| 
            
              | 
 Asya Gülgün Özkan  adimkadin@gmail.com |                    Sevtuğ Kasapbaşoğlu Hiçbirini yapmış olmak için yapmadım. Çok çallıştım, çalışmaktayım ...    - Genetik  bilimci, model, sunucu, oyuncu ve şimdilerde de solist; Peki her şey nasıl  başladı; Eğitim sürecinizden ekranlara ve şimdilerde de sahnelere nasıl bir  yolculuk oldu sizinki? Biraz dünden bugüne sizi dinleyebilir miyiz kısaca? - Tabi ki. Özel Ata Koleji'nde okurken  Lise 1'nci sınıfta Erberk Ajans'tan gelen teklifle ajansa kayıt oldum. Önce  reklamlar, diziler derken ajansla sözleşmem sona erdi ve Cerrahpaşa Tıp  Fakültesi TBB bölümünü kazandığım senede televizyon programlarında yer almaya  başlamıştım bile. Ardından sunuculuğunu yaptığım ''Sevtuğ'dan Nağmeler'' adlı  programımda konuk olan  ünlü konuklarımla  şarkı söylememle kanala adıma gelen albüm teklifleriyle birlikte sahne  sürecinin başlaması ve her konuda olduğu gibi bu konudada azim ve hırsla  çalışarak kendi çabamla  poptan jazza alaturkadan halk müziğine  şarkı seslendirmeme kadar uzanan bir süreç benimkisi.  -  Evet,  Cuma ve Cumartesi gecesi sahne alıyorsunuz ve 0n dilde şarkılar söylüyorsunuz,  nasıl bir atmosfer yaşıyor sizi dinlemeye gelenler; şarkı söylemeyi yarınlarda  albümlere de taşımayı düşünüyor musunuz, başka proje olarak neler var  cephenizde? _ Evet on dili aşkın her tarzda  şarkılar seslendiriyorum ve dans ediyorum şarkıların büyüsüne kapılarak  tabi. Hem maximum eğlencenin hemde romantizmin tadına varıyor  izleyenler. Albüm şu andaki tek hedefim; sesimi, görüntümü, dansımı, eğitimimi  harmanlayarak eksiksiz bir şekilde izleyenlerimin karşısına geçmek  istiyorum. En büyük hedefim bu şu anda.  - Kariyerinizde bugüne dek imzanızı attığınız sizi en çok memnun eden ve sizin  için en riskli çalışmanız hangisiydi? Peki bundan sonrası adına neler  olacak, neler bekleyecek bizi siz adına? - Benden herşeyi bekleyebilirsiniz  :) çalışmaktan Allah sağlık verdikçe yılmayacağım çünkü. Her an yeni şeyler  öğrenmek için uğraş veren bir karaktere sahibim. Mesela son zamanlarda yaklaşık  4 aydır keman çalmak için ders alıyorum, çalması en zor enstrümanlardan biri  olmasına rağmen zoru seviyorum sanırım :) Ben kariyerimde;okul hayatımdada  sahne ve TV hayatımdada imza attığım her projeden ve çalışmamdan memnuniyet  duydum çünkü hiçbirini yapmış olmak için yapmadım. Çok çalıştım, çalışmaktayım. - İnsan  olarak hepimizin zaman zaman yaşadığı hayal kırıklıklarından sizin payınıza  düşen nedir?  - 
              Benim payıma düşen çok hassas kırılgan ve duygusal  olduğum için büyük bir parça aslında. Ufak şeyler bile bende hayal kırıklığı  olabiliyor ama Pollyanna yapımla bunlarıda örtbas edip dışa vurmuyorum fazla. - Hayatınızın  ne kadarından memnunsunuz,  hayatın neresinde duruyorsunuz ? Yapmak  istediklerinizle, yapmış olduklarınız nasıl bir orantı içerisinde? Sizin için  zor dediğiniz bir şey oldu mu hayatınızda ya da sizin için şu an zor olan  nedir?  - Şükretmesini bilen biri olarak  hayatımdan memnunum. İstediğim herşeyi zorda olsa çalışıp sabrederek yapmanın  gururunu taşıyorum. Yapamadığım tek bir hedefim var o da albüm. Zor benim  sözlüğümde mevcut değil, sadece sabretmek gerek. Hayatın neresi olduğunu  farkedemediğim yerinde duruyorum.  - Sevtuğ’un Aşk içinde zor adımları oldu mu, hayatı aşkla adımlarken hiç  tökezlenip düştüğünü, yara aldığını, kanadığını söyleyebilir mi bize?  - Çok zor aşık olurum ama oluncada  tam seviyorum ben. Şükür ki aşk hayatında kalbimi kanatacak yada yara aldıracak  bir durum olmadı umarım olmaz. da.  - Uzun  ve soluksuz çalışma saatlerinizi düşündüğümde hayatınızı çok fazla göz önünde  yaşıyor görünüyorsunuz. Görselliğin daha ön plana çıktığı bir meslek dalı  insanı daha da takıntılı yapıyor mu?  Tüm  bunların içinde bir kadın olarak özel yaşamınızdaki gizemi nasıl koruyorsunuz,  bunu iş hayatınıza yansımaları nasıl oluyor? - Aslında evet her zaman dikkat etmek durumunda  kalıyorsunuz ancak bu gizemi korumanızda biryere kadar kendi elinizde. Özel ve  iş hayatını birbirinden ayırabilmek, düzgün yaşamak gerekiyor bence. İstemekle  alakalı herşey. Özel hayatınızdaki düzenlilik iş hayatınızada olumlu yansıyor  tabi ki.  - Salt  kendiniz için düşlediğiniz bir hayaliniz olmuştur değil mi? Bu hayalinize ne  kadar uzak  ya da yakınsınız? - Albüm, albüm, albüm :) Gittikçe yakınlaşıyorum sanırım. - Aşk’  ı hayal olarak düşünürsek, hayalinizin peşinden koştuğunuz  ya da bu hayalin gerçeğe dönüştüren mimarı  siz oldunuz mu hiç?  - Hayır hiç koşmadım. Mimarı hep karşı taraf oldu  hayali gerçeğe dönüştüren.               - Eskiyen  yanınız oldu mu hiç, yüreğiniz kışa düştü mü? Ya törpüledikleriniz? - Olmaz mı; Yürek ne fırtınalar ne kışlar  atlatıyor. Yorgun düşüyor kimi zaman ama acıları törpülemesini de biliyor  zamanla.               -  Sancısız,  bunalımsız nefes için mi yalnızlığın çıldırtıcı sığınağını aşk'a tercih ediyor  çoğu kadın, neler acıtıyor bizi bu kadar? - Bizler aşka erkeklerden daha  farklı bakıyoruz, aşkı farklı yaşıyoruz. Hayatımızı aşkımıza göre  kuruyoruz, fedakarlıklar yapıyoruz, gözümüz başka birşey görmüyor, mantığımız  yerine duygularımızla hareket ediyoruz. Aynı fedakarlığı aynı derecede aşkı  karşısındakinden göremeyen kadın acı çekiyor doğal olarak. - Hatalar , yangınlar ,ayıplar,  günahlar, pişmanlıklar, arzular, en olmak ve  kadın dedim de, günümüzdeki aşk hala eski saygınlığını taşıyor mu, hala ona  hakettiği değeri verebiliyor muyuz sizce?  - Günümüzdeki  aşk eski saygınlığından çok uzakta. Aşkın derecesi menfaatler doğrultusunda  artan bir ivme gösteriyor bu devirdeama kendi adıma söylemek gerekirse ben  hala eski Türk filmlerindeki kıvamda yaşıyorum aşkı. - Aşk'ın özünde ne var, sürekliliği için  neler gerekiyor, sizce aşk ne ile besleniyor? - Aşkın  özünde saygı sadakat tutku alışkanlık var. Sürekliliği için tek düzelikten  uzak, karşılıklı sadakatle birlikte saygınlığı asla kaybetmemek gerekiyor. Aaşk  sevgiyle besleniyor. - Bir kadın aşka nasıl inanmalı, yaşarken nelere dikkat etmeli  beraberinde?   - Bir  erkek her anını sizinle geçirmek istiyorsa, sizin için fedakarlık yapıyorsa, önce  kendini değil sizi düşünüyorsa, kıskanıyorsa o erkek aşıktır. Aşkı yaşarken  nasılsa bana aşık deyip kendini bırakmamak gerek. Hep aşkı canlı tutmalı yani. -  Nedenini , olurunu düşünmeden ve hiç  sorgulamadan yaşadığınız bir aşkınız oldu mu? - Evet  aşk bu zaten sorgulayamıyorki insan hiçbirşeyi; gözleri kararıyor insanın. -  Bu  kelimelerin karşılığı nedir sizde?  - Pişmanlık: HiçbirşeyVazgeçilmez: Hedeflerim
 Acı: Ölüm
 Tutku: Aşk
 Aldanma: Yalan  dostlar
 Aile: Annem
 Gelecek: Umut
 Geçmiş: Anılar
 Korku: Gelecek
 Hasret: Tatil
 Mutluluk: Aile
 
 -  ‘'Adım Kadın'' sizi konuk  ettiği için çok mutlu. Bu keyifli söyleşi için çok teşekkür ederiz . Tüm  düşlerinizin gerçekleşmesi dileklerimle.     ŞUBAT   2009     |