- TRT Çocuk Korosu'nda başladı herşey ve vokal de yaptınız o yıllarda yine bir opera oyununda da oynadınız ki; belki de daha fazlası. Müzik ile tanıştığınız süreci ve onunla dolu çocukluk günlerinizi dinleyerek sohbete başlayabilir miyiz?
- Aslında pek de isteyerek başladığım söylenemez müziğe. Evet çocuk yaşta TRT ile başladım. Koroya gitmek istemeyen biri ve onu sürükleyerek götüren annesi. İyiki de zorlamış. Zamanla düşünceler değişti ve kısmet işte buralara kadar geldi. Hiç aklıma gelmezdi bugün bir albüm çıkarmış olacağım.
- Müzik yolculuğunuz daha sonra bir yerde durdu mu çünkü sizi biz başta sizi ‘'Hayat Bilgisi'' isimli TV dizisinde tanıdık ve sonra çeşitli reklam filmlerinde de izledik. Tesadüfen başlayan bir oyunculuk muydu ve neler tattırdı size? Yeniden göz kırpılacak mı bir teklif geldiğinde ya da sürpriz projeler var mı bu anlamda bekleyen?
- Açıkçası müziği hep sevdim fakat kimse bana gel albüm yapalım demedi hiçbir zaman, bir şeyler yapmak için insan kendisi çabalamalı öncelikle. Bende bir şeyler başarabilmek için bir yandan sözler yazmaya devam ederken bir yandan da ajansa girdim belki bir teklif gelir diye ve reklamlarla dizi böyle ortaya çıktı. O gün biri gel sana albüm yapalım demiş olsaydı tercih edeceğim seçenek gene müzik olurdu. Ama kesinlikle oyunculuk çok eğlenceli bir iş tabi hakkıyla da yapmak gerekiyor eğlenirken, ben oyuncu değilim, sadece elimden geleni en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum her zaman. Bundan sonrası için şu an bir şey yok oyunculukla ilgili. Yakınlarda müzikle ilgili bir TV programı sunmayı planlıyorum. 2008 Ocak içinde belli olur tahminimce.
- İlk albümünüz ile geçtiğimiz günlerde tanıştık. ‘'Yine de Olmuyor'' ismini taşıyan bu albümünüzle peki nasıl hazırdınız artık ve beraberinde nasıl hazırlandınız bu albüme? Özellikle kimlerin desteği oldu size. Albümde dört şarkı bir remix dinliyoruz ilk etapta bunun özel bir sebebi var mı?
- Bu albümde Suat Suna'nın ve albümü çıkarmama destek olan bazı sevdiklerimin çok yardımını gördüm. Romantik müzik mantığında Suat Suna ile fikirlerimiz çok uyuyor birbirine. Bu yüzden çalışmamız rahat oldu.Yaklaşık 3,5 ay sürdü. Selçuk Suna, İsmail Soyberk, Serhan Yastıman gibi başarılı müzisyenler var albümde. Dört şarkının aslında benim için bir önemi var. Bu dörtlü farklı yıllarda yapılmış ve dört senedir uğraştığım iş için bekleyen dört şarkı. Belli zorluklarla ve inatla geçen dört senenin ifadesi. Şubatta full albüm tarzına dönmeyi düşünüyorum.
- Gerek fiziksel benzerliğiniz gerekse latin ve flamenco ritmlerle süslü ritimleriniz üzerine sizin için Türkiye'nin Ricky Martin'i deniliyor. Bu durumdan sizin bir rahatsızlığınız oluyor mu?
- Ricky Martin ilk çıktığında ben çocuktum ve tanımazdım yedi sekiz sene önceden başladı bu ne kadar benziyorsun sözleri. Ben açıkçası rahatsızlık duymuyorum duymak içinde bir neden görmüyorum. Dünyanın tanıdığı çok başarılı bir şarkıcı. Keşke imkan olsa da bende öyle büyük bir başarı yakalasam.
- Bu ilk albüm için ne gibi tepkiler aldınız dinleyiciden ve bu duyumlar sizi ikinci bir albüme nasıl hazırlayacak şimdiden? Olası bir hazırlık eğer söz konusu ise tarzınız ikinci albümde de ağırlığını gösterecek mi yoksa sürprizlere açık olalım mı?
- İkinci albüm hakkında aynı açıklamayı yapıyorum hep. Şu an çıkmış olan albüm romantizm içeren bir albüm. Etrafta çok elektronik ve hareketli şarkılar varken ve kışa girerken slow'u tercih ettim. İkinci albümde 10-12 tane şarkı olacak ve Şubat sonlarında ilkbaharla beraber gelecek. Tabiî ki o dönem biraz hareketlenmemiz lazım artık. Slow müzik benim ruhumda var, hiçbir zaman benden ayrılmaz;bu tarz hep olacak. Yanında da yaza hazırlanan hareketliler olacak. Benim hareketli diye tabir ettiğim şarkılar hiçbir zaman hadi eller havaya tarzı olmaz. Gökyüzüne baktığın zaman ya bütün yıldızları dans ederken göreceksin yada gökyüzüne bakmayacaksın. Kısacası hep uç noktayı hesaplarım, uç nokta kopmak kelimesiyse, o zaman onu yaparım.
- Peki ya tanıtım sürecinde bu albümün neler bekliyor bizi? Örneğin bir klip çekildi ve albümle birlikte sunuldu; diğerleri içinde düşünülüyor mu ve elbette sahne? Bir program var mı bu anlamda, sizi yakın tarihlerde nerede dinleme şansını bulacak sevenleriniz?
