müzik - hâl / Sumru Ağıryürüyen

 

- Solo albümünüz ‘’Issız’’ geçtiğimiz günlerde dinleyicisi ile buluştu. Öncesinde; siz Sosyoloji bölümü mezunusunuz ve bir dönem tiyatro ile ilgileniyorsunuz. Beraberinde çevirmenlik, metin yazarlığı gibi uğraşlarınız da varken bir gün müzikle nasıl karşılaşıyorsunuz? Notalarla o ilk buluşmanızı sizden dinleyebilir miyiz?

- Aslında müzik hep vardı. Ailemde müzikle ilgilenen çok kişi var. Sekiz-dokuz yaşlarında babamdan mandolin öğrendim. İkili çalmaya başladık sonra. Annemin, teyzelerimin, amcamın müthiş güzel bir sesi vardır mesela. Birçok türde müziğe aşina oldum aile ortamında. Sonra, lisede halk müziği korosu, ardından üniversitede önemli bir müzik ve tiyatro insanı olan Semih Fırıncıoğlu’nun korosu ve tiyatro müziği çalışmalarım... Derken, üniversite bitti, Jeyan (Erpi) - Nükhet (Aruca, ki 1987’de kaybettiğimiz çok değerli bir caz şarkıcısıdır) - Sumru üçlüsü şeklinde İstanbul Gelişim Orkestrası ile çeşitli projelerde yer aldım. Ajda Pekkan ve Sezen Aksu gibi starlar ile İstanbul Gelişim’deki değerli müzisyenlerin dışında, Atilla Özdemiroğlu, Onno Tunç gibi isimlerle çalıştım. Bu dönem benim için önemlidir. Daha sonra, grubumuz Mozaik ile başka bir yola girdim...

- Yeni Türkü’den Bulutsuzluk Özlemi’ne; Sertab Erener’den Ezginin Günlüğü’ne. Sesiniz ve mandolininiz hep bir aşkla buluştu değil mi bu albümlerde? Sesinizin ve enstrümanınızın bizlerle bu ilk buluşmaları sizin için peki nasıl heyecanlardı?

- Mozaik’ten sonra herhangi bir gruba girmek istemedim. Ama, Ezginin Günlüğü’nden arkadaşlarım beni hiç olmazsa albümlerinde konuk olmaya ikna ettiler, iyi de ettiler. Bugüne uzanan çok güzel dostlukların temeli atılmış oldu böylece. Nadir Göktürk, bana tarihim için çok önemli, çok güzel bir şarkısını “armağan etti” (Mutlu Olmak Varken). Tanju ve Cüneyt ise hayatın müziği içinde en iyi dostlarım oldular. Yeni Türkü kayıtları da heyecanlı, sıcak bir anı benim için. Birlikte bir Hollanda konserimiz oldu; Cengiz Onural ile başka kayıtlar da yaptık. Genellikle albümlerde sesimle yer aldım. Ama Lal, mandolin kayıtlarım içinde ayrı bir yere sahip. Bu çok güzel eseri Uzay Heparı’nın düzenlemesiyle (yanılmıyorsam) çaldım. Özel bir müzisyendi, ölünce çok çok üzüldüm. Cengiz’in son albümündeki mandolin partimi de çok seviyorum. Bulutsuzluk Özlemi kayıtlarımız ve konserler de çok eğlenceliydi. Aslında, bugün birlikte müzik yaptığım, ‘’Issız’’da çalan dostlarımla birlikteliklerimiz ta o yıllara dayanıyor. Yani, galiba işin sırrı, söylediğim - çaldığım parçalara o grubun bir parçasıymışım gibi, heyecan duyarak yaklaşmam. Aynı heyecan ve özeni, ''Issız’'da çalan dostlarımda da hissetmek beni çok mutlu kıldı.

- Bir dönem yine bir başka değerli sanatçı Muammer Ketencoğlu ile bir dizi konserler verdiniz. Burada balkan şarkıları söylediniz ve birçok temsiller verdiniz. Derken çeşitli rock gruplarında isminiz ile karşılaştık biz. Halk şarkılarından caz’a, rock tınılara geniş bir yelpazede birçok projede yer aldınız. Tüm bunlar nasıl bir renkti sizin için? Bu süre içerisinde bir solo albüm yapma fikri peki var mıydı beraberinde?

