- İlk albümünüz ‘’Barcelona’’ geçtiğimiz günlerde dinleyicisi ile buluştu ve keyifli bir soluk oldu dinleyicide. Ama albüme gelmeden önce en başa dönelim ve düne bir yolculuğa çıkalım istiyorum. Mesela hayatınıza müzik ilk kez nerede dokundu; nasıl karar verildi de o ilk adımlar atıldı; nasıl bir eğitim süreci yaşadınız?
- Müzikle lise yıllarında tanıştım diyebilirim sanırım. Bir arkadaşım bağlama çalıyordu onun bağlamasını ödünç aldım önce sonra gitar girdi hayatıma sonra da tenor saksafon. Müzik okuluna gitmedim hiç ama etrafımdaki bizden önceki nesil abilerimizden ve albümlerden öğrenmeye çalıştım müziği. Eski ve yeni ustaları dinlemek ve onları taklit etmeye çalışmak sanırım en önemli eğitim süreci. Elimizden geleni yapmaya devam ediyoruz.
- Biyografinize baktığımda özellikle 2005 tarihinden bu yana adınız ile birçok yerde karşılaşıyorum. Türkiye’de gerçekleştirdiğiniz çalışmaları mesela İtalya yolculuğunuz izliyor. Burada da alınan bir eğitimi beraberinde konserler, çeşitli müzisyenler ile çalışmalar takip ediyor ki sınırların ötesinde size neler hissettiriyor, neler katıyor bu yaşananlar?
- İtalya süreci çok etkili oldu hayatımda, oradaki çok çalışma ve ciddiyet beni çok etkiledi. Hala orda tanıştığımız hocalardan ve öğrencilerden bazılarıyla iletişim devam ediyor. Claudio Fasoli, Mario Raja mesela, hala çok yardımcı oluyorlar.
- Daha sonra yeniden Türkiye’de çeşitli festivallerde, konserlerde bulunuyorsunuz ki önemli müzisyenler ile çalıştığınızı gösteren kocaman bir liste ile karşılaşıyoruz burada. Tüm bu projelerin içinde yer almanın ve bu isimler ile çalışmaların bu kez ülkemiz sınırları içindeki boyutunu dinleyebilir miyiz?
- İnsanın kafasının içinde duymaya çalıştığı zaman zaman da hayal ettiği müziği icra etmeye çalışması çok güzel bir deneyim ve belki de bütün bu uğraşların hedefi de bu. Etrafımızda aynen de böyle düşünen, sizin kafanızdakini duymaya belki de ona başka şeyler katmaya çalışan, dürüstçe müzik çalmaya gayret eden bir sürü iyi müzisyen var. Ve onlarla beraber müzik üretmeye çalışmak güzel bir duygu. Caz müziğinin doğası gereği her zaman planladığınız gibi olmayabiliyor ama planladığınızdan daha güzel olduğu zamanlar da olabiliyor.
Umarım daha çok çalar, daha çok deneyim sahibi olur ve daha iyi şeyler üretme motivasyonunu üretiriz hep beraber.
- ‘’Barcelona’’ albümünü öncelikle keyifle dinliyorum ama açıkçası hazırlık sürecini öğrendikten sonra bu albümün değerinin ikiye katlanması gerektiğini düşünüyorum :) Albüm öncesinde ABD’de kaydedilmemeye hazırlanıyor ama daha sonrası yaşanan tatsızlıklar rotayı Barcelona’ya çeviriyor ki bu istikamete de varmak biraz zaman alıyor? Yaşanan bu koşuyu bir de sizden dinleyebilir miyiz?
- Epeyce anlattım bu hikayeyi, özeti siz sorunuzda vermişsiniz zaten :) Aslında bu hikaye dinleyici açısından önem taşımıyor, zor zamanlardı ve bir şekilde atlattık. Ben de herhangi bir müziği dinlerken onun ne kadar zor şartlarda yapıldığına bakmıyorum tabi ki. O yüzden umarım dinleyenlerin aklına zor şartlar gelmez albümü dinledikten sonra :)
- Gitarda Dave Allen, akustik basta Masa Kamaguchi, davulda Marc Miralta bu albümde birlikte çalıştığınız müzisyenler. Ahmet Adnan Saygun dışında çalışmalar sizin imzanız. Öncelikle bu ekip ile çalışmaya nasıl karar verildi, repertuar hazırlığı sürecinde sizi neler bekledi?
