- Müzikle küçük yaşlarda tanıştınız, mandolin ve gitar çalmaya başladınız ama daha sonra farklı bir eğitim almaya karar verdiniz. Ama müzik hep vazgeçilmezinizdi değil mi, öyle ki bir gün geldi ve bu işi profesyonel olarak yapmaya karar verdiniz. O yılları, heyecanını, biriktirdiklerinizi sizden dinleyebilir miyiz?
- Evet gerçekten müziğe küçük yaşlarda başladım. Önceleri mandolin çalıyordum ama sonra beni ifade edecek enstrümanın gitar olduğunu keşfettim. Okula gelince aile de müzisyen olmayınca sizi müziğe yönlendirecek kimse olmuyor, ve herkes gibi normal bir eğitim almanızı istiyor aileniz. Açıkçası ben de bunu denedim ama çok kısa bir süre sonra yanlış yaptığımı fark edip okuduğum üniversiteyi terk edip müzik okumaya başladım. Gerçekten zor zamanlardı çünkü bu iş için kimseden yeterli desteği almamıştım. Bu sebepten o dönem de ürettiği şeyler benim için çok önemli ve özeldir.
- Öncelikle Büyük Taarruz isimli bir grup kurdunuz ve bir süre sahnelerde performanslarınız oldu birlikte. Daha sonra Grup Çığlık izledi bu süreci ve bu grupla birlikte bir de albüm yayınladınız. Daha sonra tek başına yola devam etmek istediniz ve gruptan ayrıldınız. Bu birliktelikler peki size neler kattı? Bugün baktığınızda bu gruplarla gerçekleştirdiğiniz çalışmalarınızı nasıl anımsıyorsunuz?
- Grup müziği yapmak çok güzel ve bir o kadar da zor bir iştir. Ben bu açıdan şanslıyım çünkü uzun yıllar grup müziği yaptım. Bir grupla müzik yapmak açıkçası öncelikle egonuzu cebinize koymayla başlar. Bu da bir sanatçı için öğrenilmesi çok zor bir kazanımdır.
- Geçtiğimiz sene ilk solo albümünüz ‘’Rüzgarın Peşinden’’ yayınlandı ve çok geçmeden onu geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir başka albüm izledi ki ona gelmeden önce bu ilk solo albümünüzü konuşalım istiyorum. Kimlerle çalıştınız bu ilk albümde ve nasıl tepkiler aldınız dinleyicilerinizden?
- ''Rüzgarın Peşinden'' albümü benim prodüktörlüğümde çok zor bir süreçte hazırlandı.albümdeki enstrümanlar bu ülkenin en iyi müzisyenleri tarafından çalındı. Bizim sürekli bir vakit problemimiz var başka sanatçıların yönetmenliğini de yaptığım için sıra en son kendime geliyor. Ama sonuç olarak tamamen arkasında durabileceğim uzun yıllar sıkılmadan dinlenecek bir yaptım. Aldığım tepkiler bunu gösteriyor.
- Bu yeni çalışma ‘’Suskun’’ ise enstrümantal bir albüm. 23 şarkı yer alıyor ve tümü sizin bestelerinden oluşuyor. Peki böyle bir albüm fikri hep var mıydı, nasıl hazırlanıldı bu albüme, bu şarkılar nasıl bir süreçte hazırdı; ve yine kimlerle çalıştınız bu albümde? Sizin hayatınızda yeri nasıl olacak?
- Öncelikle şunu belirtmek isterim ben bir besteciyim şiir ya da şarkı sözü yazmayı pek sevmiyorum, kendimi notalarla ifade etmek daha kolay geliyor bana. O yüzden enstrümantal bir albüm fikri yıllardır vardı kafamda. Yaklaşık üç yıl süren bir çalışmadır ‘’Suskun'’. Biraz önce de bahsettiğim gibi benim çok iyi bir müzisyen ekibim var yaptığım bütün albümlerde birlikte çalışıyoruz.