- Muammer ile çalışmalarımız da çok ayrı bir yere sahip. Çok güzel bir dostluğun ürünleri diyebilirim. Brenna MacCrimmon da müzik ufkumu genişleten dostlarımdan. Onunla birlikte söylemek büyük keyif. Kumdan Kaleler, grubum olarak benimsediğim bir oluşumdu.  Nekropsi grubundan Tolga Yenilmez ile müzik üzerine epey kafa yorduk. Bugünkü müziğimde ve hayata olan yaklaşımımda onun etkisini anmadan geçemem. Benim için müzik çok renkli ve çok bütünlüklü bir şey. O yüzden, sevdiğim, farklı tarzlarda projelerin içinde tınlama olanağı bulduğuma çok seviniyorum. Son dönemde birlikte çalıştığım Yinon Muallem de farklı müzikal arayışları olan ve beni yüreklendiren dostlarımdan. Göksel Baktagir, Yurdal Tokcan gibi ustalar ve İstanbul Sazendeleri ile çalışmaya başlamam ise önümde yepyeni bir ufuk açtı diyebilirim. Onlara da çok şey borçluyum.

Solo albüm yapma fikri 1990’lara dayanıyor. Sevgili Ayşe Tütüncü ile bir deneme yaptık önce ve bugün albümde yer alan bazı parçaları o zaman ortaya çıkardık. Ümit Kıvanç da sözler konusunda destek oldu. Sonra, birlikte çalışmaktan vazgeçtik; yıllar sonra 2003 gibi Tanju Duru ile tekrar ele aldık projeyi.

- Ve geçtiğimiz günlerde ‘’Issız’’ ismini verdiğiniz ilk solo albümünüz ‘’Kalan Müzik’’ tarafından yayınlandı. Öncelikle albüm, sizin bugüne dek yolculuğunuzu geçtiğimiz sene içinde kaybettiğimiz değerli müzisyen Tanju Duru’nun birikimi ile buluşturuyor öyle değil mi ki; çok özel iki bestesi de yer alıyor? Nasıl bir müzisyendi kendisi ve ‘’Issız’’ adına yine gerek sizin adına yerini sizden dinleyebilir miyiz bir kere daha kendisini anmak adına?

- Evet, bu kesinlikle bir buluşma... Ne yazık ki, bugüne birlikte erişemedik. Onun albüm hakkında, emekleri hakkındaki bunca güzel sözü duymasını çok isterdim. Tanju benim için her şeyden önce çok sıkı bir dosttu. Müziğimizi ve elbette dostluğumuzu titizlikle işledi. Mükemmeliyetçi, sağlam bir icracı, besteci, düzenlemeci ve stüdyo adamı olduğunu, onunla çalışan her müzisyen gibi, albümü ‘’Duru Zamanlar’’ı, ‘’Issız’’ı ya da diğer kayıtlarını dinleyen herkes söyleyecektir. Tanju, ‘’Issız’’da bir zoru başardı; kendi albümü gibi yaklaşarak, ama benim adıma bir müzik çıkardı ortaya...

- Yine bu albümün çok özel bir kadrosu var; Şöyle bir baktığımızda Mehmet Güreli’den Erkan Oğur’a, Ayşe Tütüncü’den Akın Eldes’e bir sözü ile Murathan Mungan’a ve daha birçok değerli enstrüman sanatçısına; kolay kolay bir arada göremeyeceğimiz nefis bir ekip bu. Nasıl hazırlandınız ‘’Issız’a, ne kadar soluklu bir çalışma oldu ve bu değerli isimlerle bu albümü hazırlamak sizin için nasıl bir duygu?

- Bahsettiğim gibi, 2003’ten beri, ince ince, zaman zaman epeyce tartışarak, ara verip dinleyerek çalıştık. Kuşkusu, zaman içinde değişen müzikal tercihlerimizden de etkilendi müziğimiz. Albümde yer alan her sanatçı, sözü ile müziği ile ‘’Issız’’a damgasını vurdu. Onları bir araya getiren her şeyden önce Tanju oldu. Her bir dostumuzun varlığı benim için hayattaki en büyük armağanlardan biri... Ne diyebilirim başka...

- Siz müziğin içinde hep vardınız ve biz sizi birçok etkinlikte sahnelerde defalarca izledik. Peki bu albüm ile birlikte çeşitli projeler var mı, olacak mı beraberinde? Örneğin en son ‘’Sonbahar’’ isimli filmin müziklerinde de ekibin içinde yer aldınız; önümüzdeki günler adına benzer başka sürprizler var mı siz adına beklememiz gereken?