- Gitarda Dave Allen zaten olmazsa olmaz seçenekti. Diğer müzisyenler kaydı Barcelona'da yapma fikrinden sonra netleşti. İkisi de Barcelona da yaşıyor. Marc Miralta ile zaten tanışıklığımız vardı. Masa ile orda tanıştık.
Repertuvar belliydi zaten, nerdeyse bütün bestelerimi götürdüm çalmak için, hemen hemen hepsini çaldık. Ayrıca Adnan Saygun'un keman konçertosunun arenjesini de hazırlamıştım önceden. Zaten bunun dışında caz standartı yada herhangi başka bir düzenleme koymayı düşünmemiştim albüme. Zaten gerekli olandan fazla sayıda parça vardı, biz de onları çaldık ve albüme en uygun olanları seçip albüme koymaya çalıştık.
- Derken albüm dinleyicisine ulaştı ve konserleri gerçekleşti - gerçekleşmeye devam ediyor. Dinleyicilerin tepkisi nasıl oldu albüme ki bu buluşmaların sonrasında nasıl duygular ile ayrıldınız?
- Şu ana kadar aldığım tepkilerden gayet memnunum diyebilirim. Gerçekten beğenenler ile beğendiğini öylesine söyleyenleri ayırt edebiliyor insan zamanla. Ama albümün parçalarını konserlerde çalmak ve onların geliştiğini güzel ve eksik yönlerinin ortaya çıkmaya başladığını görmek, ve daha iyi müzikler ortaya çıkarabileceğini hissedebilmek çok güzel bir duygu.
- Enstrümantal albümlerin böyle de bir büyüsü var öyle değil mi? Bir söz taşımamış olsa bile dinlediğinizde mutlaka söyleyecek sözü olduğunu hissedebilirsiniz ve sizi alıp götüreceği bir yer vardır. Peki sizin hayatınızın en önemli albümleri nelerdir? Bir gün çalışmayı istediğiniz müzisyenler var mı özellikle?
- O kadar çok albüm ve isim var ki, çok düşünmeden hızlıca sayayım en iyisi. Ama bu liste herşeyi yansıtmıyor tabi ki, ilk aklıma geliverenler.
Şüphesiz eski üstadlar,
Wayne Shorter, John Coltrane, Joe Henderson, Sonny Rollins, Joe Lovano, Warne Marsh, Lester Young, Lee konitz, Mark Turner, Chris Cheek, Ligeti, Stravinski, Charlie Parker, Billi Holiday, Paul Motian, brian blade, Dave Allen, Ben Monder, Kenny Garrett, Bill Evans, Elvin Jones... Saymakla bitmez sanırım, gereksiz bir liste oldu. O kadar çok iyi müzisyen ve albüm var ki :)
- Ya bundan sonraki projeleriniz neler olacak? Kuşkusuz konserler devam edecek ama beraberinde sizi, siz adına bizi neler bekleyecek?
- Hali hazırda bir kaç değişik proje sürmekte, umarım onları daha iyi duruma getirme şansımız olur. Belki de o projeler ile de albüm kaydetme şansımız olur. Bakalım.
- Son olarak hayatınızın diğer karelerine dokunalım istiyorum, diğer renklerine. Orada nasıl bir portre var karşımızda. Vazgeçemedikleriniz diyelim mi kısaca ve size kattığı keyifler, heyecanlar, dokunuşlar.
- Bu da uzun bir liste olabilir :) Bana biraz zor geliyor şunları seviyorum, şunları yapıyorum demek, o yüzden bu soruyu atlasam olur mu?
- Çok teşekkür ederim bu keyifli söyleşi için. Yeniden görüşmek üzere çok sevgiler …
- Ben çok teşekkür ederim, vakit ayırdığınız için. Görüşmek üzere.