- Ülkemizde enstrümantal albümlerin iyi bir dinleyicisi her zaman için oldu. Bu şarkılar ayrı bir dinleniyor, saklanıyor ve hiç eskimiyor gibi, size göre de öyle mi? Büyüsü nedir bu şarkıların; bu şarkıların hakkı nasıl verilir; enstrümantal bir albüm yapmanın kendi içinde kriterleri nelerdir?
- Sözsüz müzik adı üzerinde içinde söz yok insanlar ne hissediyorlarsa onu buluyorlar enstrümantal şarkıların içinde. Açıkçası sadece sözsüz müzik yapmanın değil genel olarak müziğin herhangi bir kriteri olmadığını düşünüyorum.
- Bu albüm ile birlikte peki neler olacak? Bundan sonrası adına projeleriniz nelerdir? Konserler, sahneler ile ilgili aranız nasıl oldu bu geçen süre içinde; yine çalışmalarınız olacak mı bu anlamda önümüzdeki günlerde?
- Şu günlerde albümle ilgili bir konser projem yok. Çünkü bunun için zamanımız yok. Film ve dizi müziği projelerimiz var ve son sürat bunlarla ilgili çalışıyoruz. Zaten çok yakında duyacaksınız.
- Web siteniz aracılığı ile çalışmalarınızı takip etmemiz mümkün. Ayrıca internette çeşitli platformlarda da sayfalarınız mevcut. Dinleyicileriniz ile olan iletişiminiz nasıl peki; size dair en çok ne merak ediliyor, en çok ne soruluyor?
- Evet bir tane resmi web sitem var fakat onun dışında bir sürü benim adıma açılmış sayfalar var. Bu sayfalar aracılığıyla insan benimle iletişime geçebiliyorlar tabi bunlara direk olarak ben bakmıyorum ama bu işlerle ilgilenen birkaç tane arkadaşım var bana mesajları ulaştırıyorlar. Bana dair en çok sorulan sorular - şaşkınlıkla söylüyorum ki - özel hayatımla ilgili, bunun yanın da sizi neden magazinde vb. göremiyoruz diye sorular geliyor. Gülümsüyorum.
- Dünden bugüne sizi etkileyen müzisyenler kimler olmuştur? Bir gün için birlikte çalışmak istediğiniz müzisyen var mı bu anlamda? Müzik dünyasında hareketlilik hiç hız kesmiyor. Siz bu gelinen noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Size göre bu renklilik olumlu bir akışta mı seyrediyor.
- Çok fazla müzisyenden etkilendiğimi söyleyemem Cem Karaca dışında tabi.. ve şu anda çalışmak istediğim bütün müzisyenlerle birlikteyim zaten. Müzik dünyası gerçekten çok hareketli ortalıkta bir sürü şarkıcı müsvettesi var. Doğru düzgün müzisyenler bunların arasından sıyrılamıyorlar çünkü halk artık herkese aynı gözle bakmaya başladı - haklı olarak - bu durumdan çok mutlu olduğumu söyleyemem tabii.
- Son olarak müziğin dışında nasıl bir portre ile karşı karşıyayız adınıza? Hayatınızın diğer renkleri, diğer güzellikleri nelerdir? Sizi tanımlayan, tamamlayan diğer tatları nelerdir hayatın?
- Müziğin içinde çok sakin ve sabırlı,dışında ise bir hayli sinirli bir adam olduğumu söylüyor çok yakınlarım tabi bunun bir sebebi var; bütün sabrımı ve enerjimi bu işe veriyor olmam…. Edebiyatla aram çok iyidir. Kitapları çok severim. Zaten çok yakında tarihi bir roman tadında bir kitabım yayınlanacak. Bunların dışında yapacak çok az şey kalıyor açıkçası bu zamanlarda da ailemle beraber oluyorum.
- Çok teşekkür ederiz bu keyifli söyleşi için. Daha nice albümde görüşmek dileklerimizle.
- İnşallah, ben teşekkür ederim.