- Sürprizler sürpriz kalmalı :) Şimdi söylersem olmaz ki... Müziğe gücüm yettiğince devam etmek istiyorum. Şu sıralar, ‘’Issız’’ın konser projesi haline gelebilmesi için çalışıyorum. Başka projeler de sürüyor elbet. Göksel, Yurdal ve İstanbul Sazendeleri ile çeşitli projelerde yer alıyorum. Konuk solistlerinden olduğum Tekfen Filarmoni de, çok özel bir orkestra olarak bunlardan biri örneğin. Müzisyenliğin yanı sıra, Kadıköy’deki Gitarcafe’nin (www.gitarcafe.com) müzik organizasyonlarıyla ilgileniyorum ve bu yıl inşallah 2.si düzenlenecek olan İsmet Sıral Yaratıcı Müzik Atölyesi’nin (www.iscms.org) de ekibi içindeyim. Bu oluşumlar da çeşitli sürprizleri besliyor. ‘’Sonbahar’, örneğin, Gitarcafe’nin sahibi Onok Bozkurt’a ve bana, arkadaşım ve o zamanki ortağımız Ayşenur Kolivar’ın getirdiği, yine birlikte müzik yaptığım Yuri Ryadchenko gibi değerli bir müzik insanını da yanımıza alarak gerçekleştirdiğimiz bir proje. 

- Son günlerde gerçekten özel albümler kapımızı çalıyor ve kuşkusuz ki ‘’Issız’’da onlardan biri. Böyle özel albümleri bir başka özlüyor dinleyici ve bir başka sarılıyor . Albümle ilgili şu ana kadar siz nasıl tepkiler alıyorsunuz dinleyicilerden?

-  Albüm hakkındaki yorumunuza teşekkür ederim. Gerçekten çok güzel tepkiler alıyoruz dinleyenlerden. Bu çok yüreklendirici bir şey. Herkese sevgili Tanju Duru ve albümde emeği geçen herkes adına çok teşekkür ediyorum. Ayrıca, sevgili Hasan Saltık ve Ulaş Özdemir’e Issız’a inandıkları için çok teşekkür ediyorum. Böyle bir zamanda basmayı göze aldılar albümü...

- Bugüne kadar içinde yer aldığınız birçok özel çalışma bir yana başka bir hayaliniz var mı peki bundan sonrası adına? Çalışmayı istediğiniz bir müzisyen ya da özel, hayata geçirmeyi düşündüğünüz çeşitli bir proje; peki klip olayına sıcak bakıyor musunuz? Klip çekmeyi düşünüyor musunuz bu albümden şarkılara?

- Klip çekmeyi hiç düşünmemiştim. Ama, bazı parçalar görsel bir çalışmayla iyi olabilir diye düşünüyorum. Çalışmak istediğim birçok müzisyenle zaten bir aradayım :) Ama, bir takım hayallerim var tabii... Bakalım...

- Ve son olarak bir gününüz nasıl geçiyor müzik çalışmalarınız dışında onu öğrenmek istiyorum. Sizi en çok neler mutlu eder hayatta, nerede olmak sizin için huzurdur, bilmediğimiz başka özel hobileriniz var mıdır, sizin için hayatı özel kılan başka renkler nelerdir?

- Aslında, müzik ve organizasyon işleri çok büyük zamanımı alıyor. Bazen çeviri yapıyorum, para denen şey - can sıkıyor çünkü... Sevdiğim insanlarla birlikte olmak, müzik dinlemek, sohbet etmek, doğanın içinde olmak, yolculuk etmek... Kitap okuyabilecek, sinemaya gidecek zaman bulmak... Kızımla sohbet edebilmek (hiç inanmayacak ama)... Zamanı ev dışında geçen biri olarak evimde olmayı da seviyorum. Böyle bir şeyler. Hobilerim vardı, resim yapmak gibi... Ama başımı kaşıyacak vakit bulamıyorum ki.

- Bu keyifli söyleşi için ben çok teşekkür ederim. Nice söyleşi de daha nice şarkı görüşebilmek adına çok sevgiler.

- Ben teşekkür ediyorum; ilginiz, inceliğiniz için. Her şey gönlünüzce olsun.

 

 

Sumru Ağıryürüyen Web Sitesi

Söyleşi : Kadri Karahan / Şubat 2009