- Bu albümle ilgili çok yoğun bir tanıtım yapmadım. Açıkçası bu albümle nabız yokluyorum, hem kendi açımdan hem genel iş ve insan çevresi olarak. Klip çekildi ve evet albüme koyuldu. Müzik kanallarına verildi sanırım artık biraz daha fazla görmeye başlarız fakat tanıtmak ve tanınmak için ekstra bir çabam hiç olmadı ve olmayacak çünkü kaliteli iş elbet fark edilir. Bu işte en önemli şey sabır. Herkes hak ettiğini alır sonunda. Şuan bir sahne çalışmam yok. Ara vermeden yeni albümün çalışmasına girdim ve dediğim gibi bir TV programı yakında olabilir bunun dışında şuanda sahne almayı planlamadım fakat her şey plana göre gitmeyebilir tabiî ki. Bir değişiklik olursa zaten web sitemde mutlaka duyuruları yapıyorum.
- Yine biyografinize dair düştüğünüz notlarda hayallerinizden söz etmişsiniz ve onlara inanıp ideallerinizi gerçekleştirmek üzere yola çıktığınızın altını çizmişsiniz. Yiğit Giray hayallerine şimdilik kavuştu mu ya da bir gün için müzikte nerede olmak, nereye koşmak istiyor?
- Hayal tek başına güzel bir şey değildir aslında. Ben hedeflerimle hayallerimi bir tutuyorum. Benim hayallerim hedeflerim ve bunun için yaşıyorum. Hayallere kavuşmak biraz göreceli bir söz. Evet şimdilik kavuştum çünkü ilk hedefim albümü yapmaktı yani ilk hayalim. Bu gerçekleşti ama sırada her zaman yenileri vardır. Zaten bir insanın hedefi hayali yoksa bedendeki ruhu beslemek imkansızdır. Hayatın heyecanı zevki kalmaz. Nerelere kadar koşabilirim bilmiyorum fakat ne kadar koşacağımı biliyorum. Son adımıma kadar.
- Bugüne kadar kimler size eşlik etti müzik yolculuğunuzda? Kimleri özellikle dinlediniz ve hangi isimler sizde özel oldu? Bir düet şansı verilse kiminle değerlendirmek isterdiniz? Günümüz müzik piyasasında yine kimleri başarılı buluyorsunuz?
- Her tür müzik dinlemeyi seven biriyim, bir tek arabesk diye adlandırılan müziği dinlemedim. Kötü veya iyi diye yorumlayamam sadece merak etmedim bu sebeple dinlemedim. Genelde yabancı müzik dinliyorum. Modern sayabilirim kendimi bu konuda. U2, Savage Garden, Blink 182, Gren Day gibi grupları severim. Dinlemekle söylemek farklı, dinlemeyi severim, söylemeyi denemedim bile tarzlarını. Türklerden de Nev'i gerçekten beğeniyorum, Mor ve Ötesi dinlerim, Fatih Erkoç, Edip Akbayram özellikle sayabileceğim isimler.
- Müziği bir yana bıraktığımızda günlük hayatta size neler eşlik ediyor? Bildiğim kadarı ile eğitiminiz devam ediyor ya sonrasında kalan zamanınızda? Neleri paylaşmayı ve yaşamayı seviyorsunuz?
- Playstation tutkunuyum. Günümüzün en büyük teknolojik hastalığı sanırım. İnternette çok dolaşırım, hep birşeyler araştırırım, boş durmaktan iyidir her zaman. Geri kalan zamanımı da gezmeye harcarım, gezerken tek dikkat ettiğim şey sakinliktir. Kalabalık ortamlardan çok rahatsız oluyorum. Eğer bir yere yemeğe vs gideceksem ortam sakin fazla gürültülü olmayan ve insanın içini açan bir yer olmalı. Bu yüzden deniz kenarında yemek yemeği çok severim, bu lüks olarak yorumlanmasın, illa bir restoran olması gerekmiyor. Sakinlik yeterli.
- Son olarak bir de kişisel web siteniz var ki; dinleyicileriniz ile kuşkusuz ki böylesi bir ortamda buluşmak da sizin için bir renk. Peki size en çok ne soruluyor, nasıl mesajlar geliyor kendilerinden? Yine net ortamına ne kadar vakit ayırabiliyor ve burada neleri paylaşmak size keyif veriyor?
- Bu konuda çok hassasım ve elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Çünkü beni umursayıp seven, mesaj atan herkesi çok önemsiyorum. Elimden geldiğince herkese cevap vermeye çalışıyorum. Çoğu kişi MSN'den de ulaşıyor bana ve güzel keyifli sohbetlerimiz oluyor. Ben bunu oyunculuk zamanındada yapıyordum zaten olması gereken bu. Sen topluma bir şeyler yapıyorsun, beğenisine sunuyorsun, sen onları öncelikle sayacaksın ki; onlar seni saysın. Ben hep olduğum gibiyim kimseden hiçbir farkım yok ve olmayacakta, sadece mesleki koşullar yüzünden göz önüne çıkıyoruz. Ben eminim ki bu mesleği yapmayan sadece hobi olarak müzikle uğraşan bir sürü insan benden kat kat iyi. Her zaman mailleri beklerim, ortaya bir şey çıkarttıktan sonra iyi veya kötü fark edilip tepkiler almak güzel.
- Sizi tanıdığımız için çok mutluyuz, yeniden hoş geldiniz ve söyleşimiz için çok teşekkür ederiz.
- Ben teşekkür ederim güzel sohbet ve kaliteli sorular için.