albüm yaptı. Yeniden şarkılarını dinleyici ile buluşturmak nasıl bir duygu oldu sizde? Kimlerle çalıştınız bu albümde, nasıl tepkiler aldı, ayrıca klibi Kral TV de yayınlanma konusunda bazı problemler ile karşılaştı sanırız, bu durumun tam açıklaması nedir ?
- Çok heyecanlı ve keyifli bir çalışma. Aslında 2006 yılında bir single çalışmam olmuştu, oradaki keyfi albüme taşıdım. 2006 single çalışmam Ahmet Özden imzalı. 2007’de pop albüm yaptım, Ersay Üner çalışmasıydı. Yaptığım albüm müzikal kalitesi ve zenginliği olan bir albümdü ama promosyonda sorunlar yaşadık.
Açıklaması, müzikten hiç anlamayan sadece ahbaplık adına işin başına getirilen eski konuk koordinatörü ve sadece sanatçı ağırlamaktan başka işi olmayan Sinan isimli bir Kral karartıcısının masasında oturup ‘’Bu eski sanatçı niye pop okudu, bu yaşta niye göbeği gözüküyor?’’ diye ahkam kesmesi, amacının sadece kendi çektiği veya kendisinin bulduğu yönetmenlere klip çektirme isteği. Aradan, Kral üzerinden para kazanamaması. Bununla ilgili suç duyurusunda bulundum. Şu an kendi çektiği köy kliplerini günde altı kere döndürüyor, üst yöneticiler de dikkat etmiyor sanırım. Yani, menfaati olmadığından klibimi yayımlamadı.
Ekim sonunda çok sürpriz 20 şarkılık bir albüm geliyor. Bunu da ilk sizden duyuralım...
- Şimdilerde satın aldığınız kanal ile birlikte medya patronu ve iddialı bir yayıncılığa hazırlık içerisinde olduğunuzu görüyoruz.. Bize bu konuda neler söyleyeceksiniz ?
- Evet son dört aydır çok emek verip güzel projeler yapıyorum sanatçı arkadaşlarım adına. Tamamen sanatçıların kendilerini ifade edebilecekleri bir platform olması için. Şu an için uydu kanallarında yaşanan bir sorun var yayına giremeyebilirim.
- Ve sıkı dostlar... Artık gerçek dost diyebileceğimiz insanlar kaldı mı? Yıllar bazı şeyleri alıp götürüyor mu Serpil hanım? Ya da neleri alıyor bizden, yerine ne bırakıyor? Neler oluyor zamana ya da bu zamanda bizlere ?
- Dostluk diye bir mevhum yok artık. Herkes kendi gemisinin kaptanı olmuş onu yürütmeye çalışıyor. Aslında kızmıyorum, bu bir yaşam savaşıdır. Gemisini kurtaran kaptan muhabbeti.
- Bir kadın olarak hayata tırnaklarıyla tutunmaya çalışmak, yaşama dişgeçirebilmek! Sanatçı kadın olmak nasıl birşey? Zor nedir Serpil hanım sizde? Hiç başarısızlık yaşadınız mı, hayat neler götürdü desem, pişmanlık var mı desem, bana nasıl geri döner bu sorularım?
- Her şey çok zor. Benim jenerasyonum daha şanslı bu konuda. Kadının bir değeri vardı, önemi vardı, saygınlığı vardı. Yaşam şimdi çok zor, tabii ki başarısızlıklar yaşıyorum zaman zaman. Ben sanırım biraz mücadeleci ve yılmayan biriyim. Zaman zaman umutsuzluğa düşsem de kaldığım yerden yeniden koşmaya başlıyorum...
- Bir zamanlar sanatçılar arasındaki evliliklerin sonlanması normal karşılanırdı, şimdilerde her kesimde bunu görüyoruz... Ne oluyor biz kadınlara? Aile yaşantımızı, değerlerimizi, sevgimizi, saygımızı ne oluyor da bu kadar çabuk tüketiyoruz...Niçin bu kadar çabuk yitimdeyiz ?
- Ben şu anki ortamı algılayamıyorum! Her şey ortada, dışarıda. Gizem olmayan yerde merak ve saygı da olmaz. Çabuk üretip, çabuk tüketiyoruz ve bir yensine yönelirken dejenere oluyoruz.
Aile çok önemli, saygı sevgi. Düşündükçe bu işin içinden çıkamıyorum. Çünkü biz böyle bir aile ortamında büyümedik, benim çocuklarım da öyle büyümediler. Bana ürkütücü geliyor bazı aile ilişkileri. Ailesine saygı duymayan, ailesinden uzaklaşan herkes yitmeye mahkumdur. Ne olursa olsun insan yere düşünce bile '' Annem '' der. İnsan çok önemli ama ben en çok gençlerimiz için üzülüyorum maalesef.
- Evlat, kardeş, arkadaş, dost oluyoruz. En kıymetlisi ise annelik. Tüm bunlara evet !... Peki tüm bu vasıfların içinde bizim ülkemizde yakıştırmasız kadın olmak, kadın cinselliğini hissedebilmek, duygularını kadınca ifade edebilmek ve istediğince insan gibi yaşamak mümkün mü?
- Annelik bir kadının yaşaması gereken hadise. Çocuklarını sokağa atanları insanlık dışı görüyorum ve onlara işkence yapmak istiyorum.
''Duygularını ifade etmeyi tabii ki her kadın ister'' diyemeyeceğim. Çevreme baktığım zaman kadınların seks objesi olarak kullanıldığını, ayrıca genç kızlarımızın bu konudaki çok kalitesiz bir yaşam tarzını benimsemeleri ürkütüyor beni. Çok amiyane bir tabi olacak ama bazı kadınlarımızın beyinle bacak arası bütünleşmesinden dolayı erkeklerimiz de önlerine tabakta gelen kolay yemeğe alıştılar. Duygular bitti...
- Sahi Aşk' a inanır mısınız , Serpil Benay için aşk nedir? Hayatının ne kadarını duyguları kaplar?
- Aşk kadınıyım! Aşk olmazsa, birliktelik olmaz Serpil Benay'ın hayatında. Aşk yaşanılası, içine çeke çeke, sindire sindire yaşanılması gereken bir şey.
- Aşk'ın yaşı var mı peki? Yaşımız ilerlediğinde biz kadınlar duygularımızı içimize gömerek mi , içimizi apriori (önceden öldürerek ) mi, böyle mi yaşamalıyız bundan sonrasını ? Yazık değil mi göğüs kafesimizin içinde çırpınıp duran serçeye?
-Aşk'ın yaşı asla yoktur, duyguları da bastırmamak gerekir, eğer yaşanması gerekiyorsa yaşanmalı...
- Serpil Benay bu konuda kendine bir soru yöneltmek isteseydi ne sorardı?
- Serpil Benay'ın hayatında biri var mı? Hayır son altı aydır yok. Ama kalbi pırpır, Aşk'ın ayak seslerini duyuyor ve bekliyor. Yanımda çalışan arkadaşlarım biraz etrafına baksan, işlere çok gömüldün diyorlar. Gerek yok diyorum, eğer aşk geldiyse, kör de olsan görürsün. Demek ki etrafımda kalbimi pırpır edecek kimse yok.
Serpil Benay beklemeyi sever, aramaz. Zaman önemli değil ama illaki aşk gelir onu bulur!
- Çok teşekkür ederiz bu güzel ve keyifli söyleşi için size.
- Sorularınız çok keyifliydi, cevaplarken son derece mutlu oldum, teşekkür ederim...
EKİM 2008
|